Yazım hatalarının artık -de -dayı ayrı yazmanın dışında, harflerinde yanlış yazılmasına kadar ulaşıyor ki bu daha vahimdir. Buna sebep olarakta ne olursa olsun okumamamızdır.
Sosyal medyadaki yazılanları okumanız sizin yazım hatalarınızı düzeltmez çünkü hata kartopu gibi büyür ve herkes "değil" yerine "deyil", "eğer" yerine "eyer" yazmaya devam eder.
İşte o hatalardan bazıları;
Sohpet - Sohbet
Şarz - Şarj
Asvalt - Asfalt
Ahçı - Aşçı
Demi - Değil mi
Herkez - Herkes
Meyer - Meğer
Tedirgin çiçeğim, kaldın boranda
Bu yıl da yaz gelmeyecek
Gerisin geri dönüyor dünya
Bir kartopu gibi sıktım demin
Acılarımı yavaşça
Alkole bıraktım, eridi nasılsa...
1990
i87174. Kendi adıma çok faydalandığım ve bilgilendiğim bir kitap oldu. Kısmen kıdemli bir Kişisel Gelişim okuru olarak ilk defa bilinçaltı çalışmalarını düzgünce uygulamalı olarak anlatan bir kitap okuyorum. Yazarın dili gayet sade ve akıcıydı ilk defa kişisel gelişim okyan birisi bile zorlanmadan okuyabilir. Yazarın kalemine sağlık okuyan herkese şifa olması dileğiyle
"Kulak verirsen bir ağaca, içindeki ormanı gösterir sana. Bir kelebeğe kulak verirsen kabuğunu yırtmanın sırrını fısıldar kalbine. Salyangozu takip edersen hayatta iz bırakmanın yolunu öğretir sana. Bir taştan ağırlığı, bir yapraktan rüzgarla uçuyor olmanın hafifliğini öğrenirsin. Bir denize baktığında 'her şeyi kaldırabilirim' diye fısıldarsın taşımak zorunda olduğun her şeye. Kötüleri boş ver ama iyi insanlara bakmak dünyayı sevmeyi öğretir. Yumuşak g sürekli arada olmanın, bir cümlenin başına geçemeyecek olmanın umutsuzluğunu gösterir sana. Evrendeki her şey, kendi hikayesini anlatır, hikayeni anlatabilmek için kelimelere ihtiyacın var. Kelimelerse içinde bir yerlerde saklı. Duymayı unuttuğun o sese kulak ver. Unutma, tek bir sesle bölünür tüm sessizlik."
Bedenlerimiz pencerenin önüne çakılı kalırken ruhumuz üşüyen elleriyle kartopu oynuyordu. Ben seni bilerek ıskalıyordum. Bilerek az öteye atıyordum. Kartopu yanından zarif bir kuş gibi geçip gidiyordu. Beceriksizliğime gülüyordun. Sen bilerek kartopunu göğsüme atıyor, beni yıkmaya çalışıyordun. Her vurduğunda gülüyordun. Ağzın muzaffer bir gülüşle açılırken, gözlerinden alt etmenin mutluluğu ışırken, yıkıldım. Sen gülerken yıkıldım... Son attığın kartopunun içine taş sakladığını bilmiyordum. "Ayrılmak istiyorum" cümlesi göğüs kafesimi delen bir kartopuydu, içine "Aşık oldum, anla beni" gibi bir cümle saklamışsın. İkisi bir arada olunca, dağ olsan yıkılıyorsun, biliyor musun?
Belki Kartopu kadar güçlü değilim çünkü onun işlediği cinayet benimkinden azıcık daha elzemdi. Zira o soymak ve yağmalamak için öldürdü ama tıpkı onun gibi ben de yaşamak için öldürdüm ve yüzümde hâlâ gülümseme var.