“Çaresizseniz, Çare “sizsiniz”
Sular yükselince, balıklar karıncaları yer. Sular çekilince de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne ve gücüne güvenmemelidir. Çünkü kimin kimi yiyeceğine. “Suyun akışı” karar verir. Gidene kal demeyeceksin. Gidene kal demek zavallılara, Kalana git demek terbiyesizlere, Dönmeyene dön demek acizlere, Hak edene git demek asillere yakışır. Kimseye hak ettiğinden fazla değer verme, yoksa değersiz olan hep sen olursun. Düşün… Kim üzebilir seni senden başka? Kim doldurabilir içindeki boşluğu sen istemezsen? Kim mutlu edebilir seni, sen hazır değilsen? Kim yıkar, yıpratır seni sen izin vermezsen? Kim sever seni, sen kendini sevmezsen? Herşey sende başlar, sende biter. Yeter ki yürekli ol, tükenme, tüketme, tükettirme içindeki yaşama sevgisini. Hep hatırla: “Çaresizseniz, Çare “sizsiniz” Behçet Necatigil
"(...) araştırdıklarım arasında bulduğum hazine schopenhauer'di. öbürlerinin (diğer filozofların, invulnerable) farkına bile varmadıkları, vardıklarında da tümü kapsıyan bir uyum ve anlaşılırlıkla çözümleyiverdikleri, bizi gözle görülür bir biçimde alev alev saran dünyadaki acılardan, karmaşadan, ihtirastan ve kötülükten ilk söz eden oydu. sonunda, evrenin temelinde her şeyin iyiliğe yönelik olmadığını görebilecek yüreklilikte bir düşünür çıkmıştı. ne "yaratıcı'nın" tümüyle iyi ve bilge aleminden ne de evrenin uyumundan söz ediyor, sözü dolandırmadan insanlık tarihinin izlediği acı dolu yolun ve doğanın acımasızlığının altında temel bir hatanın yattığını söylüyordu. bu hata dünyayı yaratan iradenin körlüğüydü. söyledikleri benim daha önceki gözlemlerimi haklı çıkarıyordu. can çekişen hastalıklı balıklar, perişan tilkiler, donmuş ya da aç kuşlar ve çiçeklerle bezenmiş tarlalarda gizli, acımasız trajediler görmüştüm. karıncalar işkence yapa yapa solucanları öldürüyor, böcekler birbirini lime lime ediyordu. insanlarla ilgili deneyimlerim de beni, insanın özünde iyi ve temiz olduğuna inandıramamıştı
Reklam
Çağ, Yok Oluş, Benlik, İslam, Roşa
_TARİH ÖNCESİ DEVİRLER_ _İnsanoğlunun ortaya çıkışıyla başlayıp, yazının icadına kadar geçen dönemdir. Taş ve Maden Devri olarak ikiye ayrılır. _1-Taş devri_ _a)- Eski Taş – Paleolitik devir: (M.Ö.2,5 milyon - M.Ö. 12.000) (avcı ve toplayıcı). Karain, Beldibi ve Belbaşı. Paleolitik Döneme ait ilk izlere İspanya’daki Altamira, Fransa’da Laskö
Resulullah efendimiz şöyle buyurmaktadırlar.
Allah ve melekleri, göklerin ve yerlerin halkı, hatta yuvasındaki karıncalar ve hatta balıklar , hayır ve faydalı şeyler öğreten kimseye dua ederler. ( Dürretül vaizin. )
Sular yükseldikce balıklar karıncaları yer, sular çekildikce de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne gücüne güvenmemeli... Çünkü kimin, kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir. Afrika Ata Sözü
104 syf.
·
Not rated
·
Read in 4 days
Ülkenin en kararlı, en özverili, en iyimser çocukları. Sert, acımasız, zalim günler. Zor günlere inat gülümsemelerini korumaya çalışan gençler. Kahramanlıklar, ihanetler, acılar ve aşklarla dolu romantik bir yaşam. Demokrasi ateşini, diktatörlüğün en kararlı döneminde yakmaya çalışanların serüveni. 12 Eylül darbesine direnen insanların gerçek yaşamlarından çarpıcı öyküler. "Büyük bir çatışma çıkmıştı kentte. Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar, insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı. Çeşit çeşit sustalılardan otomatik tabancalara kadar bir iyice kuşanmışlardı silahlarını. Bir köşe başında bekliyorlardı bizi. Bekledikleri yerde karşılaştık. Belki daha elverişli bir köşe başı ve daha uygun bir zaman bulunabilirdi ama bu karşılaşma kaçınılmazdı. Çatışma uzun sürdü. Karanlık bir dönemin bitişinden karanlık bir dönemin başlangıcına kadar. Yenilmiştik. Yenileceğimiz belli değildi ama çok da şaşırmadık. Şimdi kaçıyorduk işte. Yakalanmamak için, yeniden dövüşebilmek için kaçıyorduk. Belki de bastığımız bu ham toprak İstanbul'un karanlık, suskun sokaklarıydı. Bırakıp geride karımızı, çocuğumuzu, basılacak evimizi terk ediyorduk..."
Çıplak Ayaklıydı Gece
Çıplak Ayaklıydı GeceAhmet Ümit · Everest Yayınları · 20194,615 okunma
Reklam
"Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı."
Sayfa 20 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Kriz dönemlerinde karşımıza ne tür fırsatlar çıkar?
1)Gücünüzü bilirsiniz Yüzmeye gittiğimiz günlerde bir büyüğümüz bizden daha önce suya girer. İleriye kadar gider ve suyun boyunu geçtiği yerde elini kaldırırdı. Biz buna boy verme derdik. Kriz dönemlerinde de aynı durum yaşanır. Yaşanan sıkıntılar, zorluklar sizin aslında ne kadar güçlü veya güçsüz olduğunuzu daha net gösterir. Bunun yanında
Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar, ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar, insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı.
Allah Azze ve Celle,melekleri,hatta yuvasındaki karıncalar,denizdeki balıklar bile,insanlara iyiyi (doğruyu) öğreten kimselere salat (istigfar) ederler.
Reklam
Büyük bir çatışma çıkmıştı kentte. Biz, insanlar, çiçekler, karıncalar, kuşlar, balıklar ve yıldızlar öldürülmesin diye sokaklara renk renk yazılar yazıyor, duvarlara afişler asıyorduk. Hepimiz gençtik; yaşlı olanlarımız da vardı aramızda ama hepimiz gençtik. Onlar insanları, çiçekleri, karıncaları, kuşları, balıkları ve yıldızları öldürmek için çıkmışlardı sokağa. Hepsi yaşlıydı; genç olanları da vardı aralarında ama hepsi yaşlıydı. Ve hepsi silahlıydı.
Sular yükseldikce balıklar karıncaları yer, sular çekildikce de karıncalar balıkları yer. Kimse bugünkü üstünlüğüne gücüne güvenmemeli... Çünkü kimin, kimi yiyeceğine suyun akışı karar verir.
274 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.