Ömer

Ömer
@kawhi
stay foolish
"...şimdilik biriken sayfalar ince bir cilt oluşturmakta ama buna karşılık kalan sayfalar bitmek bilmez bir hacim sunmaktadır. Ama yine de biten bir sayfadır, teğmenim, yani yaşamın bir parçası."
Reklam
Bütün kamburlar başları yukarıda yürür, bütün kekemeler nutuk çeker, bütün sağırlar alçak sesle konuşur.
Fakat çoğu kez rahip ile zangoç hakaretin farkında olmazlardı; zira bütün bu kibar sözleri işitmek için Quasimodo fazla sağır, Claude da fazla dalgındı.

Reader Follow Recommendations

See All
Çanları seviyor, okşuyor, onlarla konuşuyor, onları anlıyordu... Oysa onu sağır eden de bu çanlardı; ama analar çoğu kez, kendilerini en fazla üzen evlatlarını daha çok sever.
Hayduduz diye Yahudi de olacak değiliz ya. Artık hırsızlık bile yapmıyorum, böyle şeyleri aştım, sadece öldürüyorum. Boğazkesen, evet; ama kese kesen, hayır.
Reklam
Bazı kereler uyku tutmadığında düşünürüm de, "Tanrım, derim, "sonsuz büyüklükte ormanlar verdin bizlere; göz alabildiğine geniş tarlalar, en derin ufuklar... Tüm bunlara sahip olan bizler gerçekten birer dev olabilmeliyidik..."
Gülünç. Ama çoğu kez böyledir, hemen hemen her zaman böyledir: Sonunda acının, tüm o acının, gereksiz olduğu, deliler gibi acı çekildiği, ve bunun gereksiz olduğu, ne doğru ne de yanlış, ne güzel ne de çirkin olduğu, yalnızca gereksiz olduğu keşfedilir, sonunda söyleyebileceğin tek şey şudur: Gereksiz bir acıydı.
Hans Castorp sık yapraklı ormanları ve varsayım olarak kuşları da nasıl geride bıraktığını düşündü ve bu tür şeylerin bitebileceği ve dünyanın onlarsız nasıl yoksullaşacağı düşüncesi önemsiz bir baş dönmesi ve bulantıya neden olduğu için eliyle bir iki saniye gözlerini örttü. Sonra kriz geçti ve tırmanışın sona ermek üzere olduğunun farkına vardı.
Soruyorsun: ey insanlık nereye? Yanıt veriyorlar: mutluluğa! Her şeyden elini eteğini çekip, kendi kabuğuna çekilen bir düşünür, "İnsanlık gittikçe daha fazla endüstriye, gürültüye gömülüyor; dinginlik, ruhsal huzur iyice azaldı." diye yakınırken ülke ülke dolaşan başka bir düşünür muzaffer bir edayla ona karşılık verip kibirle uzaklaşıyor oradan: "Varsın gürültü olsun; açlara ekmek taşıyan tekerleklerin gürültüsünü sessizliğe, ruhsal huzura yeğlerim." Ve kibirle uzaklaşıyor ondan. Ben, iğrenç Lebedev, insanlığa ekmek taşıyan arabalara inanmıyorum! Çünkü tüm insanlığa ekmek taşıdığı söylenen bu arabalar, her türlü ahlâkî dayanaktan yoksun olarak ve büyük bir soğukkanlılıkla, insanlığın büyük çoğunluğunu ekmeğin hazzından yoksun bırakabilirler... ki şimdiye kadar olan da budur...
Dünya kocaman bir şey, küçük bir günah için büyük bir fiyat.
Reklam
Eğer dün de, bugün de, yarın da Sürmezse ona olan sevgim sonsuza kadar, Hayatı besleyen, mutlu kılan her şey Büyük bir lanet gibi terk etsin beni!
Bu huzur gelecekse her fırtınadan sonra Varsın kopsun kasırgalar ölümü diriltinceye kadar! Varsın güçlükle yol alan gemi Tepelere tırmansın Olympos kadar yüksek dalgalarla Ve sonra cenneti cehennemden ayıran uçurumun derinliğine insin! Ölüm en büyük mutluluk olurdu, eğer ölseydim şimdi, Öyle mutluyum ki şu anda Bu huzuru duyacağımı sanmam geleceğin bilinmeyen yazgısında.
Okyanus büyük ve korkutucu olduğu için çalıyorduk, insanlar zamanın nasıl geçtiğini anlamasınlar, nerede olduklarını ve kim olduklarını unutsunlar diye çalıyorduk. Dans etsinler diye çalıyorduk, çünkü eğer dans edersen ölmezsin ve kendini Tanrı sanırsın. Ragtime çalardık, çünkü Tanrı’nın, kimse görmediği zaman, dans ettiği müzikti o... Tanrı’nın, eğer Zenci’yse, dans ettiği müzik.
110 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.