Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Karalama(Naçiz'Hane)
Bir de tecrübe, acıya karşı duyarsızlaşma olabilir. Toplum, yenilenme hızınızın izafi temelde yok olduğu zamanlarda, size sırtınızdan bağlanan beyaz gömleği giydirebilir. Toplum sizi hasta edebilir! Sizi kendisine benzetmeye çalışıp, benzemediğinizde ise direncinizi kırabilecek silahlarını üretebilir, normlar gibi; ahlak gibi. Belki de delirmek güzeldir, aynadaki flu yansımanızı daha görünür hale getiren şey.
Karalama(Naçiz'Hane)
İçindeki çocuğu öldürmemişlerin kalbi bi başka kırılır.
Reklam
Karalama(Naçiz'Hane) Sessizliğin gürültüsü... Daha büyük bir işkence bilmedim ben. :)
Karalama(Naçiz'Hane)
Sevda ile müşerrefsin, tahkir ile varolmadın ki.
Karalama(Naçiz'Hane)
"Seni anlıyorum" dünyanın en güzel cümlesiydi. Anlıyorsun... Ve anlamak, içimizdeki bu ateşin de sebebi.
Karalama(Naçiz'Hane)
Toplum denilen şey, farklıların farklılıklarını anlayamadan zamanla aynılaştığı bir topluluk. 30' umda anladım.
Reklam
Karalama(Naçiz'Hane)
Sessizliğin gürültüsü... Daha büyük bir işkence bilmedim ben. :)
Karalama(Naçiz'Hane)
Çocukluk şiirlerde kullanıldı. Kılları ağarmış eller tarafından.
Karalama(Naçiz'Hane)
Hayat gri şu sıralar. Renge dair gözlerin dışında pek bir gelişme yok aslında. O yüzden ağaçlara bir başka bakıyorum özlemöncesi. Kalanı gri. Aslında öyle kırık dökük değilim. "Hayat devam ediyor" nasihatlerine uygun yaşıyorum. Ya da "gibi" yapıyorum, bilmiyorum. Ama bir boşluk var ki içimde. Nasıl desem. Öyle diş ağrısı gibi
Karalama (Naçiz'Hane)
Budalaca bir yaşamdan, anlamı devrik bir şiir yaratmak isterdim. Anlaşılmayı bir kenara bırakıp nefes almak için yazmak gibi. Zira çapraşık, çelişik bir beynin doğruyu üretmek için çırpınışları trajikomik geliyor bana. Tanrıyla yarışmayan sanatçının sanatı ekmek üstü tuğla tozu. En azından insan denilen "şey" ne için ürettiğini doğru tanımlayabilmeli. Gölgem için yazıyorum, der Sadık Hidayet.
Reklam
Karalama(Naçiz'Hane)
Avazım çıktığı kadar susuyorum. Bilmiyorum, buluyorum yerli yersiz kanayan bir yarayı. Üzerinde bahar tazeliğinde ayrılık elbisesiyle, Tırnaklarını ruhundaki kılcal damarlara geçirip parçalayarak gülen kadın, Anlatmak için bir şeyleri, burnumun ucundaki dünyayı küçülterek göstermek için belki, Tozu dumana katıp avcumun içine bırakınca, O dünya cehennemden bozma bir cennete dönüşür. Anlamaz'ım... Haklılığın ve anlatamamış olmam arasındaki ekinoks çizgisi üzerinde bir cehennem adın.
Karalama(Naçiz'Hane)
Gözleri, yakamozun aydınlattığı geceyi sakince süzerken, tüm bedenini çepeçevre saran deli gömleğini kanıksamış, doktorların tüm çabalarına rağmen konuşmayı reddetmişti. Dışarıdan gelen tüm uyarıcılar onun için sessizliğin damıtılmış haliydi. Bakışları öylesine donuk ve hissizdi ki onu gören diğer hastalar, aralarında gizli bir anlaşma yapmış gibi ondan korkup çekinirlerdi. Hatta ve hatta onun yakınından geçmek zorunda kalan diğer hastalar birden ivmelenerek hızlıca uzaklaşmak gibi bir adet edinmişlerdi. Tam 30 yıl boyunca ağzından sürekli aynı cümleler dökülüyordu: "Her yer yanıyordu. Alev alev her yer yanıyordu. O! O! O, çay fırlattı. Gördüm. Otobüsün kapısı açıktı. Polis kafasını eğdi. Birisi mikrofonla "sizi selamliyor" gibi bir şeyler diyordu. Hı hı. Kulaklarımla duydum. Çay fırlatıyordu. O! O! Her yanıyordu. Cehennem gibi yanıyordu. Çay... Çay... Akıl Hastanesinden Notlar 2051
Karalama (Naçiz'Hane)
Bak dostum, eğer arıyorsan bir liman, sırrı çözülmüş bir aynadan dahi medet umabilirsin. Anlamak ve anlatmak arasında gider bu gemi, dünya rotasında. Ve ortasında bir girdap, emer tek tek hücrelerini. Nevroz dedikleri işlevsel bir sancıdır en derinlerinde, ruhunu besler. Yine de anlatmak ve anlamak arasındadır her şey. Nasıl göründüğün,
Karalama (Naçiz'Hane)
Bazı şairler vardır kirpiklere salıncak kurar, Bazıları bir Cumhuriyet sığdırmıştır sevdiğinin gözlerine, Kimisi ruhu hapseder aya, Kimisi saç telinden darağacı örer gönlüne. Edebiyatla her şey olagelir. Sözüm senden dışarı.
115 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.