Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
147 syf.
·
Puan vermedi
Merhabalar değerli kitapseverler bugün sizlere Çimen Erengezgin kaleminden Kadın,Pencere ve Kedi adlı kitabı tanıtmak istiyorum. Kitabımız 36 farklı öyküden oluşmaktadır. Kitabın içerisinde bir başına yalnız kalan kadınların hayatlarını,ilk kitabı çok satanlar listesine giren ünlü bir yazarın kendini alkole verdikten sonra olan yaşamını, alışveriş merkezinde gezen iki arkadaşın neler yaşadıklarını,bir karakterin iş görüşmesi diye geldiği yerde başına gelen garip anları,bir kadının ağzından mahallesinde yaşayan komşularının hayatlarını ve kendi aile hayatını gibi birçok öykü okuyoruz bu kitabın içerisinde. Tüm öyküler emek verilerek yazılmış hepsi birbirinden güzeldi ama aralarından seçim yapmak gerekirse en çok Karşı Pencere, Öldüm Ben ve Geride Kalan adlı öyküleri okurken daha birçok etkilendim. Yazarın kalemi çok akıcıydı her bir öyküyü uzun tutmayıp yeni bir öyküye geçmesi çok hoşuma gitti. Benim gibi öykü severlere keyifli okumalar dilerim. Yazarımızın kalemine sağlık okuyucusu bol olsun.
Kadın, Pencere ve Kedi
Kadın, Pencere ve KediÇimen Erengezgin · Ayrıkotu Yayınları · 20242 okunma
İnsanlar peşlerini kollayan hiçlikle tek başlarına yüzleşemediklerinden bir araya ya da karşı karşıya gelirler.
Sayfa 122Kitabı okudu
Reklam
147 syf.
·
Puan vermedi
·
31 saatte okudu
Merhaba sevgili kitap kurtları bugün sizlere öykü tarzında yazılmış bir kitapla geldim Kitapta 36 öykü yer almakta. Ben en çok Karşı Pencere ve Sokak öykülerini sevdim. Yalnız kalan insanların yaşadıkları, duyguları ele alınmış genel olarak. Pencere arkasında kalan kadınların öyküleri yer alıyor. Genel olarak kadın ağırlıklı karakterler yer alıyor. Bu minimal öyküler sizlerin de yüreğine dokunacak, bence bazılarında kendinizi bile bulabilirsiniz. Öyküseverlere tavsiyemdir. Yazarımızın kalemine sağlık
Çimen Erengezgin
Çimen Erengezgin
Kadın, Pencere ve Kedi
Kadın, Pencere ve KediÇimen Erengezgin · Ayrıkotu Yayınları · 20242 okunma
Yara ve Tan
Usuyitik epeydir dökülmüyor. Ama dökülenleri topluyor herkes gibi. Aşağıda birinin döktükleri var. O topladığı için haberim oldu. Belki balyoz olur kimine, kimine anahtar. Belki bir başkasına pencere, bir başkasına duvar. Tohum ya da. Veya gübre: "İnsan kapitalist doğmasa da büyüdükçe kapitalistleşen bir varlığa dönüşmeye pek direnemez,
Hem Risale-i Nur, hükema ve ulemanın mesleğinde gitmeyip, Kur'an'ın bir i'caz-ı manevîsiyle, her şeyde bir pencere-i marifet açmış; bir senelik işi bir saatte görür gibi Kur'an'a mahsus bir sırrı anlamıştır ki, bu dehşetli zamanda hadsiz ehl-i inadın hücumlarına karşı mağlub olmayıp galebe etmiş.
Ortalıkta niçin ölü güvercin görmüyoruz? Genellikle hayvanlar kendilerini ölüme yakın hissettiklerinde ölümü beklemek için bir yerlere gizlenirler. Bu, bir ağaç kovuğu, kayaların arası veya saklanabilecekleri herhangi bir yer olabilir. Buradaki içgüdü, hayvanın kendisini güçsüz hissetmesi nedeniyle bir düşmanla karşılaştığında karşı koyamamak
Sayfa 76 - AykırıKitabı okudu
Reklam
Hani bazen biri vardır, en büyük kötülüğü kendine yapan. Öyle deriz, ne yaptıysa, kendine yapıyor. Yahut bizizdir o, öyle derler, hâlbuki ne kadar iyi biriyizdir eskiden, ah ki ne ahtır vesaire. Hakan Şenocak, "Ne yaşıyor ne de ölüyordu. Yığılmak istiyordu. Dökülmek, kaybolmak, yok olmak istiyordu. İçindeki çatışma bitsin istiyordu."
Herkes her şeyin farkında ama herkes bu rolleri oynamaya mecbur hissediyordu kendini. ….. gibiler bu mecburiyete karşı çıktıkları için, maskelerini takmadıkları için dışlanıyor ve uyumsuz damgası yiyip yalnızlığa sürükleniyorlardı.
Sayfa 137 - Luna YayınlarıKitabı okudu
Hüzün.
Trende pencere kenarında karşılıklı oturuyorlar. Babanın gözü kapılara kilitlenmiş durumda, Harriet’ın başının üzerinden sürekli o tarafa bakıyor. Kız onun neyi beklediğini biliyor. Hazırlıklı. Bunu daha önce de aşama aşama yapmışlardı. Baba sinyali verdiğinde hızlı olmaları gerekiyor. Kucağındaki kamera çantasını açıyor Baba. Gözleri kapıya
Günaydın. İnsan zihni ne tuhaf, öyle yaşandığına epey emin olduğumuz hatıralar aslında öyle değildir. Bir şeyler değişmiştir, hissederiz fakat bir yandan da eminiz işte. Yaralayan, kötü anılardır bunlar ekseriyetle. Bir kargaşa ki alıp götürür beynimizi, yüreğimizi. Schulman'ın başka bir romanında geçer: "Bazen travma yaşadığımızda
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.