1960-1975 YILLARI ARASI 1960'ta ilk ihtilal. Türkçülerde yine ümit ve hareketlenme var. İhtilalin içinde yer alan Alparslan Türkeş ve arkadaşlarının tasfiyesine rağmen ümitler kırılmamış. Türk milliyetçileri siyasete giriyor. Atsız ve Türkçüler, Türkeş'in arkasında. 1970'ler, soğuk savaşın en şiddetli rüzgârlarının estiği yıllar.
Atsız'ın Dostları ve Ziyaretçileri: Türk milliyetçiliğinin "uyutulma dönemi"nde Atsız'ın da faaliyetleri sınırlıdır. Günleri, yollarda ve Süleymaniye Kütüphanesi'nde geçmektedir. Tanıdıkların, kendisini merak eden Türkçülerin ziyaretlerinin de ardı arkası kesilmemektedir. Ya bilhassa öğle tatillerinde kütüphanede, ya da
Reklam
Ölümle konuşmaya başlamıştım Ağaçlar avuçlarımda dünya masalıydı Çiçekler nasıl da sonsuzdular Zaman bedenimde tozlanıyordu Ara sokaklarda bulanık perdeler Bir eski bahçede sedef düğmeler Uykulardan kopuyordu yıllardır Yağmur değil ben çekiliyordum Yeraltı sularının rahmine Ey kalabalığın kara yalnızlığı Yıldızlar taşlarla söyleşiyordu Sokak köpeklerinden öğreniyordum Sevgisizliğin açık yarasını Çakıl taşlarında kış denizleri Bedende yapma bedende sönen Odalar dolusu hayal kandili Güneş evlerden çok Mezar taşlarını ısıtıyordu. Sonra siyah bir denizde bir ışık goncası Bir baş dönmesi kanatlı gamzeler Dünyayı doğuran bir dünya ürpertisi Bir tek söz söylemeden Ağzıyla sabaha çıkardı beni Üstüm başım kirpik saç topuk dil Şimdi daha çok konuşuyorum ölümle…
ÖLMÜŞ BULUNDUM
O firaka hiç varmazdım Küflüydü sokakları Çiy kokardı sabahtan Şöyle bir düşündüm de hiç gitmezdim aslında Ama … Gitmiş bulundum
Merhaba kâinatı kendinde taşıyanım. Gözlerinde engin denizlerim. Ruhunda yaşadığım merhaba. Özlem dolu gecelerin sebebi. Umuda açılan her kapının ardındaki beklentim merhaba. Merhaba ey gök yüzüm! Merhaba bulutlardan çıkıp tenime dokunan yağmur damlam, merhaba. Merhaba kara kışların bitiminde müjdecim olan Newroz bayramım. Merhaba özgürlüğe kavuşmuş mahkûmun zindan kapısından çıktığı ânım. Merhaba bir bebeğin zorlu bir hayata başlarken gülümsesiği o ânım. Merhaba özgürlüğüm. Merhaba YALNIZLIĞIM. Yalnız Bir Yolcu
80 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Türk Edebiyatında İlk: Matem
Matem
Matem
Varlık Ergen
Varlık Ergen
varlikergen.com Türk Edebiyatının gotik türde yazılmış ikinci şiir kitabı: Matem. Hikâyelerimiz atalarımızın şu sözüyle başlar: Zaman tanrısı buyurunca insanoğlu hep ölümlü yaratılmış. * Ölüm, ruhumuzun en derin acılarında gizlenen bir sırdır. Matem ise biten bir yolculuğun, tedirgin edici bir mezarlığın ve sessiz bir vedanın
Matem
MatemVarlık Ergen · Kitapyurdu Doğrudan Yayıncılık · 20241 okunma
Reklam
Kadrolu Yalnızlar için
unuttuklarınızı soruyorum hiç hatırlamak istemediklerinizi teninize iz bırakanları ve izinizi taşıyan tenleri görmesenizde sezdikleriniz var mı sizin unutmasanız da unutur gibi yaptıklarınız
Kişinin yaşamının anlamı, en çok önem verdiği ve hep yalnız yapmak zorunda kaldığı-asıl işi olarak gördüğü ve bir başkası yanındayken yapamayacağını düşündüğü-bir (o, tek) işi, bir (tek, o) kişinin yanındayken de yapabilmesinde belirir:- Güzdür; kuzeyden gelen kara bulutlar soğuk ve yağmur getirmektedir; kişi de hafiften üşümektedir; ama, o anda, orada olan bir (o, tek) kişi, yanındadır - yanında bulduğu bir kişinin yanında kendi işini yapabilmesinde bulur, anlamını, yaşamının, kişi-
Sayfa 113
Bugün Oturdum Ölümü Düşündüm
Bugün oturdum ölümü düşündüm Kirli, acı bir su gibi yürüdü içimde Dokunduğum, gördüğüm her şeye sindi Ürperdim, korktum ve biraz şaşırdım Bugün oturdum ölümü düşündüm Yağmur altında ya da karanlıkta Bir başıma kalmış gibi. Sevgilim böylesine alımlıyken Güz kuşlarının güneye doğru akıp gideceği yol İyice belirmişken gökyüzünde Onarırken, sararken
Nerden çıktın karşıma böyle Sitare Efsaneler dökülüyor gülüşlerinde Kirpiklerin yüreğime batıyor Telaşlı bir kalabalığın ortasında Ayaküstü konuşuyoruz Nedimin nigehban nergisleri gibi Üstümüzde bütün nazarlar Çok utanıyorum Sitare
Reklam
Ak alın kara yazgı bende var Yağmur yağmur, sicim sicim Sevda bende var Ah ey bana, vah ey bana Hasret bende var.
112 syf.
·
Not rated
Ahsen Dalca Korkutan - Belki de Muhteşem Size yeni tanıştığım bir yazar ile geldim bu sefer de. Ahsen Dalca Korkutan. Yazarımızın ilk kitabı bu kitap. Yeni bir soluk, yeni bir üslup beni her zaman heyecanlandırır. Yazarın üslubunu samimi ve akıcı buldum açıkcası. Yormadan akıyor gidiyor kelimeler. İç konuşma şeklindeki bölümleri de ayrıca sevdim. Kitap 19 öyküden oluşuyor. Benim en sevdiğim öykü ise "Tülün Ardında" oldu. Kaleminizin mürekkebi kurumasın, yolunuz açık olsun.
Ahsen Dalca Korkutan
Ahsen Dalca Korkutan
Kitapta sevdiğim satırlar : "Kimse unutmasın diye eksilmekten korkan bir benzerlikle günler birbirine tıpatıp aynı." " İçimin duvarları çatırdıyor artık. ... İçimin duvarları yıkılıyor." "Yalnızlık, aniden güneşin önüne geçen kara bulut gibidir. O an bütün planların iptal olur, eve kaçar, yağmur yağacak diye beklersin. Ev de zamandır o sırada. Vaktin sızladığı yer. İnlediği. Ağır ağır azaldığı yer." "Bizim de aramızdaki çizgi budur : Bakışlarımız." "İnsan, insanlığın ortasında ne kadar çaresizdi."
Belki de Muhteşem
Belki de MuhteşemAhsen Dalca Korkutan · Ötüken Neşriyat · 20242 okunma
yağdırsaydın bir yağmur yaldızlı gözlerinden şu bir ağacı bile çok gördüğün kuraklığıma salsaydın diri kuşlarını seması kara katran olmuş bulutlarıma belki kardan beyaz tüylerim boyanmazdı karanlığa içimde bağırttığım yalnızlık türkülerinin yankısı biliyorum, senin denizinde yalnızca yanan bir geminin suya alevli bir yansısı yanıltan, yıldıran ve yanık bırakan bu zamanda takvimden akıp gidenlere miydi kinim bilmem dağlara vurdum kederimi de ahımı da kayalıklarımın iniltisi kavruk yüreğimde yük dolu bir kervan bağım perişan bahçîvanım perişan bundandır ki ne leylanın ne şirinin olurum mûmuna pervanegân toprağımdaki balçığa idi bunca haykırış bunca isyan lakin bu ruh soyunmuş artık korkularından bir baharı karşılamakta el, pençe, divan. 🕯️ebrar
Susarsam, anlatır mı seni göklere tarih Bensiz olur mu sabah, güler mi kara talih
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.