*
Herhangi bir ahlaki davranışın aktif olarak davranışta bulunan birey tarafından içsel dürtüler ve tavırlar açısından onaylanması gerektiğini söyleyebiliriz.
*
Ne var ki konuşmaya başladıktan sonra çok geçmeden ister gerçek isterse hayalini kurdukları eşlerinden aslında kendi içlerindeki bir eksikliği gidermesini yahut bir boşluğu doldurmasını bekledikleri ve bu gerçekleşmediği için endişeye ya da öfkeye kapıldıklarını açığa vuruyorlar
"Hayat aynı anda hem kendini yinelemekle hem de aşmaya çalışmakla meşguldür. Tek yaptığı kendini idame ettirmekse eğer, yaşamak ölmenin bir çeşididir ve insanın varlığı tuhaf bir bitki örtüsünden farklılaşır."
Sokrates haklıydı: bilgisizliğini kabullenmek bilgeliğin ilk adımıdır ve insanoğlu ancak alçakgönüllü ve dürüst bir şekilde bu kısıtlamalarını itiraf ettiği müddetçe güçlerini yaratıcı bir şekilde kullanıp sınırlarını aşabilir.
“On veya yirmi yıl önce birileri insanların anlamsız sıkıntısına gülebilirken, boşluk, şimdi pek çok kişi için sıkıntı durumundan, tehlikelerin habercisi olan boşunalık ve umutsuzluk durumuna dönüştü.”