eskisine nazaran daha fazla sayıda kadının yalnızca ev dışında çalışması değil, kariyer de yapması ve aynı zamanda çocuk sahibi olması, ekonomi, siyaset ve toplum tarafından topyekün çok iyi karşılanıyor gibi görünüyor: Onlardan aynı zamanda tam zamanlı birer anne ve kariyerli anne olmaları, aile hayatını çekip çevirmeleri ve işlerinde başarılı olmaları bekleniyor. Bu "süper anne" mefhumunun kökeninde, kadının ancak bir eş ve anne olduğunda övgüye layık Hıristiyan modeline uyacağını söyleyen Alman Reformu yatmaktadır ve kariyer sahibi kadın olma dürtüsü, içinde bulunduğumuz yüzyılın başından beri egemen olan modeldir. Demek ki farklı sosyal gruplara mensup kadınlar, evlerinin dışında çalışmak istiyorlar ya da buna ihtiyaçları var ama aynı zamanda da bir koltuğa kırk karpuz sığdırmak durumunda kalıp, ücretli işleri, evdeki ücretsiz işleri ve tüm bunları idare etmek uğruna yaşanan zorlukların neden olduğu meşakkatle başa çıkmayı hedefleyen duygusal mücadele arasında manevra yaparken, baskın "süper kari- yerli/çalışan kadın" ve "süper anne" kavramları arasında gidip gelmek zorunda kalıyorlar.
Sayfa 220Kitabı okudu
Halk için parti otorite değil, halkın kendi otoritesini ve iradesini gerçekleştireceği örgüttür. Ne kadar az kafa karışıklığı olursa, ne kadar az iktidar ikiliği olursa, parti kılavuz rolünü o kadar çok oynayabilir ve o halkın temel gü vencesi haline o ölçüde gelebilir. Eğer parti iktidarla özdeşle şirse, o zaman parti militanı olmak, kendi bencil amaçlarına ulaşmanın, yönetimde bir İş elde etmenin, terfi etmenin, rütbe kazanmanın ve bir kariyer sahibi olmanın en kısa yolu olur.
… +627
Babam, "Bu çocuk geri zekalı, büyüyünce feci bir şey olacak" derdi.
BU TAVIR ICIN BIR DİPNOT:
Gercek zekayı tanımak için onunla en azından denk bir zekaya sahip olmak gerekir...Ayrıca, genellikle zeka tek başına gelmez, pakette çoğu zaman bir takım yan etkiler de vardır. Zeka ne kadar yüksekse bu yan etkiler (ögrenme güçlükleri, aşırı hassasiyet, kaygi, saglik sorunları, anlaşılamama, sıkılma, odaklanamama...) de görünür olacak kadar belirgindir.
Zekanın ne olduğunu sadece iq test skorlarından ve okul başarısı/kariyer üzerinden ölçen ortalama insanlar; en çok ders çalışanın, düzene en iyi uyup oyunu kurallara göre oynayanın ve yapılması gerekeni nizamı bir şekilde yapanın en zeki olduğunu zanneder, bu yan etkileri görerek neden sonuç ilişkisi kuramadıklari için keskin zekalı insanları geri zekalı sanma eğilimindedirler.
V.e asıl zeka sahibi insanlar; ömür boyu bu yan etkiler ve sonuçları ile uğraşırken, bu güruh tarafından anlaşılamamayla cebelleşir.
Bu durumum en trajikomik sonucu ise; çocukken "geri zekalı herhade" etiketini yiyen zeki çocuklar, buna inanırlar. Çünkü çok naif insanlar oldukları için genelde diğer insanlara inanma eğilimi taşır, onları da kendileri gibi sanırlar...
Sayfa 387 - ,Kitabı okudu
Bu tarz ilişkiler çoğalmaya başladı. Yazık ki, kadınlar bu
girdabın içine çekildiklerinde, paçalarını kolay kolay kurtaramıyorlar,
çünkü erkek, hiçbirinin hayatından gitmesini
istemiyor. Ve kalmaları için ancak yetecek miktarda ilgi gösterip
sonra kaçmaya devam ediyor.
Çünkü bu ilgi erkeğin egosunu çok güzel besliyor. Ve erkek
de işte buna bağımlı.
Oysa bir erkeği hayatınızda tutabilmek ve evliliğe ikna etmek
için cinsellik asla doğru yol değildir. Onlar buna aşık
olmaz. Dünyanın en seksi kadını olsanız boş.
Ama düz, sıradan, hanım hanımcık, akıllı ve kariyer sahibi
olmanız da yetmiyor işte...
Hele hele, ondan çocuk sahibi olmak hiç iyi fikir değil. Eğer
işe yarasaydı, sevdiği adamdan bebek sahibi olan tanınmış
kişiler, muhteşem güzellikleri ile muhakkak o adamı ellerinde
tutarlardı. Ama onlar da bunu başaramadılar.
Sayfa 76
Aklına Marilyn Monroe'nun onu çok etkileyen sözü geldi: "Kariyer sahibi olmak iyi bir şeydir, ancak geceleri ayaklarınızı ısıtan kariyeriniz değildir."
Sayfa 20 - Yan Pasaj
'Çocuk da yaparım, kariyer de' nin perde arkası...
"Sarah iş arkadaşlarına ve ortaklarına hiçbir şey belli etmiyordu. İş yerinde çocuklarından asla bahsetmemeyi kural haline getirmişti. Onların adlarını dahi anmıyor, bürosunda fotoğraflarını bulundurmuyordu. Çocukları pediatri uzmanına götürmek zorunda olduğunda veya okullarından çağrıldığı ve gitmemezlik edemeyeceği durumlarda bürodan çıkarken "dışarıda bir randevusu" olduğunu söylemeyi tercih ediyordu.
Eve gitmeden önce bir iki kadeh içmek için işten biraz erken çıkmanın, çocukların bakıcı problemi yüzünden işten erken çıkmaktan çok daha fazla hoşgörüyle karşılandığını biliyordu.
Yalan söylemek, kılıfına uydurmak, hikaye yazmak da dahil olmak üzere her türlü bahane çocuk sahibi olduğunu itiraf etmekten çok daha iyiydi çünkü çocuk sahibi olmak "zincirleriniz", "bağlarınız", "zorunluluklarınız" olduğu anlamına geliyordu. Bütün bunlar da her an işiniz için müsait olmanıza, kariyerinizde ilerlemenize engel olan unsurlardı."
...
"...kadınların maruz kaldıkları sessiz ve görünmez, kimsenin dile getirmediği, sıradanlaşmış bir şiddetti. Sarah bu olaydan dersini almıştı."
...
