«Peki kabul, biz birbirimizi o kadar seviyoruz ki hiç kavga etmeyiz Ne çıkar bundan? Nerede yaşayacağız? Kağıt perdeli bir mobilyalı odada mı? Haftanın yedi gecesi makarna yiyerek. Ben senin o hayatı yaşadığını görür ve bunun benim kabahatimden olduğunu bilirsem...» bir an durakladı ve sonra çok hafif bir sesle sözünü bitirdi «...hemen hayat sigortası yaptırıp, bir otomobilin önüne atarım kendimi.»
Sen çıkar bir yol görebiliyorsun. Keşke ben de görebilseydim. Bütün bunlar vahşi ve anlamsız geliyor bana."
Reklam
Tavuklar, aralarından birinin üzerinde kan gördüler mi başına üşüşüp gaga atmaya başlarlar. Sonunda tavuğu paramparça ederler gagalarıyla. Kavga sırasında kan, bir ikisine daha bulaşır. İlk zavallının işi bitince, sıra onlara gelir. Bu kez kanlanan üç-dört tavuk daha çıkar. Diğerleri onlara saldırır. Bir-iki saat içinde bir kümes dolusu tavuğun öldüğünü görmüşümdür. İnsanı tir tir titreten bir manzaradır. Buna engel olmanın bir yolu var. O da tavukların gözlerini bağlamak. Kanı görmemelerini sağlamak.
Dar kavga ve rekabet döngüsünde yaşamaya alışmış bu mülksüz halk, ciddiyetle ulusun yerel çehresini temizlemeye ve saflaştırmaya girişir. Gerçek bir kolektif vecd içinde, düş- man aileler her şeyi silmeye ve geçmişi unutmaya karar verirler. Her yerde uzlaşmalar görülür. Uzun zaman önce gömülmüş geleneksel nefretler gün ışığına çıkarılır ki
Sayfa 133 - Versus
"Hüseyin Hüseyin diyorlar. Hüseyin, bunlar istismar etsin diye can vermedi ki. Hüseyin, zulme ve haksızlığa karşı çıktığı için şehit oldu. Hüseyin bugün gelse, bunlara da karşı çıkar. Amerika ile kavga, başımızdakilerin işine geliyor. O sayede kendi İktidarlarını sürdürüyorlar!"
Hah, ukalaya bak. Şeytan diyor ki ağzına geleni sayıp kavga çıkar. Hem hıncımı da çıkarmış olurum böylece. Ama şeytan kötü biridir, o yüzden onu dinlemiyoruz ve sinirimizi masum insanlardan çıkarmıyoruz.
Sayfa 68 - Ren KitapKitabı okudu
Reklam
Bir insan bir işten bir çıkar sağlıyorsa iki şeyden birini yapar: ya emir kuludur ya da bir kazık atacaktır. Ama hiçbir çıkarı yoksa, ne yapacağı belli olmaz."
"Eğer bugün uluslar birbiriyle boğuşuyorsa nedeni, rasyonalizmin bugünkü şekliyle emperyalizmi doğurmuş ve çıkar çatışmalarını savaşa kadar azıştırmış olması filan değil, hükümetlerin gerisinde saklı Yahudilerin kavga alevini tutuşturmuş olmasıdır. Eğer ortada bir sınıf kavgası varsa, bu ekonomik düzenin bozukluğundan filan değil, Yahudi elebaşların, çarpık burunlu kışkırtmacıların, işçilerimizi baştan çıkarmış olmalarından ileri gelmektedir. Görüldüğü gibi antisemitizm eski Maniheizm dinine benzer. Ona göre, acun iyilik ve kötülük ilkeleri arasındaki sürekli kavgadan ibarettir. Bunlar arasında uzlaşma olamaz, biri yenecek, biri yenilecek."
acun- dünyaKitabı okudu
Ve elbette öylelerine bahşedilir büyüyüp yine sıradan aileler kurmak; gelecekte her şeyin kolayca cık oluverdi kendine en uygun insanı elinle koymuş gibi bulabilirsin kendine en uygun insanla üç aya kalmaz nişanlanabilir kendine en uygun insanla altı ay sonra evlenebilir iki yıl içinde de dünyanın en güzel kız çocuğunu doğurabilirsin akıl sır
Aradan yirmi beş yıl geçti. Şimdi lstanbul'dayım. Gazetelerde şöyle bir haber gördüm: "Urfa'da berdel verilen Şahe Fidan kocasıyla kavga edip, daha fazla dayanamayarak sığındığı baba evinden geri gönderilince, bir buçuk yaşındaki bebeğini sırtına bağlayıp, evin banyosunda kendini astı." Şahe'nin yakınları, "Bizde evlenen kadının koca evinden ancak cesedi çıkar," demişler. Dedikleri gibi de olmuş. Şahe kızım, başka bir yol bulamadın mı kendine?
Reklam
İşte karşı karşıyasın. İşte o da senin gibi; elli ayaklı, kaşlı gözlü, sıhhatli hasta, sarışın esmer, kafası var, saçları var, kirpikleri var, yalan söyleyen ağzı var. Yüzünde küçük küçük kavga, taş, düşme izleri. Yaramaz bir çocukluğun her şeysi, ufak ufak her şeysi. İşte elleri, parmakları, işte ayakları. Kim bu? İnsanoğlu! Senin gibi tıpkı
Yılan UykusuKitabı okudu
ÇATIŞMA Çürümeden çok önce, galiba kokuşmadan da evvel, ölümle dirim arasında geçen kavganın sonundaki boşlukta; birtakım ecza şişelerinin küçüklü büyüklü, sıra sıra dizildikleri, ağızlarını açıp bekleştikleri zamanı; ötekisi ile; sıcacık bir oda ve bir sepet içinde kokmaya, bir kurt yüzünden bozulmaya, delirmeye, canlanmaya hazırlandıkları zaman
Denetim Odaklı Korku Kültürü'nde ilişkinin aksaması halinde çatışma yaşanırsa, ya kavga çıkar ya küsülür ya da güçsüz olan diğerinin dediğini istemeye istemeye yapar ama sorun çözülmez.Sorun zamanla ya da daha büyük bir sorun haline dönüşür ya da hasıraltı edilir.Bu çok basit bir olay gibi sınıfta karşımıza çıkıyor ama yılların büyük aile şirketleri bu yüzden batıyor.
- Doğru ama emekçi kâr sağlamayacak olursa, sermayenin işe yaramayacağını da bilirsiniz sanırım. Rahip karşılık vermeyince Ernest ısrar etti: - Aynı düşüncede değil misiniz? Rahip başını sallayarak onayladı. - Şu halde ikimizin düşüncesi birbirini ortadan kaldırır ve başladığımız noktaya geri döneriz. Yeniden başa dönelim: Tramvay işçisi çaba harcıyor, sermayedar iş sağlıyor, iş ve sermayenin ortaklaşmalığı ile para kazanılıyor ve bu kazanç aralarında paylaşılıyor. Sermayenin payına kâr, işçinin payına ücret adını veriyoruz. - Ne kadar doğru! Bu paylaşımın tatlılıkla yapılmaması için ortada bir gerekçe yok. - Sanırım az önce söylediklerimi unuttunuz. Sıradan insanın kendini düşündüğü ve bencil olduğu konusunda anlaşmıştık. Oysa siz, her şeye göklerden bakarak, insanların nasıl olmaları gerektiğini düşünüyorsunuz. İdeal olanla, gerçek olanı karıştırıyorsunuz. Gelin yine gerçeğe dönelim; yalnız kendini düşünen işçi olabildiği kadar çok almaya çalışır. Kapitalist de bencil olduğu için ne koparabilirse almak ister. Ortada paylaşılacak bir para varsa ve iki taraf da daha çoğunu istiyorsa çıkar çatışması vardır. İşte, emekle sermaye arasındaki bu kavga uzlaşmazdır ve sonsuza kadar sürer. Gerçekten de dünyada emekçi ve sermayedar olduğu sürece, bu mücadele de devam edecektir. Bu gece San-Fransisko'da olsaydınız gideceğiniz yere yürüyerek gitmek zorunda kalırdınız. Çünkü orada tramvay işlemiyor.
..."Zaten ne demişler; bir kasabada iki asa, kavga çıkar sonunda, öyle değil mi efendim?" dedi hancı, neşeyle gülümseyerek...
Sayfa 120 - Metis Yayınları, Yedinci Basım: Temmuz 2023Kitabı okuyor
937 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.