Merhabalar! Bugün Hafıza Koleksiyoncusu kitabını yorumlayacağım.
Bir tarafta hafızası en büyük düşmanı olan namıdiğer Hafıza Koleksiyoncusu, diğer tarafta ise unutkanlar ordusu... İstanbul Arkeoloji Müzesi' nde başlayan aksiyon, İstanbul Üniversitesi' nde doruğa ulaşıyor ve Bursa' da son buluyor. Şifreler ve esrarengiz sembollerle örülü macera, bizi eski bir resim tablosunun penceresinden, 15. yüzyıla İstanbul, Bursa, Rodos ve İtalya' ya götürüyor. Cinayete kurban giden bir tarih profesörü, zehirli bir ustura ve asırlar öncesine ait bir gümüş sikke... İstanbul'un eşsiz güzelliği eşliğinde, cinayetin izlerini yüzyıllar öncesinde arayan Şifre Bilimci Milas Ulukan' ın gerçeğe ulaşabilmesi için tarihin gizemli dünyasına girmesi gerekiyor.
#kitapyorumu
İlk polisiye romanımdı ve gerçekten mükemmeldi. Yazarın anlatım dili çok akıcıydı. Ama ben daha uzun olmasını isterdim. 172 sayfa ve yazılar çok yoğun değil. Cinayet oluyor ama o kadar korkunç değil. Zaten +11 olduğu belirtiliyor. Açıkçası kitaba başladığımda biraz ön yargılıydım. Çünkü tarih pek ilgimi çekmiyor. Fakat kitabı okumaya başladığımda anlatım dili ve olaylar sayesinde çok ilgimi çekti. İtiraf etmeliyim olaylar biraz kafa karıştırıcı fakat daha sonra her şey anlaşılıyor. Benim için çerezlik bir kitaptı ve çok güzeldi. Yazarın diğer kitabı olan İstanbul Portresi' ni en yakın zamanda okuyacağım. Hoşçakalın