“Ölüm umutsuzluktur, oysaki en kötü yaşamda bile her gün umut, güneş çiçeği gibi açar.”
Reklam
bir kar parçası gibiydi. hiçbir hikâyesi yokmuş gibi. olağandışı görüntüsüne rağmen bir karınca kadar sıradan duruyordu. üç duvarı beyaz salonda gözden kaybolacak kadar beyazdı. ama koma görünüyordu. çünkü ruhu petrol kadar siyahtı.
Ağlayan Karınca ve Babaannem.
Küçükken babaannem bana masal anlatırdı ve kandilin sönük ışığı altında dünyanın en lezzetli duygusu sarardı her tarafı. O masallardan bir tanesini bugün «مورچه ی اشک ریزان Ağlayan Karınca» adı altında "Güzel Çocuklar İçin Güzel Masallar" kitabında buldum oysa unuttuğumu bile unutmuştum hayat böyle bir şey kaybolmuyor hiç bir şey. Güzel bir masal lakin yazmaya üşeniyorum:))
Batur
Batur
Ibrahim Ahmed
Ibrahim Ahmed
Siz Musa mısınız ki, Firavun karşısında asayı yılan edesiniz; Yunus musunuz ki siz, bir balığın karnında ömür tüketesiniz; siz İbrahim misiniz de ateşe girip can vermeyesiniz; İsmail misiniz siz ki bıçak kesmeye boynunuzu? Siz kimsiniz bilmezsiniz, bilemezsiniz. Siz 'halifemdir' denensiniz, dağların çekemediği yükü yüklenensiniz. Alpsiniz, erensiniz siz; kılıçsınız, kalemsiniz siz. Yunus değilseniz, Musa değilseniz, İsmail değilseniz ve İbrahim değilseniz en azından bir karınca kadar olun da su taşıyın susuz kalmış gönüllere. Bir kişiyi suya kandırın canlar. Zira çok ötelerde yana yana sizi bekleyenler var.
Yüreği alıp sattı insanoğlu, yürek, yüreklikten çıktı. Aşkı, sevgiyi, dostluğu, kardeşliği, barışı, arkadaşlığı, kandaki sıcaklığı, güzelliği alıp sattı insanoğlu, insanoğlu insanlıktan çıktı...
Reklam
Bilinen hikâyedir; Hac yolundaki karınca, "yolunda ölürüm ya" demiş. Böyle bir hayatın çabası bile değer katacaktır bize; ufuklar açacaktır.
Sayfa 53 - KırmızıkediKitabı okuyor
Ağlamazsam öleceğimi hissediyorum. Başımda milyarlarca karınca geziyor.
Sayfa 131 - Can, 27. BaskıKitabı okuyor
....Buraya sırf boğaz tokluğuna mı kapılandın? Hadi diyelim ki öyle. Burası kapanıyor. Boğaz tokluğun da güvenlikte değil. Hem de evladım, sırf yemeyi içmeyi hayvanlar düşünür. Senin de bu dünyada görecek günün, sürecek sefan olmalı, karınca kararınca.”
İstanbul büyüktür, geniştir, uçsuz bucaksızdır, içinde karınca gibi insan kaynar ya, büyüklüğünün, ge­nişliğinin, türlü türlülüğünün bir sınırı vardır, bellidir.
Reklam
"Bir karınca gibi, dünyanın yükünü omuzlarımda taşıyorum."
- İkinci Mide, Erzak Torbasının Güzellikleri
Karıncaların ikinci midesi kelimenin tam anlamı ile bir erzak çantasıdır. İşin ilginç yanı karınca bu erzak çantasındaki besinleri kendi ihtiyacı için kullanamaz! Çünkü ikinci midede sindirim enzimlerini salgılayacak salgı bezleri yoktur. Erzak midesi ağzına kadar dolu olsa bile karınca açlıktan ölebilir! Bir karınca, yuva içinde yahut dışında
Önce gelinin sözü geçiyor olsaydı oooooo
Karıncaların Dünya üzerindeki geçmişleri, dinazorlardan bile eskidir! Yeryüzündeki ilk insanın, toprağa ilk ekini ekmesinden 50 milyon yıl kadar önce, karıncalardan bir tür karınca, toprağın 5 metre kadar derinliklerinde uzanan muhteşem çiftliklerde kültür mantarı yetiştirmekte, bir başka karınca türü ise, yaprakları birbirine dikip, ağaç dallarında karınca sarayları inşa etmekteydi...
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.