A101- BİM olmadan önce bakkallar tarafından az dolandırılmadık.
Adam kısmı kazıkçı olmayınca dükkancılık edemez öğretmenim! 
Sayfa 147 - İthaki, 13.Baskı Nisan 2022Kitabı okudu
Şu koskocaman şehrin sokaklarında dolaşanların yüzlerine bakın… Yüz mü bunlar! Sararmış, uzamış… Gülmeyi unutmuş… Bu yüzler sevinci unutmuş. Sevmeyi unutmuş. Şöyle yürek dolusu, can dolusu, kucak dolusu sevmeyi unutmuş. Ağız dolusu öpmeyi unutmuş bunlar. Şöyle sağlıklı, kütür kütür öpmeyi unutmuşlar. Gözleri kırgın, yılgın, paslı… Kuşkulu, korkulu, düşmanca… Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum… İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı… Bu şehir karaborsacıların şehri… Bire bin kazananların, lüksün şehri… Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış, bir ejderha gibi duruyor. Yaşar Kemal
Reklam
Deneme Denemesi: Kalınlığı İnceliğinde
Dilini kaybeden bir millet her şeyini kaybeder diyor Peyami Safa. Buradan bir pratikle dili bozulan bir millet bozulmaktan kaçamaz diyebiliriz. Leibniz, 'bana muhteşem bir lisan ver, sana büyük bir millet teşkil edeyim' derken büyük milletlerin varlığını diline borçlu olduğunu ifade ediyor diyebiliriz. Bu bağlamda Türk milletinin büyük bir tarihe
“Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir.. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı..”
Şehir
Şu kocaman şehrin sokaklarında dolaşanların yüzlerine bakın ..Yüz mü bunlar! Sararmış , uzamış...Gülmeyi unutmuş ...Bu yüzler sevinci unutmuş .Sevmeyi unutmuş.Şöyle yürek dolusu ,can dolusu ,kucak dolusu sevmeyi unutmuş.Gözleri;kırgın,yılgın,paslı.Kuşkulu,korkulu,düşmanca.Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum,deliriyorum.İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor.Kirlenmiş,bitlenmiş , çamur içinde bir şehir.Dedikodu hastalığında,merhametsiz ,sevgisiz ,kazıkçı...
Sayfa 44
Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum, deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı... Bu şehir karaborsacıların şehri... Bire bin kazananların, lüksün şehri... Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindeki çerden çöpten gecekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanların mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış, bir ejderha gibi duruyor.
Reklam
ben bu şehri tanıyorum
Ben bu şehirden korkuyorum, bu şehirde hasta oluyorum , deliriyorum... İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı...
Sayfa 44 - yapı kredi yayınlarıKitabı okudu
Aslında bende de biraz yalancılık yok muydu? Ben de dalavereci,kazıkçı ve ikiyüzlü biri değil miydim? Seviyor­san güvenmelisin; güvenirsen anlayışlı ve ba­ğışlayıcı olursun. Tamam, bütün bunlan yapa­bilirdim ama unutmak, işte onu yapamazdım.
...... denilen kazıkçı, mezardan babası çıkıp gelse, adamın sırtından kefenini soyar alır. -Hiç de öyle görünmüyor. -Bütün dolandırıcılar gibi...
İçimden her şeyi bırakıp kaçmak geliyor. Kirlenmiş, bitlenmiş, çamur içinde bir şehir. Dedikodu hastalığında, merhametsiz, sevgisiz, kazıkçı... Bu şehir karaborsacıların şehri... Bire bin kazananların, lüksün şehri... Ve bu şehrin dört bir yanını çamur deryası içindekilerden çöpten ge­cekondulu, yüz binlerce insanın yaşadığı umutsuz insanarın mahalleleri çevirmiş. Ağzını açmış, bir ejderha gibi duruyor.
150 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.