Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Şarkıların bana ettiğini sayma Sen bu kadar benim değildin aslında Ben şiirler dolusu yalan söyledim. Dudaklarım dudaklarına değmemişti daha Değdi dedim. Sen bu kadar benim değildin aslında Ben öyle istedim.. Şimdi seni olmadığın şehirlerde arıyorum Mutlu insan çığlıkları dolduruyor kulaklarımı. Bu gece yüzüme yıldız yağıyor nedense Ben bu insanlardan değilim Tek başıma taşıyamam bu gökyüzünü. Hadi gel; yalnız koma beni Hadi gel; işte ellerim.. Bir karnaval gecesindeyim yapa-yalnız Bütün döner dolaplar boş Bütün atlıkarıncalar terkedilmiş. Bir karnaval gecesindeyim diyorum Delirmiş.. Erdoğan Çokduru
Arkadaş Zekai Özger
Beyaz Ölüm Kuşları Sonra bir gün anneler de ölür Böcekler ve kertenkeleler ölür Boşalır suyu havuzun kum seddi yıkılınca Sivrisinekler ve kağıttan kayıklar ölür Sonra o gün çocuklar da ölür Biz hepimiz önce küçük bir çocuktuk
Reklam
Murat Menteş'in karnaval tadında romanı Korkma Ben Varım'ı inceledik: soylentidergi.com/murat-mentes-ko...
Sokaklar gördüm, sokaklar tıpkı bir karnaval Yığınlar üst üste, yığınlar sersem ve aval
"Onlar sürü yavrum. Zincirlerinden başka kaybedecek neleri var? Karanlıktan geldiler, karanlığa gidiyorlar. Ummandaki dalgalar gibi sayısız. Tarihi yok bu sürünün. Macerası yok. Yıldızlara tırmanan merdivenden habersiz. Yürüyen, esneyen, tepinen ve öğrendiği şeyleri tekrarlayan uzviyet. Kafanın vecdinden habersiz. Bu sarhoş karnaval alayını yıldızlar, yüzbinlerce yıldız, kayıtsız bakışlarıyla seyrediyor.." Cemil Meriç
Düğünlerden neden mi tiksiniyorum? Çünkü düğünler her türlü görgüsüzlüklerin ve bayağılıkların bir karnaval havasına büründüğü bir ihtifâl-i cümbüş'tür. Etrafa zehrini saçan bir deniz anasına benzeyen estetikten uzak gelinlikler, gelinin mutlu olması gereken günde ağlayıp suratından makyajların akmasıyla bir pandomin sanatçısına dönüşmesi, takı merasiminde kimin ne kadar para taktığını avazlarının çıktığı kadar haykırarak insanların içinde söylenmesi, saçma sapan Ankara müziklerinin çalınıp kadın erkek çekiştirilerek oynanması, abartılı kıyafetlerle kimin gelin kimin misafir olduğunun belli olmaması, damadın bir sünnet çocuğu gibi tuhaf ve bayağılık içeren kıyafetler giyinmesi, sanki bütün dünyanın üreme reaksiyonları kurudu ve bütün dünya toplumları uzaylılar tarafından kısırlaştırıldı da bir biz üreyebiliyoruz dermişçesine düğün konvoyunda bütün arabaların insanları rahatsız ederek kornalara basması, bahşiş isteyen çocuklara küfürler edilmesi ve daha nice iğrençlikler. Peki evlenmenin adı neden evlenmek? Evlilik basit bir sözleşmeyken neden bu kadar zorlaştırıldı? Neden evlenmek mutlaka bir evin dayanmasına ve döşenmesine dayanmaktadır? Neden iki tarafın sözleşmeye imza atıp bitmesiyle sonuçlanmamaktadır? İlginç olarak toplumumuzda nikâhın adı evlenmekken Arapça'da tezevvüc demektir. Yani iki kişinin birleşmesi. İngilizce'de bildiğiniz gibi marry, yani kutsallık ifade etmektedir. Bizde ise hâlâ ev... Alıntı...
291 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.