"Hayat aynı anda hem kendini yinelemekle hem de aşmaya çalışmakla meşguldür" diye ifade eder Simone de Beauvoir etik üzerine kaleme aldığı kitabında, "tek yaptığı kendini idame ettirmekse, yaşamak ölmenin bir çeşididir ve insanın varlığı tuhaf bir bitki örtüsünden farksızlaşır..."
Sayfa: 138-139Kitabı okudu
Hiçbir şey yok olmaz;sadece biçim değiştirip enerjiye dönüşür
Reklam
Yaşam kendi varlığını devam ettirme ve kendini aşma uğraşısıdır. Eğer sadece varlığı korumak söz konusuysa yaşamın ölümden farkı kalmadığı gibi insan ile bitkiyi ayırmak da imkansızlaşır.
…ona henüz bir isim bulamadılar,her şeyin ötesine gitmeye ,zaman içerisindeki herşey olmaya… …içimde bulduğum o mükemmelliği nasıl anlatabilirim rengi olmayan ama billur gibi parlayan; Bal değil ama gerçek mutluluk …arzu değil ama tatmin olma ,tutku değil ama huzur …
Tıpkı barış için olduğu gibi, sevgi çığırtkanlığı yapanlar genelde sevgiyi en az gösterenlerdir. Bütünlüğe ulaşmanın başlıca sorunu, hatta kurtuluşun anahtarı kendimizi sevmeye ve sevilmeye açabilmektir.
Sayfa 235 - Lewis MumfordKitabı okudu
... İnsanı Boşluk'a "Sen" Demeye sürükleyen şey Dehşet ve yalnızlıktır.
Sayfa 197 - Edna St Vincent Millay- Gece Yarısı KonuşmalarıKitabı okudu
Reklam
Yalnızlık
Her insan kendi gerçekliğine dair hislerinin çoğunu, başkalarının kendisi hakkında söylediklerinden ya da düşündüklerinden edinir. Çoğu modern insanın gerçeklik duygusu konusunda başkalarına olan bağımlılıkları öyle bir noktaya varmıştır ki onlar olmadan var olma hissini yitireceklerini düşünürler.
Yalnızlık
Yalnız kalma korkusunun temelinde kendimize dair farkındalığımızı yitirme endişesi vardır. İnsanlar uzun süre boyunca etraflarında konuşacak kimse yahut ses çıkaran bir radyo olmaksızın yalnız kaldıklarında "boşlukta" hissetmekten, sınırlarını yitirmekten ve kendilerine yön vermelerini sağlayacak hiçbir şey bulamamaktan korkarlar.
Yalnızlık
On yedinci yüzyılda Pascal insanların kendilerini meşgul etme çabalarını fark etmiş ve bu meşguliyetlerin büyük çoğunluğunun, insanların kendilerine dair düşüncelere kapılmamasını sağlamak için ortaya çıktığını belirtmiştir.
Yalnızlık
Günümüz toplumunda insanın birtakım yerlere davet edilme ihtiyaçlarının ya da çağırdıkları kişinin davete katılmasını istemelerinin altında da yalnız kalma korkusu yatar. "Güncel kalma" baskısı; insanların başkalarıyla bir arada olduklarında aldıkları keyif ve hissettikleri samimiyet, edindikleri duygu, düşünce ve deneyim zenginliği gibi gerçekçi dürtülerden çok daha baskın çıkıyor.
Reklam
Yalnızlık
Geçici bir süreliğine de olsa "her şeyden uzaklaşmak" için yalnız kalmayı istemek de hoş görülebilir. Oysa kişi katıldığı bir partide dinlenmek ya da kaçış yöntemi olarak değil de sadece keyfini çıkartmak için yalnız kalmak istediğini söylerse insanlar onda bir tuhaflık olduğunu, dışlanmışlara özgü bir aura ile dolaştığını ya da bir tür hastalığa yakalandığını düşünürlerdi. Bir kimse zamanının çoğunu yalnız geçiriyorsa insanlar onun başarısız olduğunu düşünme eğilimindedirler, çünkü akılları, bir insanın yalnız kalmayı seçebileceğini almaz.
Yalnızlık
Modern insanın yalnızlığının diğer yüzüyse yalnız kalmaktan duyduğu derin korkudur. Bizim kültürümüzde yalnız olduğunu söylemek hoş görülebilir, çünkü bu aynı zamanda yalnız kalmanın iyi bir şey olmadığını itiraf etmenin başka bir yoludur.
Yalnızlık
Yalnızlık çoğu insan için öylesine güçlü ve acı verici bir tehdittir ki, tek başına olmanın olumlu yanlarını algılayamazlar ve hatta kimi zaman yalnız kalma ihtimalinden korkarlar. Çoğu insan "yalnız olduklarını anlama korkusundan" mustariptir der Andre Gide, "ve bu yüzden kendilerini asla bulamazlar."
İçi Boş İnsanlar
Bu boşluk duygusunun psikolojik kökeni nedir? ... Boşluk duygusu genellikle insanların, hayatlarına ya da içinde yaşadıkları dünyaya ilişkin etkili bir şey yapmaktan aciz olduklarını hissetmelerinden kaynaklanır. İçsel boşluk duygusu, yılların birikimiyle, kişinin hayatına yön verme, başka insanların ona olan davranışlarını değiştirme veya içinde bulunduğu dünyayı etkileme gücünün olmadığına dair insancının bir sonucudur. Böylelikle günümüzde pek çok insan gibi derin bir çaresizlik ve anlamsızlık hissine kapılır. İstekleriyle hisleri gerçek anlamda bir fark yaratmayacağı için çok geçmeden istemekten ve hissetmekten vazgeçer. Duyarsızlık ve hissizlik de endişeye karşı birer savunma yöntemidir. Kişi sürekli olarak üstesinden gelemeyeceği tehlikelerle yüzleştiğinde, nihai savunması, bu tehlikeleri hissetmekten kaçmaktır.
İçi Boş İnsanlar
...İnsanlık böylesine bir boşluk halinde uzun süre yaşayamaz: Bir şeye doğru ilerlemiyorsa sadece durgunlaşmakla kalmaz. Biriken gizilgüç, hastalık haline ve çaresizliğe, eninde sonundaysa yıkıcı eyleme dönüşür.
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.