Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Bazen dul kadının evinde, bir iki söz ettiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz; aman işte biri konuşmaya başladı varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim, kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.
Sayfa 386Kitabı okudu
“Aziz varlığımı son dakikasına kadar aynı görünüşle ayakta tutmak gibi bir görevim olduğunu hissediyorum. Çünkü başka türlü bir davranışım, benimle küçük de olsa bir ilişki kurmuş, benimle az da olsa ilgilenmiş insanlarca yadırganacaktır. Oysa, Sevgili Bilge, aziz varlığımı artık ara sıra kaybettiğim oluyor. Fakat yaralı aklım, henüz gidecek bir
Reklam
"Ne budalaymışım ben! Talih beni bu cennetin sahibi yapmışken , gidip bir dairede kağıt karalamakla zaman geçirmek istemişim. Artık her şeyi öğrendim, çok okudum, düşündüm; aynı zamanda bilgili, malikanesinde refah ve düzeni sağlamakla görevli bir çiftlik sahibinin bütün görevlerini öğrendim. Bu görevi, sersem bir kahyaya bıraktım ve kendimde hiç tanımadığım illeri uzaktan kağıt üzerinde idare etmekten ibaret gülünç bir işi, gerçek idarenin bütün sorumluluklarına yeğledim."
TentetnikofKitabı okudu
Evlilikten tekrar tekrar korkmamın nedeni gerçek sevginin olmaması değil rahat bir hayat, güzel mobilyalar, kendime yük edineceğim karalamalar ve hatta mutlu bir burjuva olma korkusudur.
Konuşmamak ne iyi, bir bilsen. Insan elbette konuşmak istiyor; dert yanmak, haklı çıkmak istiyor. Fakat kelimeler insana ihanet ediyor, insan kendine ihanet ediyor. Kendinden nefret ediyor. Dul kadın iyi: Bana kahve pişiriyor, sigaramı yakıyor. Onun yanında biraz huzura kavuşuyorum. Pilleri, kutusundan büyük bir radyosu var; onu dinliyoruz. Nurhayat Hanım sıkılmıyor. Bazen dul kadının evinde, bir iki söz etiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz; aman işte biri konuşmağa başladı varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim, kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.
Sayfa 387Kitabı okudu
... Bazen dul kadının evinde, bir iki söz ettiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz; aman işte biri konuşmaya başladı varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim, kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.
Sayfa 387
Reklam
Tarih birileri tarafından yapılmıyor. Onun evrelerini görmek bir otun büyüyüşünü görmek kadar olanaksız. Savaş, devrim, çarlar ya da Robespierre gibi komutanlar tarihin organik unsurları, onun mayalanmasına yardımcı olan araçlar sadece. Devrimler etkili, bağnaz yönleri ağır basan, dar görüşlü dâhi insanların eseri. Bu insanlar, birkaç saat ya da
Dul kadın iyi:Bana kahve pişiriyor,sigaramı yakıyor.Onun yanında biraz huzura kavuşuyorum.Pilleri,kutusundan büyük bir radyosu var;onu dinliyoruz.Nurhayat Hanım sıkılmıyor.Bazen dul kadının evinde bir iki söz ettiğim oluyor:Kendi kendime konuşur gibi.Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz;aman işte biri konuşmağa başladı varlığını ortaya koydu,dur ben de birşeyler söyleyeyim,kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın.Onunla oyunlar dinliyoruz radyodan.Yıllardır sesleri değişmeyen,fakat adları farklı olan oyuncuların piyesleri;aynı heyecanlı titreşimler,aynı yükselip alçalmalar.Sanki yıllardır sürüp giden uzun bir oyunu parça parça oynuyorlar.Kahkahalar atıyorlar-çocukluğumdan beri dinlediğim kahkahalar.Aynı kapıları yıllardır açıp kapıyorlar.Aynı güç durumlarda kalıyorlar.Yavaş konuş bizi duyacak diyorlar,siz burada ne arıyorsunuz bakalım diyorlar.Ben yalnız sesleri dinliyorum,anlamlarla ilgili değilim.Kuş sesi dinleyerek huzur duyanlar varmış;onlar gibiyim.
Sayfa 387 - İletişim YayınlarıKitabı okudu
“Geçen sabah erkenden albayıma gittim. Bugün sabahtan akşama kadar radyo dinleyeceğiz, dedim. Bir süre sonra sıkıldı. (İnsandır, elbette sıkılacak. Benim gibi bir canavar değil ki.) Bunun üzerine onu zayıf bulduğumu, benimle birlikte bulunmaya hakkı olmadığını yüzüne bağırdım. (Ben yalnız kalmalıyım. Başka çarem yok.) Bazen Nurhayat Hanıma
Sayfa 370 - İletişim yayınları
binbir türlü olmamış, olmayacak senaryo kurup kendime acı veriyorum, tanrı beni böyle bir hevese kapılmaktan korusun. bir an için yazabildiğimi varsayalım. ya bu saçma sapan karalamalar birinin eline geçerse ... bütün mahallenin diline düşerim billahi. diğer yandan da bu düşünce hoşuma gitmiyor değil. yani bütün yaşamınızı, birkaç sayfalık, kolayca yok edilebilecek bir hacme sığdırmak neşeli bir fikir. düşünsenize bir kere, her şeyi anlatırım.
Reklam
"Pilleri, kutusundan büyük bir radyosu var, onu dinliyoruz. Nurhayat Hanım sıkılmıyor. Bazen dul kadının evinde, bir iki söz ettiğim oluyor: Kendi kendime konuşur gibi. Nurhayat Hanım hiç söze karışmaz, aman işte biri konuşmaya başladı, varlığını ortaya koydu, dur ben de bir şeyler söyleyeyim kişiliğimi göstereyim gibi küçük çabalamalar içinde değildir dul kadın."
Sayfa 385 - İletişim Yayınları, 13.baskı - 2002Kitabı okudu
Kafası dalgınken, sümenin üzerine dört köşesinden tutturulmuş kurutma kâğıdını rasgele karalayan, saçma sapan isimler yazan insanlar vardır. Bu karalamalar, zihinsel özbilinçsizliğimin ürünüdür. Güneşe uzanmış bir kedi uyuşukluğuyla çiziktiririm bunları, sonradan, baştan beri unutulmuş bir şeyi ansızın hatırlamışçasına, müphem, gecikmiş bir şaşkınlıkla yeniden okuduğum da olur. Yazarken, kendime resmî bir ziyarette bulunurum. Görüntüler arasındaki boşluklarda, büyük bir zevkle hissetmediklerimi çözümlediğim, kendimi karanlıktaki bir tablo gibi seyrettiğim, bir başkasının hatıralannda yaşayan özel salonlarım vardır.
Sayfa 413 - Olaysız Bir Özyaşam Öyküsü, 341 Başlangıç metniKitabı okudu
20 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.