HİPNOZ İLE NELER TEDAVi EDİLEBİLİR?
Hipnoz, kişinin başa çıkmakta zorlandığı her konuda fay dalı olabileceği için birçok zihinsel, duygusal ve fiziksel sorunun tedavisinde hipnozdan faydalanılabilir. Yaygın olarak kullanıldığı alanlar şunlardır:
• Fobiler
• Stres ve anksiyete
Panik atak
Yas
Yeme bozuklukları
Uyku bozuklukları
Depresyon
Bağımlılık
Kilo kaybı
Sigara bırakma
Ağrısız doğum
ADHD (dikkat eksikliği, hlperaktivite) semptomları
Cinsel sorunlar
Kanser olan ve kemoterapi gören hastalarda bulantı ve kusmanın azaltılması
Rahatsız eden bağırsak sendromu hastalığının semptomlarının azaltılması
Kemoterapi ilaçlarının etkisini artırır: Kanserde tümör hücrelerinin kemoterapi ilaçlarına karşı direncinin gece açlığıyla azaldığı görülmüştür. Bu nedenle bazı kemoterapi uygulamalarından önce kanser hastalarına bir veya iki günlük açlık önerilir. Ancak sağlıklı hücreler bu ilaçlardan kendilerini daha kolay koruyabilir. Yine fareler üzerinde yapılan araştırmalarda, açlığın cilt kanseri ve meme kanserinin ilerlemesini yavaşlattığı görülmüştür.
Kemoterapi ve radyoterapi gibi cerrahi dışı kanser tedavileri kanser hücrelerini öldürmek ve buna yönelik olarak büyüme bölünme ve daha fazla kanser hücresi üretmelerini önlemek üzere tasarlanmışlardır. Kanser hücreleri genellikle normal hücrelerden daha hızlı büyüyüp bölündüklerinden kemoterapi ve radyoterapinin etkisi daha çok hücrelerde hasar oluşturmak biçimindedir ancak bu tedaviler kemik iliği kıl folikülü ve mide astar dokusundaki hücreler gibi hızlı çoğalma özelliğine sahip ama kanserli olmayan hücrelere de etkiler. Kemoterapinin kansızlık, saç kaybı, bulantı hissi ile ilişkisi olmasının nedeni budur.
Tümör gelişimini yavaşlatmak üzere hücrelere sirkadiyen ritimlerini yeniden kazandıracak ilaçlar geliştirmek olsa da günümüzde kanserle mücadelede uygulanan cerrahi dışı yaklaşımlar bir dizi kanser ilacından ya da bir şekliyle radyasyondan yararlanıyor. Bu yaklaşımla anlaşılması gereken büyük zorluk ise yoldan çıkmış kanser hücrelerini hastayı öldürmeden öldürmek. Kemoterapi de kullanılan kanser ilaçları yüksek derecede zehirli olup böbrekler ve kalp dahil olmak üzere vücudun ana organlarına hasar verebiliyor. Radyasyon terapisi ise yine vücut için oldukça zararlı yan etkilere sahip. Bu noktadaki büyük sorun bütün kanser hücrelerini yok etmenin çok güç olması çünkü çoğalıp yeni bir tümör odağı oluşturmak için hayatta kalabilmiş birkaç kanser hücresinin varlığı yeterli. Sonuçta, genellikle korkunç yan etkilere sahip agresif bir tedavinin uygulanması gerekiyor. Bu yan etkiler de en yaygın olanları bulantı kusma ishal el ve ayaklarda duyu kaybı ve saç dökülmesi.
Beynim beni aldatıyor Legolas. Saçlarıma dokunuyorum. varmış gibi. Aynalara bakamıyorum hâlâ. Son baktığımda tanıyamadım kendimi. Selam verip kaçtım. Sarı saçlar yok, ayna yok.. Dostum Kara Kurt
yusuf
dedi ki toparla kendini. Mutlu ol. Tamam dedim. Hani insanlar alışılmış şekilde olağan cevap verir ya.. öyle işte. Bugün mutlu olayım bari bir takla atayım dedim. Evet Legolas evet mutlu olmayı takla atmak sanıyorum hâlâ çocukluğumda ki gibi. Ve evet Legolas sehpaya çarptım. Hayat da böyle değil mi? Hep çarpıyoruz bir şeylere ya da birilerine. Ya da onlar çarpıyor bize. Kedilerim de tepeme çıktılar o an. Manyak kedilerim. Sahiplerine benzermiş kediler. Yarın yine yazarım. Not; Sarı saçlarını kıskanıyorum Allahsız. Savurup durma. Olan var olmayan var.😵😡
Eğer DNA ' nın tamirinin daha zayıf olduğu saatlerde kanser tedavisi için kemoterapi yapılırsa, kemoterapinin daha etkin olacağı, daha çok kanser hücresinin öldürülebileceği" çıkarımını yaparak Nobel'i alır.(Aziz Sancar)