Düğünlerden neden mi tiksiniyorum? Çünkü düğünler her türlü görgüsüzlüklerin ve bayağılıkların bir karnaval havasına büründüğü bir ihtifâl-i cümbüş'tür. Etrafa zehrini saçan bir deniz anasına benzeyen estetikten uzak gelinlikler, gelinin mutlu olması gereken günde ağlayıp suratından makyajların akmasıyla bir pandomin sanatçısına dönüşmesi, takı merasiminde kimin ne kadar para taktığını avazlarının çıktığı kadar haykırarak insanların içinde söylenmesi, saçma sapan Ankara müziklerinin çalınıp kadın erkek çekiştirilerek oynanması, abartılı kıyafetlerle kimin gelin kimin misafir olduğunun belli olmaması, damadın bir sünnet çocuğu gibi tuhaf ve bayağılık içeren kıyafetler giyinmesi, sanki bütün dünyanın üreme reaksiyonları kurudu ve bütün dünya toplumları uzaylılar tarafından kısırlaştırıldı da bir biz üreyebiliyoruz dermişçesine düğün konvoyunda bütün arabaların insanları rahatsız ederek kornalara basması, bahşiş isteyen çocuklara küfürler edilmesi ve daha nice iğrençlikler. Peki evlenmenin adı neden evlenmek? Evlilik basit bir sözleşmeyken neden bu kadar zorlaştırıldı? Neden evlenmek mutlaka bir evin dayanmasına ve döşenmesine dayanmaktadır? Neden iki tarafın sözleşmeye imza atıp bitmesiyle sonuçlanmamaktadır? İlginç olarak toplumumuzda nikâhın adı evlenmekken Arapça'da tezevvüc demektir. Yani iki kişinin birleşmesi. İngilizce'de bildiğiniz gibi marry, yani kutsallık ifade etmektedir. Bizde ise hâlâ ev...
Alıntı...