Sabahları güneş doğunca, annemin ıslattığı çamurdan duvarlarımızın kokusuna eşlik eden kuş sesiyle gerçek anlamda dünyaya gözlerimi açmıştım. Hayata dair hiçbir bilgim yoktu . Az ve çok, kötü ve iyi, zengin ve fakir. Duvar güzel kokuyordu, kuşlar güzel ötüyordu. O acımasız hayat serüveninin başladığı sıfır noktasında donup kalsam , taş olsam , dışarda öten kuş olsam keşke. Bilmediğim çok şey vardı. Kış vardı , yağmur, gök gürültüsü, kapıyı sabah kırarak eve giren polisler , dayak yiyen babam ve cesur bir annem vardı. Hayatımın ilk anısı böyle başladı işte. Devamında platonik aşkım, psikolojik şiddet, bana aşık bir kız, politik baskı, zenginlik, fakirlik , dostluk , düşmanlık...