Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hayat, her varoluşun köküdür ve canlı olmayan cansız doğa, hayatın döküntüsünden başka bir şey değildir; düpedüz varlık, hayatın varlık olmayanıdır. Çünkü hayat ...aynı anda hem varlığın hem de varlık olmayanın çekirdeğidir: hayat olduğu için varlık vardır ve dağınık ve bir ân için sabit varlıklar onları ölüme tabi kılan bu temel hareketin içinde oluşmakta, duraksamakta, hayatı durdurmakta —ve bir bakıma onu öldürmektedirler— ama kendi hesaplarına, bu tükenmez güç tarafından yok edilmektedirler.
Sayfa 390 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
282 syf.
·
Puan vermedi
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gerçekten güzel bir deneyim oldu. Okuduğum için mutlu olduğum bir kitap Gece Yarısı Kütüphanesi. Hani bazen olur ya, kitaptaki bazı cümleleri atlamak ve asıl olacakları öğrenmek için üstünkörü okursunuz. İşte bunu bu kitabın hiçbir noktasında yaşamadım. Fikirlerimi okumadan önce kitabı okumadıysanız olayların okumadan öğrenmek istemeyeceğiniz
Gece Yarısı Kütüphanesi
Gece Yarısı KütüphanesiMatt Haig · Domingo Yayınevi · 202155,6bin okunma
Reklam
320 syf.
8/10 puan verdi
·
12 saatte okudu
Nihad Sâmi Banarlı, kelimeler üzerinden düşmanlık yapılmaması gerektiğini bu şekilde ilerlenemeyeceğini ifade ediyor. Ana fikri Türkçe'nin imparatorluk dili olması. İmparatorluk dilleri her yerden alır ve içinde eritir. Bundan gocunmayın diyor. Tek imparatorluk dili de Türkçe değil. Kelimelerle uğraşmayın, kelimeler nereden geldiyse gelmiş ama "dil içinde eridiyse" Türkçe olmuştur. Dil ve düşünce arasında, dil ve medeniyet arasında kopmaz bir bağ varken Türkçe ile ilgili daha fazla ve bölük pörçük değil; müstakil eserlere ihtiyaç var. Bu yönden de bu kitabın varlığı kıymetli.
Türkçenin Sırları
Türkçenin SırlarıNihad Sâmi Banarlı · Kubbealtı Neşriyatı · 20222,523 okunma
ATSIZ'DA DİL VE EDEBİYAT Dil: Türk Dili ve Edebiyatı Bölümü mezunu olan ve bitirme tezini, Osmanlı döneminde sade Türkçe akımının öncülerinden Edirneli Nazmi'nin Dîvân-ı Türkî-i Basît'i üzerinde yapan Atsız'ın dil konusundan uzak kalmayacağı ve bu konuya sık sık temas edeceği açıktır. Onun, Türkçe konusundaki düşüncelerine
Bir arada var olma, bir organın veya bir organlar sisteminin bir canlıda var olmasının, ancak belli bir doğadan ve biçimden başka bir organın veya başka bir sistemin de var olmasıyla mümkün olduğunu işaret etmektedir: "Bir hayvanın bütün organları, bütün kısımları birbirleriyle bağlantılı olan ve birbirlerine etki eden ve tepki veren tek bir sistem meydana getirirler; ve bunlardan birinde, diğer hepsinde birden benzer değişimlere yol açmayan bir değişim olamaz."¹⁰ Sindirim sisteminin içinde, dişlerin biçimi (ister kesici ister çiğneyici olsunlar), "beslenme sisteminin uzunluğu, kıvrımları, genişlemeleri" ile aynı ânda değişir; veya, farklı sistemlerin bir arada var olmalarına ilişkin bir örnek vermek üzere, sindirim organları kol ve bacak morfolojisinden (ve özellikle de tırnakların biçiminden) bağımsız olarak değişmezler: pençe veya toynak olmasına -yani hayvanın gıdasını kavrayıp, parçalayabilmesine- göre, beslenme kanalı, "çözücü iç sıvılar", dişlerin biçimi aynı olmayacaktır.¹¹ Bunlar, aynı düzeydeki unsurlar arasında, işlevsel gerekler tarafından kurulmuş olan bir arada olma ilişkileri yaratan yanlamasına korelasyonlardır: madem ki hayvan beslenmek zorundadır, o halde avın doğası ve yakalanma biçimi, çiğneme ve sindirim sistemlerine yabancı kalamazlar (ve tersi). ¹⁰ G. Cuvier, Rapport historique sur l'etal des Sciences naturelles, s. 330. ¹¹ G. Cuvier, Leçons..., s. 55.
Sayfa 372 - Les mots et les choses : Une archéologie des sciences humaines. İmge Kitabevi Yayınları, İkinci Baskı Ekim 2001, ISBN: 975-533-075-5]Kitabı okuyor
"İnsan, aktarılamayan Kelâm'ın sonsuz vecdi içinde yalnızca kendini dinlemeliydi: kendi sessizlikleri için kelimeler ve sadece kendine ait pışmanlıklar için ışıtılebilen akortlar uydurmalıydı."
Reklam
159 syf.
2/10 puan verdi
·
31 günde okudu
bismillahirrahmanirrahim
Kapağa bakarak aldandığımız kitaplar olduğu gibi ilk sayfalara bakıp da aldandığımız kitaplar olabiliyor. Asena Gülsüm Gümüş tarafından ele alınan bu kitap yazarın aşk acısını anlatıyor. Sevdiği kişinin onu terk etmesiyle içinde yaşadığı fırtınayı gelişigüzel sayfalara dökmüş durumda. Ve çoğu aşk acısı terk etmekle son buluyor, edebiyatımızda çokça aşk acısını ele alan kitaplar yer almaktadır. Ama ele alınan aşkın acısını diğer kitaplardan ayıran özellik düşünce ve betimlemelerin farklı olmasıdır elbette ki... Bu kitabı okuduğunuzda biraz empati kurmanız -gece uyumadan önce aşk sancısını, ayrılık,terk edilmişlik acısını çeken biri olarak aklınızdan ve kalbinizden geçenler- yetecektir kitabın incelemesinden size bahsetmek için. Kelimeler,cümleler yetersiz bir akış ile ilerliyor. Bazen sevdiğini,bazen nefret ettiğini, bazen unutmak istediğini, bazen o günleri tekrar yaşamak istediğini... anlatıyor yazar... Karmaşık bir düşünce yapısıyla yazılmış kitap. Yazarın duygularını tekrarlanan cümlelerle okuyacaksınız kısa bir deyişle... Evet Rabbim kalplere mukayyet ol(: Kitapta öğreneceğiniz tek şey yazarın bir terk edilmişlikle son bulan aşk acısı varmış. Kaybedeceğiniz şey: zaman!.. 18.05.24/// 23.01 dua ile, ya fettah
Rabbim Kalbime Mukayyet Ol
Rabbim Kalbime Mukayyet OlAsena Gülsüm Güneş · Uğur Tuna Yayınları · 20167 okunma
Kor Dergi'mizin yeni eseri yayımda🎉 👇 kordergi.com/edebiyat/siir/t... Görüş, düşünce ve önerilerinizi sayfamızda bizlerle paylaşabilirsiniz 😊
FİKİR YAZILARINDA VE KALEM KAVGALARINDA ATSIZ ÜSLUBU Bu bölümde Atsız'ın romanlarındaki üslup üzerinde durmayacağız. Romanlarını incelerken bunu yaptık. Burada aslında iç içe girmiş bulunan, birbirlerinden pek de farkı olmayan fikir yazılarına ve kalem kavgalarına bakacağız. Atsız'da baskın olan polemik üslubu, fikir yazılarına da sık
Yaşam Türkce
Yaşam Ne söylendiyse sadece dinledik. Başka nasıl yapılmalı kesin bilemedik. Yaşamı görüb de böyle yapdık? İnsanlar konuştu gerçeğe çatdık? Yalnız konuşulur aynı mevzular. Bunu yaparsan olacak budur.
1.000 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.