Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Türk Edebiyatının En İyi 100 Romanı
Dün akşam Nahid Sırrı Örik'in Sultan Hamid Düşerken isimli kitabını okumaya başladım. Bu vesileyle size bir listeden bahsetmek istiyorum. Mutlaka bilenler vardır fakat bilmeyenler için de faydalı olabilir. 2017 yılında akademisyenler, yazarlar ve edebiyatçılardan oluşan bir ekiple Türk edebiyatının en iyi 100 romanı belirlenmiş. Biliyorum bu
208 syf.
6/10 puan verdi
·
8 günde okudu
Ali Rıza, kızı Melek, evlatlık Hikmet kitabın ana kahramanları fakat hikaye içinde hikaye vardı, olayların akışı karışık geldi ve maalesef koptum kitaptan. Yazarın Kayıp Aranıyor adlı diğer romanı çok güzeldi, bu romanı onunla kıyaslayınca çok sönük kalıyor, zaten eleştirmenler de bunun bir romandan ziyade roman denemesi olduğunu söylemişler. Hasta olduğu için bir erkeğe gece boyu refakat eden bir kızın adının çıkması ve neticesinde gelişen olaylar, bir kızın berber yanında çırak olması ve berber dükkanı açması, Hikmet karakteri üzerinden yalnızlığın tasviri, hırsızlığa rağmen tevkif anında dostluğa vefa gibi konular içeriyordu. Kitabın karışıklığına rağmen sonunu beğendim. Benim gibi, yazarın tüm kitaplarını okumak isteyenler tercih edebilir; aksi halde yazarın tercih edilecek çok daha güzel kitapları var.
Medarı Maişet Motoru
Medarı Maişet MotoruSait Faik Abasıyanık · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 20222,116 okunma
Reklam
İki kişinin mesut olmasından ne çıkar? Şimdiye kadar ne çıktı? Dünya mı değişti?
Papatyalar farklıdır bayım… Seviyor sevmiyor diye kopartılacak kadar cesaretli ama kopartıldıktan sonra bütün ihtişamını ve güzelliğini kaybedecek kadar narindirler.
"Dünyada hiçbir şeyden, zalimlikten iğrendiğim kadar iğrenmem. İnsanoğlunun en büyük savaşı zalimliğe karşı açılmalı."
Resmi çizilmiş olmayan kendi halinde insancıklar güzeldir.
Reklam
Elli tonluk kinin yerine iki gramlık sevgiyi ne diye övmeli…
İğrenir görünürlerden çoğu o nevi insanlardan bin defa daha aşağılıktır.
"Ey Ulu Tanrılar!... Haksızlık ediyorsunuz. Hem de çok büyük bir haksızlık. Size yakıştıramıyorum bunu."
Sait Faik'e bir süreliğine veda alıntısı olsun.
Bir pazartesi günüydü. Günler şu garip günler! Uykumuzun içinde saatleri başlayan günler! Uyandığımız zaman üçte birini arkada bırakmışızdır başlayan günün, kaldı mı üçte ikisi... Yap bakalım hesabını!.. Hey gidi pazartesi hey! Kaldı on saatin. Bir saat kavgaya say, bir saat konuşmaya, iki saat yürümeye, yarım saat düşünmeye koy, yeme içmeye de
Sayfa 79 - Lalettayun: gelişigüzel
Reklam
Saadet yuvası kuranların kendine kapanıp kendine yontan yaşayışlarının sonu da bir boşluğa gelip dayanmıyor muydu?
Sayfa 100
Menfaatsiz, riyasız bir toplum âleminde iyi ve doğru bir açıklamayla elle tutulamayan abstrait kelimeler bir anlam alabilirler. Yoksa ya işimize geldiği nispette, yahut da başımıza geldiği nispette yapacağımız açıklamaların bir önemi olamaz.
Sayfa 99 - abstrait: soyut, güç anlaşır
Aşka gelince ona da boşver! Bu insanoğlu icadı da işe yaramıyor.
Sayfa 95
- Hem bununla biz neyi halletmiş olacağız? Hangi meseleyi? Bir saadet meselesini mi? Bir saadet meselesiniyse: İki kişinin mesut olmasından ne çıkar? Şimdiye kadar ne çıktı? Dünya mı değişti?
Sayfa 94
Çocuklar, çocuklar! Çocuklar doğar ve büyürlerdi. Aile çocuklara birtakım kocaman yalanlar, kocaman sıkılar, kocaman itmelerden başka ne verirdi?
Sayfa 91
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.