"Toplumun McDonaldlaştırılması" terimi genellikle sosyolojik ve kültürel bir kavram olarak kullanılır. Bu kavram, küreselleşme ve büyük ölçekli kurumsal etkileşimlerin sonucu olarak toplumların benzerleşmesini ifade eder. İlk olarak George Ritzer tarafından 1993 yılında ortaya atılan bu terim, McDonald's restoran zincirinin standartlaşmış işletme modelini ve hızlı servis kültürünü temsil eder.
Toplumun McDonaldlaştırılması, McDonald's'un hızlı servis, düşük maliyetli ürünler, standartlaşmış menüler ve etkileyici bir marka kimliği gibi özelliklerini benimseyen diğer sektörlerin ve kurumların da bu özellikleri benimsemesini ifade eder. Bu, restoran endüstrisinden eğitim sistemine, işletmelerden kültürel etkinliklere kadar pek çok alanda gözlemlenebilir.
"Ayette diyor ki: “Doğrusu Allah’a göre ayların sayısı, Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısına uygun olarak on ikidir...” (Tevbe 36)
Oysa ayların sayısı Allah’ın gökleri ve yeri yarattığı günkü yazısıyla birlikte değil, eski Sümerler, Akadlar ve Mısırlıların belirlemesinden veya Antik Roma döneminde dört aydan 12 aya çıkartılmasından beri 12’dir. Julius Sezar’a gelene kadar Romalılar bir yılı dört ay kabul ederlerdi. Ancak Sezar döneminde bu yetersiz görüldü ve ayların sayısı 12’ye çıkartıldı. Sezar’ın doğduğu aya da July (julius) ismi verildi. Yani ayların 12 olmasına Allah değil, insanlar karar verdi.
Medeniyetlerin merkezi kutuplar olsaydı, aylarca güneşin batmadığı veya doğmadığı bir dünyada ayların sayısı 12 mi olurdu? Gün diye bir kavram olur muydu?"
Müziksiz bir hayat bir hata olurdu, tıpkı aşksız, bağışlamasız ya da kudretsiz Tanrı'nın Tanrı olamayacağı gibi; böyle bir Tanrı boş bir kavram, bir tür topal şeytan olurdu.