Yakışıklı erkeği seven kızlar tipsiz erkeğin karakterini seviyor bu nasıl bir kavram çözemedim...
-Teşbihte hata olmaz- nasıl ki ağacı budamak onun daha da gürleşmesini, taze ve daha sağlam dalların ortaya çıkmasını netice verir, zekat ve sadaka vermek de böyledir. Bir enerji akışı düşünün: Bu enerji sizin aracılığınızla fakirlere doğru akması gerekiyordur ama size gelince tıkanmış. Yani siz zekatınızı vermemişsinizdir. İşte bu 'akış' sizde tıkanırsa siz veya aileniz üzerinde -ki kazancınızdan yemeleri neticesinde- menfi 'birikme' yapar ve sonunda bir şekilde 'patlar'. Fakat zekat ve sadaka noktasında titiz davranırsanız bu 'akışın' önünü açmış olursunuz ki budanmış ağaçlar gibi -maddi ve manevi açıdan- daha gür ve sağlıklı bir hal alırsınız. Çünkü bu 'enerji' sağlıklı bir şekilde akıyordur. Buradaki enerji kavramını günümüzün 'hadi evrene enerji gönderelim' cümlesindeki gibi basit, yavan, popülaritesinden 'ekmek' yenilen itici bir kavram gibi okumayınız. Kainatta tüm hadiseler 'nurani bir bağ' ile birbirine bağlıdır. Sonuçta tecelliler maddi varlık sahasına bizim tarif edemeyeceğimiz 'müspet veya menfi bir enerji' gibi inerler. Burada müspet tecelli 'nur' menfi tecelli ise 'nar' gibidir (nar=ateş/cehennem ateşi/negatif kozmik enerji) Zekat gibi maddi vazifelerin ihmali bu anlamda insanda 'hastalıklara' neden olabilir.
Reklam
Hepimiz nedensellik ilkesinin köleleriyiz fakat sorun şu ki bu ilke bile bizim alışkanlıklarımız sonucu oluşturduğumuz bir kavram.
Neydi bu güven? İnsanların bir türlü anlayamadığı,kavrayamadığı,sağlayamadığı bu kavram neydi? Hayatın karmaşıklığında birine güvenmekten neden korkar insan? Bu bilinmezlik içerisinde hep kendine döner insan… Sığındığı en güvenli liman içindeki benlikte saklıdır…
İletide kendi “şeyine” değinip durmuşsun. Senin “şeyin” senin tasarrufunda, bizi ilgilendirmiyor. Ama sen “şeyini” hoyratça peşkeş çekeceksin diye; her gün yüzlerce kadının, çocuğun, hayvanın tacize, tecavüze ve katliama maruz kaldığı bir coğrafyada “bir kadına amını yalamak istiyorum diye mesaj atarsam bu taciz değildir, … kaldı ki ben gerçek hayatımda (kadınlara) daha fena şeyler söylüyorum” diyen (iftira değil bak aynen aşağıda duruyor görseller) bir adamın avukatlığını yapamazsın. Bu avukatlığını da küçük beyninle manipüle edemezsin. Çünkü biz o kadınların, çocukların, hayvanların yakınlarıyız. Sen de bu duyguyu anlayamazsın çünkü belli ki “istismar travması” senin çok yabancısı olduğun bir kavram.
Gönderi kullanım dışı
Refleksif kültürünüz Ne ise siz o kültüre Aitsiniz.
Mahalle bakkalının veresiyelerini kapatan hayırsevere "Robin Hood", kuzusunu sırtına bağlayarak taşıyan küçük kıza "Rizeli Heidi" diyen kişi bu kavramların ait olduğu kültüre mensuptur. Haşiye: Farklı bir kavram olsa da ansızın gelişen durum ve heyecan, korku, şaşkınlık gibi hallerdeki duygu değişimlerine verilen istemsiz tepki anlamındaki reflekslerimiz de kültür ve bilincimizi tespitte önemli bir veridir. İhsan Fazlıoğlu
Geri199
1.000 öğeden 991 ile 1.000 arasındakiler gösteriliyor.