sualler
Kimi egosuna iyi geleni seçer, kimi ise ruhuna.
Peki sen hangisisin?
Egosuna aşık olan ve ona kurban arayanlardan mı?
Yoksa ruhuna aşık olan ve onu anlamaya çalışanlardan mı?
Kendisinden kaçanlardan mısın?
Kendisini kovalayanlardan mı?
Kendisini avlayanlardan mısın?
Yoksa kendine yakalananlardan mı?
Kendisiyle savaşanlardan mısın?
Kendini yaşayanlardan mı?
Geldin gelmesine de neden geldin?
Derdine dert katmaya mı?
Yoksa yaralarına şifa olmaya mı?
Zanlarına zan katmaya mı?
Yoksa tüm zanlarından arınmaya mı?
Hangi yoldasın?
Kendinden kendine doğru olan bu yolculukta..
Sevda
Sevdanın hüznü olmaz,
Sevdanın özrü olmaz,
Sevdanın acısı olmaz.
Seninle olmasa da bir yerlerde varlığını bilmek tebessümüne sebeptir.
Seninle olmasa da gözlerindeki mutluluk tebessümüne sebeptir.
Seninle olmasa da yüzündeki gülümseme mutluluğuna sebeptir.
Sevdanın hüznü olmaz,
Sevdanın acısı olmaz.
Sevgisi senin olmasa da ona olan sevdaya sarılırsın.
Kalbi seninle olmasa da bir yerlerde duyduğun kalbinin sesine sarılırsın.
Sevdanın hüznü olmaz; sevdanın sebepsiz bekleyişi, sebepsiz sevgisi olur...
Bazen güzel bir şarkıyı saatlerce dinliyorsun bir bakmışsın o saatler ömrümün sonu olmuş.
Anam gibi Anadolu kokar burası
Bilmez yalanı dolanı
Anadoludur burası
Yoktur öyle çok malı
Paylaşır ama elinde olanı
Anadoludur burası
Misafir tanrı misafiri
Sormaz ona neyin nesi
Baş üstündedir yeri
Anadoludur burası
....(.kendimce karalamalar işte...)
Bilseydim ki eğer bu dünyanın boş olduğunu insanların dikkatini çekmek için daha az çaba harcardım. Uzun bir dağ yolunda kulağımda kulaklığım ile saatlerce yalnız başıma gezerdim. Yol çok uzundu fakat yol arkadaşları hiçbir zaman yanımda olmadı. Bazen nefeslenmek istedim hayat yolculuğunda bir de bakmışım ki yol bitmiş.
İnsanlığa incelik gerek.
Oysa ben bir güzellik,bir incelik yapmak için fırsat kollardım insanlık için.
İnsanlık kalmışmıydı sorgulamadan.
Səssizdi.. Aramızdakı dərin sükut, düşüncələrimlə ruhuma xaos dadında musiqi notları bəstələyirdi..
Kendimce karalamalar
Ömür dediğin nedir? Hayat o kadar kısa ki şu hayatta elini tutup ömrümün sonuna kadar o eli bırakmayacağım birini o kadar düşledim ki! Aslında bu ele sahip oldum ama o el beni tercih etmedi tercih etmemesinin nedeni tabi ki maddi durumdan kaynaklı o zamanlar işsiz güçsüzdüm. Seçtiği kişi çok güçlü ve zengindi. Peki ne oldu zamanla zenginliği ile onu mutlu eden kişi varlığıyla onu rahatsız etmeye başladı ve ben iş güç sahibi olup güçlendim. Sonra ondan ayrıldı. Beni arayıp pişman olduğunu tercihinin yanlış olduğunu ve "keşke seni tercih etseydim" dedi. İşte hayat böyle bir şey bir tercih yaparsınız tercihinizin bedelini öder ve karşı tarafa ödetirsiniz. O yüzden hep söylediğim gibi, bir eli tuttuysanız o eli ömrünüzün sonuna kadar bırakmayın sahip çıkın. Mutluluk o ele sahip olmak ve ona sahip çıkmak ömrünün sonuna kadar o eli bırakmamak.