Bir güz göğüsünüz siz, güzel, aydınlık, pembe! Ama bende bir deniz gibi yükselir de bu in, Geri çekilirken, üzgün dudaklarımda hep Yakan tadını bırakır acı çamurunun. - Elin baygın göğsümde geziyor; arayışın Boş, sevgilim, orası yağmalanmış bir yerdi Yırtıcı dişleri, tır naklarıyla kadının. Aramayın yüreğimi artık; hayvanlar yedi. Yüreğim yıkık bir saray kalabalıklardan; İçmeler, adam öldürmeler, kavgalar dolu! - Bir koku yüzüyor çıplak göğsünüzü saran!.. Gönüller kırbacı, ey Güzel, istediğin bu! Şenlikler gibi parlayan ateş gözlerinle Yak hayvanlardan kalma bu artığı, temizle! (1857) 52
boş bre dünya ..
Hırslar da boşuna Paralar da, kavgalar da boşuna. "Bir hastaya vardın ise Bir yudum su verdin ise." Yunuuuus, Yunus
Sayfa 43 - Yapı Kredi YayınlarıKitabı okudu
Reklam
"Empati sayesinde insan ilişkileri gelişir. İnsanlar arasındaki kavgalar azalır ve zamanla yok olur."
Ölünün huzurunda bütün kavgalar biter...
Yedinci Kitap
b - Başa geçme, bir tutku olmamalı insanda. Tutku olan yerde ister istemez kıskançlıklar ve kavgalar olur.
“Pencerelerin öyküleri yaşamın tüm sırlarını içinde saklar. İddiasız, mütevazı ama derin anlamlar taşıyan ve kurgusuz gelişen hayatlar, sayısız pencerede bir hayal gibi oynar biter. Kiminin, zaman zaman da olsa seyircisi vardır, ama çoğu bomboş bir salona açar perdelerini. Tek kişilik oyunlarla ya da kalabalık kadrolarla… Dramlar, eğlenceler, aşklar, kavgalar damların, gökyüzünün, karşı duvarın ya da karşı pencerenin kendilerini seyredip seyretmediğine zerre kadar alınmadan, fütursuzca sahne alır pencerelerde.”
Reklam
Geçinmek istesek geçinirdik ama istemedik herhalde, ne bileyim. Ne kavgalar ne geçimsizlikler. İkimizin de derdi birbirimizle değildi. Başka bir şeyin kavgasını veriyorduk biz.
Sayfa 161Kitabı okudu
İROKUA GENSi yapılanması
Bütün saflığı ve sadeliğiyle, soya dayalı bu gentilice örgütlenme; son derece güzel bir yapılanmadır. Askersiz, jandarmasız, polissiz... Soylular sınıfı yok. Ne kral ne hükümet, ne vali ne yargıç, hapissiz, davasız her şey düzenli bir biçimde gider. Bütün kavgalar, bütün çekişmeler, ilgili kimselerin topluluğu, gens ya da aşiret ya da kendi aralarında çeşitli gensler tarafından bir sonuca bağlanır
"Bahar'a da benim kötü huylarımı sorsanız herhalde inadımdan yakınır. Geri adım atmasını bilmezmişim, ne olurmuş biraz daha kendimden ödün verseymişim... Hep benim dediklerim oluyormuş, ikna ediyormuşum onu, etkiliyormuşum.. Eski kavgalar bunlar nereden aklıma geldi ben de bilmiyorum."
Sayfa 66 - Pukka Yayınları, OzanKitabı okuyor
Yüreğim yıkık bir saray kalabalıklardan; İçmeler, adam öldürmeler, kavgalar dolu!
Reklam
Tutku olan yerde ister istemez kıskançlıklar ve kavgalar olur
Sayfa 239Kitabı okudu
Çoğu zaman kavgalar sofrada başlardı.
Labirentteki fareler bile, çıkmaz yola saptıklarında davranışlarını değiştirmeyi öğreniyorlar. Öyleyse biz neden, deney hayvanlarından daha aptalca davranıyoruz? Bu sorunun yanıtı artık anlaşılmış olmalı. Eski kavgaları yinelemek, bizi değişim yarattığımızda yaşayacağımız huzursuzluklardan koruyor. Etkisiz kavgalar, daha büyük bir açıklığa ulaşmanın tehdit edici hale gelmesi durumunda, saatleri durdurabilmemizi sağlıyor. Kimi zaman tıkanmışlık, tıkanmışlıktan kurtulmanın güvenli olduğundan emin olana dek gereksinim duyduğumuz şeydir.
Her şey hükumetten bekleniyordu.bir bakıma halk bu inanışında haklıydı çünkü hükümet yüzyıllar boyunca sadece hep almıştı.şimdi ise bu aldıklarını ödemesi lazım geliyordu.asayiş yol mektep iş sahaları ve refah şeklinde... Anadolu neredeyse boş ve sahipsizdi. Anadolu'da toprakla kadının sanki sahibi belli değilmiş gibi kavgalar hep bunlar etrafında çıkar. Bu da bizim henüz yerleşememiş olmamızdan gelir.
Sayfa 336Kitabı okudu
Pencereden sokağa bakarken tuhaf düşüncelere kapılıyordu. Kör bir koşuşturma içindeki insanları, mutlu bir dalgınlık içinde geçip giden sevgilileri, sonra tekrar aceleci delikanlıları, telaşla geçen bisikletlileri, tekerlerini vınlatarak hız yapan arabaları, günün ve sıradanlığın görüntülerini seyrediyordu. Hepsi de Erika'ya o kadar yabancıydı ki. Bütün bu mahlukların, bütün hedefler o kadar küçük ve bayağıyken niçin böylesine acele edip itiştiklerini ve telaşla koşturduklarını anlamıyormuş gibi uzaklardan, başka bir dünyadan bakıyordu onlara. Bütün tutkuların ve özlemlerin yörüngesinde uyuduğu, bütün hastalıkların ve çirkinliklerin, gizil güçler barındıran tatlı suyunun içinde bir atık tabakası gibi çözülüp gittiği mucizevi bir kaynağa benzeyen o büyük huzurdan daha bereketli ve mutluluk verici bir şey olabilir miydi sanki. O halde bütün bu kavgalar ve kazanma çabaları niyeydi? O halde kimseyi azat etmeye yanaşmayan ve asla yorulmak bilmeyen bu yakıcı özlem niyeydi?
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.