En mistik kavramlar: "Gece, hakîkât, aşk"
"Kaç gündür tekrarlayıp duruyoruz: Mustafa İnan kendi konusuna matematik kavramlar getirmek isterdi, diyoruz; ülkede bunu yaymak için çaba gösterdi, diyoruz. Peki bunu nasıl yaptı? Evet 'kuvvet' fiziksel bir deyimdi; ama aynı zamanda matematik bir anlamı da vardı: Kuvvet bir vektördü, yani kuvvetin bir doğrultusu, bir yönü ve bir şiddeti -büyüklüğü- vardı. Mekanik derslerine Mustafa vektör cebri ile başlardı. Peki vektör neydi? Belirli bir doğrultusu, belirli bir yönü ve belirli bir şiddeti olan her şey vektördü: Hız bir vektördü, ivme bir vektördü."
Sayfa 191
Reklam
Devlet düzeninin eski temelleri, eski dönemlerde ulusları yönetme biçimleri bakımından ne kadar yeterli görünürse görünsün bu gücünü zamanla yitirerek âciz ve savunulmaz bir hâle gelir. Meşhur bir atasözü şöyle der: ‘Yeni devir , yeni şarkıların habercisidir. ‘ Zaman geçtikçe nesiller de değişir ve yenilenir. Yeni kavramlar, yeni istekleri ve ihtiyaçları da beraberinde getirir. Bu yeni nesillere eskimiş ve çoktan miadını doldurmuş yönetim biçimleri zorla dayatılmamalı, aksine onların yaşamaları için daha makul, daha adil ve daha sağlam temellere dayalı bir idare biçimi uygulanmalıdır.
Sayfa 13
"Yahya Kemal, 'Cehalet mükteseptir, yani tahsil ile olur,' derdi. Bazılarımız da yalnız akla güvenir, salim bir kafa ile her şey hakkında fikir yürütüleceğini zanneder. "Düşünmek sanatı da 'mükteseptir', yani sonradan öğrenilir. Çocuklarımıza durmadan tekrarlıyoruz: Muhakkak yabancı dil öğren! 'Düşünmeyi öğren!' derseniz bir hakaret oluyor. Düşünmeyi öğrenmek de, herhalde yalnız düşünmenin kanunlarını bilmek değildir. Belirli problemleri çözebilmek için elbette belirli bilgileri öğrenmek gereklidir, fakat bence önemli olan, asıl güçlük, problemleri kurmaktır. Çoğumuz, problemleri yanlış kurduğumuz için, daha baştan çözümsüzlükle karşılaşırız." Düşünmek Mustafa Hoca'ya göre, 'deruni bir konuşma' idi. Bu konuşma sessiz olduğu gibi dilsizdi de: "Burada kelimeler yerlerini kavramlara bırakır, fakat bu kavramlar da kelimelerden meydana gelir." Profesör, genç adama baktı: "
Sayfa 154
…çok yaşar, çabuk ölür, ilk tuttuğu sipere tüm bir hayatın kalesini inşa edenler ayna silinir, mithos biter, gider öteki kitaplar yalnızca ölümü erteler yaşam çıplak. siz giyinik. Utanırsınız kuşandığınız kavramlar kullanılmaz silâhlar gibi sizi terkeder Öteki: çoktan eskimiş bir metafor, Dostoyevski’yi ve onu izleyen sonrakileri anımsamak neye yarar şimdi? Geçmiş bizi bırakıp gitti O kadar çok şey öğrendik ki, kendimiz için bile bir klişeyiz artık En çok buna katlanamıyoruz Farkındayız.Ve çürüyoruz. Hepimiz artık gençliğin bizi terkeden kuşağındayız Eğer göze alıyorsanız bu kadarı da size yeter yedi renk, taze su, parlak ışık her zaman yeniden okunacak bir kitap bulunur öğrenilecek yeni sözcükler durduğunuz yerde, her yere aynı mesafeden bakıyorsunuz buraya geldiyseniz eğer, daha ne istiyorsunuz? murathan mungan
342 syf.
·
Not rated
·
Read in 16 days
Kitabın çok genel bir özetidir!!! Dinin Geleceği adlı bu eserde genel yapı itibariyle dinin insan hayatındaki konumu ve zamanla bu konum bilimin ve bireyselliğin ön plana çıkmasıyla dinin nasıl şekillendiğini veya şekillenemediğini ele almıştır. Çünkü din; kurumsal, toplumsal ve bireysel olmak üzere insanın hayatına üç cepheden etki etmektedir.
Dinin Geleceği
Dinin GeleceğiAli Köse · Nobel Akademik Yayıncılık · 20234 okunma
Reklam
Irkların, gerek kültüre, gerek medeniyete katkısı, mizaç katkısıdır.
...bugün memleketimizde, kavramlar öyle karışmış, akımlar öyle soysuzlaşmış ve adına politika denilen sefaletle, politikacı denilen şaşırmış insanlar öylesine birbirlerine girmiş öylesine itibarsızlaşmışlardır ki...
Sayfa 104 - Çağdaş YayınlarıKitabı okudu
Tarihten Dersler
Bilge bir atasözü vardır: "Yeni toplumlar beraberinde yeni şarkılar getirir." Kuşaklar değişiyor. Yenileniyor. Beraberlerinde de yeni kavramlar, yeni arzular, yeni talepler getiriyorlar.
36 Sukuk ile kira sertifikası aynı şey midir?
Daha önce de ifade edildiği üzere finansal kavramlar konusunda oldukça dikkatli olunmalıdır. Bir finansal varlığa verilen ismin hangi amaçla verildiği, ismin çağrıştırdığı şeylerin o evrakla doğrudan veya dolaylı bir ilişkisinin olup olmadığı incelenmelidir. Çünkü dünyada çok sayıda ambalaj ve içerik bakımdan birbiri ile çelişen finansal varlık dolaşmaktadır. Bunların karıştırılmaması için öncelikle dayandıkları temel varlık, finansal kurgusunda yararlanılan sözleşmeler ve hangi amaçla kimler için piyasaya sürüldüğünün iyi bilinmesi gerekir.
Reklam
Âdem ve Havva gibi Tanrı’ya özenenler helak olur ve kendi cinsel suçluluklarından kurtulmak için incir yaprağına muhtaç olmayan hayvanlardan bile aşağı bir duruma düşerler. Böyle olsa bile, bu sapkınlık doğamızın önemli bir bölümüdür. Bu bizim gibi rasyonel hayvanlar için sürekli bir olasılıktır. Hemen önümüzdekinin ötesine ulaşmak demek olan soyutlama olmaksızın düşünemeyiz. Ama soyut kavramlar bütün şehirleri yakıp yıkmamıza olanak verdiğinde işin ucunu kaçırdığımızı anlarız. Yakamızı bırakmayan bir yanlış yöne sapma ihtimali, akıl yürütme yeteneğimizin bir parçası olmuştur artık. Bu ihtimalin olmadığı yerde ise sağduyu işleyemez.
...bu koskoca hayatı anlayabilmek için kavramlar yaratıyoruz, sonra da o kavramların içindeki minicik hayatlarla yetiniyoruz. Ne kadar da zavallıyız...
... doğru ve yanlış dediğimiz kavramlar, bizim karşımızdaki insanla olan ilişkimizi farklı biçimde anlamamızdan kaynaklanıyor...
Dil ile bilinç birbirinden ayrı düşünemeyeceğimiz kadar sıkı ilişki içinde kavramlar. Sadece dil ile düşünmüyoruz; düşünme biçimimiz de dil ile şekilleniyor, dil durumu ve düşünceyi belirliyor. Dil düşünceyi yaratıyor, düşünce de dili. Kültürün dili, dilin kültürü yarattığı gibi.
184 syf.
10/10 puan verdi
Livaneli’nin okuduğum bilmem kaçıncı kitabı.. Bu kitabı yazarın diğer kitaplarından ayıran şüphesiz tekniğindeki yenilikti, farklılıktı. Kitabı iki ayrı pencereden okudum ve bunu sevdim. Kitapta yeni sorunlar, yeni kavramlar vardı diyemem ama kitap bu defa kavramları o kadar geniş bir perspektifle o kadar büyük bir keyifle anlatmış ki bir günümü tamamen bu kitabı okumaya ayırdım diyebilirim.. Bu kitapta Sürgünle tanıştım ve Sürgün iki pencereden anlatılmış, sürgünü en ince detaylarına kadar okudum gözümde canlandırdım ve artık sürgün kelimesi hayatımda bu kitap kadar büyük parantezlere sahip.. kitabı okurken yazarın cümleleri bittikten sonra büyük bir heyecanla arkadaşının cümlelerini okumak istedim yani aslında bir olayı iki defa okuyup ama bu kadar keyif almak ancak böyle usta bir yazarın eseri olabilirdi… Hayatımda ilk defa anadilin aslında hayatımızda ne kadar önemli bir yer olduğunu gördüm. Büyük yazar Livaneli, kalemine fikirlerine sağlık.
Bir Kedi, Bir Adam, Bir Ölüm
Bir Kedi, Bir Adam, Bir ÖlümZülfü Livaneli · İnkılap Kitabevi Yayınları · 202123.7k okunma
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.