Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Güven
Ben işte bu kararlamalardan ilham alarak bir ökse hazırladım ve Malcom X'e de bu ökseye tutuldu. Kağıt peçetelerden birinin üzerine, ''Kadının ağlayıp durması, paçayı ancak ağlarsa kurtarabileceğine inanmasındandır.'' diye yazmıştı. Ben de bir gün tuttum lafı kadın konusuna getirdim. Malcom X, bir yandan kahvesini yudumlamaları, bir yandan da önündeki kağıda bir şeyler karalamaları arasında, birden kadın konusunda da eleştirel tutumunu ve şüpheciliğini ağzından kaçırıverdi. ''Hiçbir kadına yüzde yüz güvenemezsiniz.'' dedi. "Ben yüzde yetmişbeş güvenilecek bir tek kadın tanıdım onunla da evlendim. Bunu kendisine de söylemişimdir." dedi. Aynen sana söylediğim gibi ona da söylemişimdir ki, ''Ben kadınları ya da dostlara tarafından mahvedilen nice insanlar tanıdım.'' ''Hiç kimseye tam olarak güvenmem.'' diye devam etti. Kendime bile, kendi kendilerini mahveden bir sürü insan tanımışımdır ben. Başkalarına olan güvenim sıfırdan başlar, yükselir gider. Tıpkı muhterem Elijah Muhammed'e olduğu gibi, Malcom X bundan sonra bana dik dik baktı. "Size de yüzde yirmibeş civarında güveniyorum."
En sevdiğim
Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanmadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak konuşmak kaçınılmaz olsaydı.
Sayfa 387 - İletişimKitabı okudu
Reklam
Nurhayat Hanım sıkılmıyor. Bazen dul kadının evinde, bir iki söz ettiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz; aman işte biri konuşmağa başladı, varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim, kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.
Sayfa 290Kitabı okudu
15 En Büyük Hazinemiz Aklımızdır Sevgili Bilge, Bana bir mektup yazmış olsaydın, ben de sana cevap vermiş olsaydım. Ya da son buluşmamızda büyük bir fırtına kopmuş olsaydı aramızda ve birçok söz yarım kalsaydı, birçok mesele çözüme bağlanamadan büyük bir öfke ve şiddet içinde ayrılmış olsaydık da yazmak, anlatmak, birbirini seven iki insan olarak
Sayfa 385Kitabı okudu
Bu sabah birden aklıma geliverdi. Olağanüstü o gecede yaşamış olduklarımı, bütün olup bitenleri ileride unutmayayım diye sırasıyla kaleme almalıydım. İşte o andan sonra da kendimi bir baskı altına soktuğumu hissetmekteyim. Yazdıklarımla, yaşadıklarımın akıl almazlığını biraz olsun anlatabilecek miyim? Bundan kuşku duymuyor değilim. Ben sanatçı yanı olmayan birisiyim. Therasium Lisesi'nde okuduğum yıllarda, biraz da şaka olsun diye, yaptığım ufak tefek bazı karalamalar dışında edebiyatla yakından uzaktan pek ilgim olmamıştı. Sözgelişi, dış olaylara paralel gelişen iç yansımaları belli bir sıraya sokacak yöntem var mıdır, bilemiyorum. Anlama çok uyacak bir söz, söze de tam anlam bularak cümle içinde denge nasıl sağlanır, diye kendi kendime çok sorduğum olmuştur. Fakat ben bu notları kendim için tutuyorum. Önemli olan benim anlamam, başkalarına anlatmak istediğim bir şey yok ki. Sürekli acı veren bir kaynayışla beni hep oyalamış bir olayın altından artık kalkabilmek için karşısına geçip bir deneme yapıyorum.
Sayfa 64 - Olağanüstü Bir GeceKitabı okudu
Kafası dalgınken, sümenin üzerine dört köşesinden tutturulmuş kurutma kâğıdını rasgele karalayan, saçma sapan isimler yazan insanlar vardır. Bu karalamalar, zihinsel özbilinçsizliğimin ürünüdür. Güneşe uzanmış bir kedi uyuşukluğuyla çiziktiririm bunları, sonradan, baştan beri unutulmuş bir şeyi ansızın hatırlamışçasına, müphem, gecikmiş bir şaşkınlıkla yeniden okuduğum da olur. Yazarken, kendime resmî bir ziyarette bulunurum. Görüntüler arasındaki boşluklarda, büyük bir zevkle hissetmediklerimi çözümlediğim, kendimi karanlıktaki bir tablo gibi seyrettiğim, bir başkasının hatıralannda yaşayan özel salonlarım vardır.
Sayfa 413 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 341 Başlangıç metniKitabı okudu
Reklam
"Pilleri, kutusundan büyük bir radyosu var, onu dinliyoruz. Nurhayat Hanım sıkılmıyor. Bazen dul kadının evinde, bir iki söz ettiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz, aman işte biri konuşmaya başladı, varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın."
Sayfa 385 - İletişim Yayınları, 13.baskı - 2002Kitabı okudu
binbir türlü olmamış, olmayacak senaryo kurup kendime acı veriyorum, tanrı beni böyle bir hevese kapılmaktan korusun. bir an için yazabildiğimi varsayalım. ya bu saçma sapan karalamalar birinin eline geçerse ... bütün mahallenin diline düşerim billahi. diğer yandan da bu düşünce hoşuma gitmiyor değil. yani bütün yaşamınızı, birkaç sayfalık, kolayca yok edilebilecek bir hacme sığdırmak neşeli bir fikir. düşünsenize bir kere, her şeyi anlatırım.
“Geçen sabah erkenden albayıma gittim. Bugün sabahtan akşama kadar radyo dinleyeceğiz, dedim. Bir süre sonra sıkıldı. (İnsandır, elbette sıkılacak. Benim gibi bir canavar değil ki.) Bunun üzerine onu zayıf bulduğumu, benimle birlikte bulunmaya hakkı olmadığını yüzüne bağırdım. (Ben yalnız kalmalıyım. Başka çarem yok.) Bazen Nurhayat Hanıma
Sayfa 370 - İletişim yayınları
Dul kadın iyi:Bana kahve pişiriyor,sigaramı yakıyor.Onun yanında biraz huzura kavuşuyorum.Pilleri,kutusundan büyük bir radyosu var;onu dinliyoruz.Nurhayat Hanım sıkılmıyor.Bazen dul kadının evinde bir iki söz ettiğim oluyor:Kendi kendime konuşur gibi.Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz;aman işte biri konuşmağa başladı varlığını ortaya koydu,dur ben de birşeyler söyleyeyim,kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.Onunla oyunlar dinliyoruz radyodan.Yıllardır sesleri değişmeyen,fakat adları farklı olan oyuncuların piyesleri;aynı heyecanlı titreşimler,aynı yükselip alçalmalar.Sanki yıllardır sürüp giden uzun bir oyunu parça parça oynuyorlar.Kahkahalar atıyorlar-çocukluğumdan beri dinlediğim kahkahalar.Aynı kapıları yıllardır açıp kapıyorlar.Aynı güç durumlarda kalıyorlar.Yavaş konuş bizi duyacak diyorlar,siz burada ne arıyorsunuz bakalım diyorlar.Ben yalnız sesleri dinliyorum,anlamlarla ilgili değilim.Kuş sesi dinleyerek huzur duyanlar varmış;onlar gibiyim.
Sayfa 387 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
Reklam
Tarih birileri tarafından yapılmıyor. Onun evrelerini görmek bir otun büyüyüşünü görmek kadar olanaksız. Savaş, devrim, çarlar ya da Robespierre gibi komutanlar tarihin organik unsurları, onun mayalanmasına yardımcı olan araçlar sadece. Devrimler etkili, bağnaz yönleri ağır basan, dar görüşlü dâhi insanların eseri. Bu insanlar, birkaç saat ya da
... Bazen dul kadının evinde, bir iki söz ettiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz; aman işte biri konuşmaya başladı varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim, kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.
Sayfa 387
Konuşmamak ne iyi, bir bilsen. Insan elbette konuşmak istiyor; dert yanmak, haklı çıkmak istiyor. Fakat kelimeler insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor. Kendinden nefret ediyor. Dul kadın iyi: Bana kahve pişiriyor, sigaramı yakıyor. Onun yanında biraz huzura kavuşuyorum. Pilleri, kutusundan büyük bir radyosu var; onu dinliyoruz. Nurhayat Hanım sıkılmıyor. Bazen dul kadının evinde, bir iki söz etiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz; aman işte biri konuşmağa başladı varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim, kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.
Sayfa 387Kitabı okudu
Evlilikten tekrar tekrar korkmamın nedeni gerçek sevginin olmaması değil rahat bir hayat, güzel mobilyalar, kendime yük edineceğim karalamalar ve hatta mutlu bir burjuva olma korkusudur.
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.