Onu gördüğünde Gurov'un kalbi duracak gibi oldu. Şimdi, o an dünyada başka hiçbir canlının kendisine bu kadar yakın, onun için bu kadar önemli olmadığını açık ve net bir biçimde anladı. Dikkate değer hiçbir özelliği olmayan, taşralı kalabalığın içinde kaybolan ve elinde kaba saba bir dürbün taşıyan bu küçük kadın, artık tüm hayatını dolduruyordu. Kederi ve neşesi, kendisi için istediği ebedi mutluluk oydu.