Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Bir arada var olma, bir organın veya bir organlar sisteminin bir canlıda var olmasının, ancak belli bir doğadan ve biçimden başka bir organın veya başka bir sistemin de var olmasıyla mümkün olduğunu işaret etmektedir: "Bir hayvanın bütün organları, bütün kısımları birbirleriyle bağlantılı olan ve birbirlerine etki eden ve tepki veren tek bir sistem meydana getirirler; ve bunlardan birinde, diğer hepsinde birden benzer değişimlere yol açmayan bir değişim olamaz."¹⁰ Sindirim sisteminin içinde, dişlerin biçimi (ister kesici ister çiğneyici olsunlar), "beslenme sisteminin uzunluğu, kıvrımları, genişlemeleri" ile aynı ânda değişir; veya, farklı sistemlerin bir arada var olmalarına ilişkin bir örnek vermek üzere, sindirim organları kol ve bacak morfolojisinden (ve özellikle de tırnakların biçiminden) bağımsız olarak değişmezler: pençe veya toynak olmasına -yani hayvanın gıdasını kavrayıp, parçalayabilmesine- göre, beslenme kanalı, "çözücü iç sıvılar", dişlerin biçimi aynı olmayacaktır.¹¹ Bunlar, aynı düzeydeki unsurlar arasında, işlevsel gerekler tarafından kurulmuş olan bir arada olma ilişkileri yaratan yanlamasına korelasyonlardır: madem ki hayvan beslenmek zorundadır, o halde avın doğası ve yakalanma biçimi, çiğneme ve sindirim sistemlerine yabancı kalamazlar (ve tersi). ¹⁰ G. Cuvier, Rapport historique sur l'etal des Sciences naturelles, s. 330. ¹¹ G. Cuvier, Leçons..., s. 55.
Sayfa 372 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Reklam
"İnsan, aktarılamayan Kelâm'ın sonsuz vecdi içinde yalnızca kendini dinlemeliydi: kendi sessizlikleri için kelimeler ve sadece kendine ait pışmanlıklar için ışıtılebilen akortlar uydurmalıydı."
FİKİR YAZILARINDA VE KALEM KAVGALARINDA ATSIZ ÜSLUBU Bu bölümde Atsız'ın romanlarındaki üslup üzerinde durmayacağız. Romanlarını incelerken bunu yaptık. Burada aslında iç içe girmiş bulunan, birbirlerinden pek de farkı olmayan fikir yazılarına ve kalem kavgalarına bakacağız. Atsız'da baskın olan polemik üslubu, fikir yazılarına da sık
'Homo oeconomicus', kendi ihtiyaçlarını ve de onları giderebilen nesneleri kendine temsil eden değil, ölümün kaçınılmazlığından kurtulmak için hayatını geçiren, tüketen ve kaybeden kişidir. O sonlu bir varlıktır…
Sayfa 361 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Klasik çözümleme nedreti ihtiyaca nazaran tanımlamaktaydı: nedretin ihtiyacın artması veya yeni biçimler kazanması ölçüsünde vurgulu hale geldiği kabul edilmekteydi; aç olanlar için buğdayın kıtlığı, ama sosyetede dolaşan zenginler için elmas kıtlığı.
Sayfa 359 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
Reklam
Yıldızların hepsinin kafamdaki bir düşünce, bir an, bir bilgi, bir hatıra gibi olduğunu hissettim. İnsan hepsini aynı anda düşünemiyor ama görebiliyordu. Aklımdaki kelimelerin, aklımdaki hayallere yetişememesi gibi bir şeydi bu. Kelimeler duygularıma yetişemiyor ve yetersiz kalıyorlardı. Demek ki duygular, şu karşımdaki ışıl ışıl parıltılı gök gibi aslında birer resimdiler.
Düşünce ve kelimelerin karmaşık işleyişini nasıl çözdüm bilmiyorum ama bu kendiliğinden ve hızlıca oldu. İki yaşına geldiğimde tüm anılarımda kelimeler, tüm kelimelerimin de bir anlamı vardı. Ama sadece zihnimin içinde. Şimdiye kadar tek kelime konuşmadım. Neredeyse on bir yaşındayım...
Sayfa 255Kitabı okudu
dilin resimle olan bağlantısı sonsuz bir ilişkidir. bunun nedeni sözün yetersizliği ve görünenin karşısında kapatmaya boşuna uğraşacağı bir açığının olması değildir. bunlar birbirlerine indirgenemez niteliktedirler. gördüğümüz şeyleri istediğimiz kadar anlatalım, görünen şey hiçbir zaman söylenen şeyin içine sığmaz ve söylenmekte olan şey imgeler, eğretilemeler, kıyaslamalar aracılığıyla istendiği kadar gösterilmeye çalışılsın, bunların ışıklarını saçtıkları yer gözlerin gördüğü değil de, sentaksın(sözdizimi)ardışıklığının tanımladığı yerdir.”
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.