336 syf.
10/10 puan verdi
·
Liked
Herkese merhaba bugün sizlere bu zamana kadar okuduğum bütün kitaplar içinde ilk üç'e girmeyi başaran bir eserden ve bu eserin baş kahramanı olan aynı zamanda benim idolüm olan efsane bir kadından bahsetmeye geldim. Bu kadın kim mi? Tabiki Hanzade (Namı değer Baltalı hano) aslında spoiler vermeden yorum yapmak mümkün değil, bu yüzden bende
Komiser Muharrem Baltalı Hano'nun Peşinde
Komiser Muharrem Baltalı Hano'nun PeşindeMehmet Işık · Yaka Yayınları · 2023239 okunma
207 syf.
9/10 puan verdi
·
Liked
Kazım abinin öldüğü yaşta bu kitabı okudum. 33 yaşına kadar ne kadar çok kalbe dokunmuş, bir coğrafyanın hikayesini kendi diliyle ne de güzel anlatmış. Genç sanatçılara yol gösterdi, özgün ve farklı bir şekilde sanatını icra etti. En çok merak ettiğim şu; bugün yaşasaydı acaba kendisini nerede konumlandırırdı? Karadeniz son 20 yıldır politikacıları, işadamları ve mafyalarıyla gündemde. Halbuki 80 darbesi öncesi öyle miydi? Köy enstitülerinden yetişmiş öğretmenleri, iyi örgütlenmiş halkı, Trabzonspor devrimiyle Karadeniz iktidarlara karşı bir direnç gösteriyordu. Kazım abi öldükten sonra Türkiye'nin çehresi çok değişti. Karadeniz'in direnci kalmadı. Tamamen iktidara eklemlendi. Karadeniz'in doğası katledildi, aşırı zenginleşen inşaatçıları, iktidarın maşalığını yapan mafyaları ve Karadeniz insanını iktidara bağımlı kılan politikacıları Karadeniz'in yüzü oldu maalesef. Bugün hâlâ O'nun şarkılarını dinlediğimizde mutlu oluyoruz, ağlıyoruz, çocukluğumuza duyduğumuz özlemi gideriyoruz, isyanımızı serbest bırakıyoruz. Kitabı okurken çoğu yerde gözlerim yaşardı. Uğur Biryol'un da dediği gibi: "Denizde kararti var bu gelen kayik midur? Ben özledum Kazım'i ağlasam ayip midur?"
Kazım'ın Sevdası
Kazım'ın SevdasıUğur Biryol · İletişim Yayıncılık · 201526 okunma
Reklam
Benim bir yaşam inancım var. İktidarı hiçbir zaman kabullenemedim ve iktidara karşı oldum. İktidarla ilgili söylenecek bir şey varsa o da benimle hayat arasındaki iktidar mücadelesi. Eğer bir hayat varsa, ona attığım bir çentiktir benim iktidarla olan ilişkim.
Sayfa 134 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Esas güç o bildiğimiz yöntemlerle elde edilmeyen güç. Şu televizyonlarda promosyon faaliyetleriyle, makyajlarla kazanılan değil. Bu bir güç değil. Bu bir rüzgardır, hiçbir şey olmaz ondan, esas güç, adım atmaktadır, yürümektedir. Hayatta izlerinizi sağlam bırakmaktadır.
Sayfa 122 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Birbirimizi anlamamız için aynı dili konuşmak zorunda değiliz. Lazlar Kürtlerin deniz görmüşüdür.
Sayfa 118 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Karadeniz son 20 yıldır politikacıları, iş adamları ve mafyalarıyla gündemde.
Sayfa 115 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Kötü şeyler gördük, savaşlar, katliamlar, ölen öldürülen çocuklar gördük. Kendi kültürünü, kendi dilini, kendisini kaybeden insanlar, topluluklar gördük. Yanan köyler, kentler, ormanlar, hayvanlar gördük. Yoksul insanlar, ağlayan anneler, babalar, her gün bile bile sokaklarda ölüme koşan tinerci çocuklar gördük. Biz de öldük. Ama her şeye rağmen bu yeryüzünde şarkılar söyledik. Teşekkürler dünya...
Sayfa 67 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Ben yüreğimden geçenlere bir biçim vermeye çalışıyordum şu çok bilmiş dünyada. Çocukluğumu özlüyordum belki. Karadeniz en talihsiz, en kötü kullanılan bölgelerden biridir Türkiye'de. O kadar ilginç hikayeler vardır ki orada. Bu da müziğimi belirledi giderek. Ben müzisyenim, ondan sonra biraz Karadenizliyim, ama hepsinin ötesinde ben bir devrimciyim. Ve gerçekten doğru bildiğim şeyi ortaya koymaktan çekinmem.
Sayfa 14 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Denizde kararti var bu gelen kayik midur Ben özledum Kazım'i ağlasam ayip midur?
Sayfa 11 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
EHL-İ BEYT VE EHL-İ DEVLET KİTABINDAN MERAK ETTİKLERİM - 2
Birkaç gün evvel şuan okuduğum
Ehl-i Beyt ve Ehl-i Devlet
Ehl-i Beyt ve Ehl-i Devlet
kitabından merak ettiğim soruları not alıp ChatGBT'ye sormuştum. İlk paylaştığım sorulara buradan ulaşabilirsiniz: #209586751 Geçen gün sabah nöbetindeyken hem işin biraz yoğunluğundan hemde iş arkadaşımın hararetli hararetli benle muhabbet etme sevdası yüzünden fazla
Reklam
Nazım Hikmet, Kuvayi Milliye Destanı’nda “Arhavili İsmail’in Hikayesi” kısmında şunları yazar: “Dümende ve başaltlarında insanlar vardı ki/ bunlar/ uzun eğri burunlu/ ve konuşmayı şehvetle seven insanlardı ki/ sırtı lacivert hamsilerin ve mısır ekmeğinin/ zaferi için/ hiç kimseden hiçbir şey beklemeksizin/ bir şarkı söyler gibi ölebilirdiler…” Kazım Koyuncu, tam da bu şiirdeki gibi yaşadı hayatı. Aşkı, “Şu anda yaşadığım her şeyin dışında tuttuğum bir durum. O, benim sinirli ve gergin taraflarımı törpüleyen bir şey” sözleriyle açıklayan Kazım, sevdiklerine ölesiye bağlandı.
Sayfa 15 - İletişimKitabı okudu
Popülaritenin getirdiği yaşam biçimini hayatıma sokmadım ve hayatımın sonuna kadarda sokmayacağım.. eski arkadaşlıklarım, dostluklarım sürüyor, hakkını vererek müzik yapmak, doğru bildiğim ne varsa peşinden gitmek benim için çok önemli.. bir sanatçının çok sevildiğini bildiği noktada ürününü koruma güdüsü onun için beladır.. kişiliğini bitirmeye doğru giden yoldur bu ve ben de karşılaşıyorum böyle hallerle.. ve bu saatten sonra da kendime çeki düzen vermek için mücadeleye girişiyorum..
Sayfa 141 - İletişimKitabı okudu
Zamanını kaybetmiş bir şehirde, tutkulu aşklarının peşinde koşmaktan vazgeçmeyen mülksüzler, bir atı deli gibi sevebilen, bir dostluk için kendini düşünmeden feda eden, kaybeden olmuş, kenara itilmiş insanlar, terk edilmiş bir yazlık sinema, renkli lambalar, yırtık bir afiş ve Haliç'e inen puslu sokaklarda mızıka çalar gibi dolaşan çocuklar..
Sayfa 126 - İletişimKitabı okudu
Sadece Lazca konuştum, sadece Lazca şarkı söyledim, bir de şöyle bağırdım; Skudas xalkepeşi cumapoba!
Sayfa 94 - İletişimKitabı okudu
30 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.