Britanyalı'nın Ortadoğu ve Arap dünyası hakkında gerçekte çok azı şey bildiklerini ve bu adamlara güvenildiği için Birleşik Krallık'ın başına çok dert açıldığını söylüyorlar. Üzerinde anlaştıkları en önemli noktalardan biri, Lawrence gibileri'nin "Araplardan daha Arapçı" olmaları nedeniyle, Birleşik Krallık'ın dış
"Biz de 'mutluluğu' ararız; ya düşkünlükle ya da küçümsemeyle: mutluluğu hor görmek de bunu hâlâ unutmamak ve düşünerek reddetmek demektir.. Ve fazla olgun bir çağın negatif kahramanlarıysak, bu olgu dolayısıyla onun çağdaşlarıyızdır: Zamanına ihanet etmek yada onun ateşli bir taraftarı olmak aynı katılım fiilini ifade eder "
Ben, çocukları öldüren bir katilim. Tek suçlu da değilim ha! Beckette de aynı cinayetten suçlu, üçüncü oyun yazarı. Belki Pinter ya da Genet'ydi eriyip yok olan, kurşuni fakat bulutsuz bir gökte gerçekten kaybolup gittiğini görüyorum. Beckette hiç üzülmeden cinayetlerini kabul ediyor. Yüreği taş gibi, eğer engellenmezse daha başka çocukları da öldürecek.
Demokrasiden çıkarılacak asıl sonuç; ortak sürece ahlaki katılım aracılığıyla iki kişinin kendini gerçekleştirmesi gerektiğidir. İdeal olarak birey, “kendisine özgü olan şeyi yaparak diğerlerinde kendini gerçekleştirir.”
Çekirdek aile, toplumun ekonomik ve demografik değişimlerine katılım sağlamak için değil, karşı koyabilmek için kullanılan bir araçtı. Ailenin işlevi bir tür sığınak, barınılacak bir yer olmasıydı.
Bir nikah merasimine veya düğüne davet edildiğinde katıl. Dinen sakıncalı durumlar olmadıkça,bu katılım hz peygamber sallallahu aleyhi vesellemin güzel sünnetlerindendir.
Bir hadiste de hz peygamber sallallahu aleyhi vesellem şöyle buyurmuştur:
"Nikahlarınızı duyurun ve onları camilerde yapın. Nikah merasimlerinde tef çalın."
İlginçtir ki bir kitle hareketi, taraftarlarının kişisel eksikliklerini çeşitli yöntemler kullanarak belirginleştirir ve devamını sağlar. Öğretiler aklın üstünde tutularak bireyin zekâsının kendi kendine yeterliliği önlenir. Ekonomik güçlerin merkezîleştirilmesi, bazı hayati mal ve hizmetlerin kasten kısırlaştırılması yoluyla ekonomik bağımlılık devam ettirilir. Kalabalık barınma ve komünal mahalleler aracılığıyla, kamu işlerine katılım zorunlu tutularak toplumun kendi kendine yeterliliğinin altı oyulur. Edebiyatın, sanatın, müziğin ve bilimin acımasızca sansüre uğratılması, yaratıcı birkaç kişinin bile kimseye muhtaç olmadan yaşamasına mani olur. Kiliseye, partiye, ülkeye, lidere ve itikada adanmışlığın telkin edilmesi yoluyla da kişisel eksiklik devam ettirilir. Çünkü her adanmışlık, ancak dışarıdan gelecek bir tamamlayıcı parçayla kapatılması mümkün olacak şekilde açılan bir deliktir.
1972’de idam yasası açık oya sunulu
yor. Açık oylamaya katılım 297 millet
vekilinden 238’i kabul,53’ü red,6’si ise
çekimser oy kullanılıyor.
Aynı gün idam kararları için katılan
141 senatörden 105’i evet oyu verir.
ken 36 senatör reddediyor.