Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Günümüz insanını ne bilgisizlik ne doğa ne de hastalık öldürecektir. Şimdiki muazzam ve silahlı uygarlığı yok etmekle tehdit eden tehlike yine insanın kendisidir. "O her zamankinden iyi yaşayabilir, ama nasıl yaşaması gerektiğini her zamankinden daha mı az bilmektedir?" İnsan kim olduğunu bilmeden başka bir şeyden nasıl söz edebilir?17
Sayfa 28 - Fecr Yayınları: 811 / 1. Baskı: Mart 2024
"Çekinme anlat, kardeşlik bugünler için" dedi. Hangi günler için ya kardeşlik? Bak ben buna takılırım. Abimin aklına kardeş olduğumuz geldi. Vay anasını... Kimsesizden hallice bir hayat sürüyoruz hepimiz ayrı evlerde yıllardır. Şimdi diyor ki biz kardeşiz. Bunlara kalsa biz aileyiz. Her hafta yemeklerde buluşmayı aile olmak sanıyorlar.
Reklam
m.ö. 198 yılına gelindiğinde hunlarla, çinliler arasında bir ba­rış antlaşması yapıldı. antlaşmaya göre hun hükümdarı (shan­-yü) bir çinli prenses ile evlenecekti. han imparatorluğu belirli bir miktar ipek, şarap ve yiyeceği ihtiva eden hediyeler toplamını her yıl birkaç defa hunlara yollayacaktı. hunlarla hanlar eşit ve kardeş devletiydi. karşılığında hunlar artık çin topraklarını istila etmeyeceklerdi. bu yılda prenses liou ching hunlara gelin olarak gitti. neticede tarihte ilk defa ho-ch'in (evlilik yolu ile akraba ve müttefik olmak) ile antlaşma imzalandı. bundan sonraki yıllarda mo-tu, söz konusu anlaşmanın şart­larından rahatsız olmaya başladı ve çin'e karşı daha hakimane tavırlar almaya başladı
Sayfa 34 - kronik kitap, 2. basımKitabı okuyor
Harry uzun bir süre uyanık bir halde, dört direkli yatağının örtülerine bakarak ve kendini Ginny'e olan hislerinin yalnızca ağabeylik hisleri olduğuna inandırmaya çalışarak öylece yattı. İkisi birlikte, bütün gazı ağabey kardeş gibi Qudditch oynayarak, Ron'u kızdırarak ce Bill ile Sümük'e gülerek geçirmemişler miydi? Ginny'i yıllardır tanıyordu. Böyle koruyucu bir duyguyu hissetmesi doğaldı... Ona göz kulak olmak istemesi doğaldı... Dean'ın onu öptüğü için kolunu bacağını parçalamak istemesi... Hayır... Bu kısmi ağabeylik duygularını kontrol etmeliydi...
Sayfa 185 - YKY YayınlarıKitabı okuyor
“Yaşam boyu üç şeyin özlemini çektim: bir küçük ev, iyi bir eş, bir saksı fesleğen. Hiçbirine sahip olamadım,” diyen ünlü komu­tan kimdi? Aslında yaşam ne kadar basit, sevgilim, mutlu ol­mak için insana ne kadar az şey gerekli!
“Pek çok şeydik. Arkadaş, kardeş, suç ortağı.” İfadesi kararsa da görmezden gelip devam ettim. “James, umutsuzca olmak istediğim ve asla olamayacağım her şeydi: yetenekli, akıllı, zevke düşkün. Sanatı mantıktan, tutkuyu ise huzurla sessizlikten üstün tutan bir ailenin tek çocuğu. Tanıştığımız günden beri dehasının bir kısmının bana da bulaşmasını umarak ona çapak gibi yapıştım.”
Reklam
Ey nefsim ve ey nefsimle beraber bu hikâyeyi dinleyen adam! Eğer bedbaht kardeş olmak istemezsen ve bahtiyar kardeş olmak istersen, Kur'an'ı dinle ve hükmüne mutî ol ve ona yapış ve ahkâmıyla amel et.
Sarhoşluque
Bu akşam ömründe bir defa bir adam Caddeden geçen insanlarla kardeş olmak istemiştir.
Ve kardeş olmak birbirinizi anlamak için kelimelere ihtiyacınız yok demektir...
Sayfa 218Kitabı okudu
“Dostluğun ne olduğunu biliyor musunuz?” diye sordu. “Evet,” dedi çingene; “erkek kardeşle kız kardeş olmak demektir, birbirine dokunan ama kaynaşmayan iki ruh, elin iki parmağı gibi...” “Peki ya aşk?..” diye devam etti Gringoire. “Ohh, aşk!” dedi kız, sesi titriyor, gözleri parlıyordu. “Aşk iki iken bir olmaktır. Bir erkekle bir kadının birbirine karışıp bir meleğe dönüşmesi... Aşk, cennet demektir.” Victor Hugo Notre Dame'ın Kamburu
Reklam
Öğretmen Olmak
Dört yıl boyunca lisede çalışırken her gün gücümün ve gençliğimin benden azar azar çekildiğini hissediyorum.
İnsanlar çoğu kez ellerinde olmayan nedenlerden dolayı hiçbir şey yapamama durumunda kalırlar. Kim bilir, hangi korkunç, korkunç, çok korkunç kafesin içinde hapsolmuşlardır. Kurtuluş da vardır bir yerlerde, biliyorum, geç kalmış bir kurtuluş. Haklı ya da haksız yere yok edilmiş bir iyi ad, yoksulluk, yazgının oyunları, felaketler... İnsanları hapseden şeyler bunlar işte. İnsanı kendi içinde kapalı tutan, çevresine aşılmaz duvarlar ören; hatta sanki toprağa gömen şey nedir, her zaman bilemeyebilir, ama, yine de birtakım parmaklıkların, kapalı kapıların, duvarların varlığını hissederiz. Bütün bunlar hayal mi, kafamda kurduğum fanteziler mi? Sanmıyorum. Sonra soruyorsun kendi kendine: "Tanrım! Daha böyle sürecek mi bu? Hep mi böyle sürüp gidecek? Sonsuzluğa dek mi?" Kişiyi bu esaretten çekip kurtaran ne bilir misin? Çok derin ve ciddi sevgi. Dost olmak, kardeş olmak, sevmek... En üstün erk ile, sanki sihirli bir güçle hapishanenin kapısını açan bu işte... Bu olmadı mı insan ömür boyu hapiste yaşıyor. Duygu birliğinin yeniden doğduğu yerde yaşam yeniden başlar.
İyi bir insan olmak çocuğunun bahçesine diktiğin bir ağaç mıdır? Mutlu son dedikleri, yaşarken görmesek de diktiğimiz o ağacın bizden sonrakilere kalan meyvesi mi?
Oralı buralı olmak değildi mesele... Döndüğümüz toprak bizim olduğu için değil, biz o toprağın bir parçası olduğumuz içindi bu hiç bitmeyen aidiyet hissi. Bu yüzden hep köküne, özüne dönmek ister insan. O yüzden toprağını arar. Yerini sevince çiçeği de meyvesi de çok olur ağacın.
. Temmuz 1880 Ve insanlar çoğu zaman hiçbir şey yapamıyorlar, ne tür bir korkunç, berbat, ne kadar berbat bir kafese hapsedilmiş durumdalar. Hapishaneyi ortadan kaldıran şeyin ne olduğunu biliyor musunuz? Her derin, gerçek sevgi. Arkadaş olmak, kardeş olmak, sevmek, sihirli bir güçle, yüce bir güçle hapishaneyi açan şey budur. Bunlar olmadan kişi ölü kalır. Ama ne zaman sevgi yeniden canlansa, orada hayat da canlanır. . . .
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.