Hiçbir şeyi başaramayan sen,ölümün altından kalkabileceğini mi sanıyorsun? Zaten kendini öldürme becerin olsa,bunu yapmaya ihtiyacın olmazdı şüphesiz.
İnsanoğlunun iki tür dalgalanışı arasında fark gözetmek gerekiyordu. Bunlardan biri, insan ne zaman iyi ve kendi yararını düşünmeyeceği bir şey yapsa, kendi kendini aşardı, ama bu, duvarlardan yalnızca küçük olanıydı. Büyük duvarı oluşturan ise, en ben’likten uzak insanın bile benli’liğiydi; bu, ilk-günahın, insanin doğduğu andan itibaren taşıdığı günahın ta kendisiydi; duyularla bağlantılı her izlenim, her duygu, hatta kendini verme duygusu bile bizim uygulamamız bağlamında bir verme eyleminden çok bir alma eylemidir, ve bu iliklerine sinmişliğin ve benlik tiryakiliğinin zırhlarından herhangi bir biçimde kaçabilmek, neredeyse imkansızdır. Bu doğrultuda olmak üzere, bilmek, yabancı bir şeyi kendine mal etmekten baska bir şey değildir, insan, o şeyi bir havyan gibi öldürür, parçalar ve sindirir. İnanç, artık değiştirilmesi mümkün olmayan, donmuş ilişkidir. Araştırma, sabitleme ile eşanlamlıdır. Karakter, kendini değistirme tembelliğidir. Bir insanı tanımak, ondan artık neredeyse hiç etkilenmemektir. Anlayış, bir tür bakıştır. Hakikat, nesnel ve gayri insani düşünmeye yönelik başarılı girişimdir. Bütün bu ilişkilerde öldürme, soğuma, mülkiyete yönelik bir tutku ve kasılıp kalma, bir de bir tutam bencillik ile nesnel, korkak, hilebaz, yapay bir özgecilik karışımı birliktedir!
Sayfa 283
Reklam
Kendimi öldürme derecesine geldim, cesaretim yetmedi ama. Oyun burda işte: Kendini öldürmeyi düşünecek kadar zayıf olan, öldüremeyecek kadar da zayıf oluyor...
Sayfa 20 - Metis
İnsanlık bir Eşe ihtiyac duymadığı anda kendini aşacaktır. İnsan mutlu olmak için yaşayan bir varlıktır bu mutluluğu ona sağlayan en ilkel içgüdüsu Eş edinmektir. Buda beraberinde diğer ilkel duyguların varolmaya devam etmesini sağlar ve onları güçlü tutar. Buna Koruma,Saldirma, Çalma, Öldürme,Edinme ve Biriktirme örnek gösterilebilir. Kanaatimce Eş bulma insani İlkellige hapseden bir dürtü. Bu genlerimizde var ama unutulmamaliki geçtiğimiz 1 milyon yılda genlerimizde varolan pek cok ozelligi kaybedip olmayan pek çok özelliği edindik. Buna Adaptasyon>Mutasyon>Evrim üçlüsü sebeb oluyor sırasıyla. Demektir ki İçgüdülerimizde değişebilir. Daha iyisini istemek yerine Daha Faydalisini istemeliyiz (Fayda herzaman İyi ile birlikte değildir) . Bir hedefe ve o hedefe ulaşmak için bir Zarurete ihtiyacımız var. Ancak bu şekilde Gelişebiliriz. Bunu kısa yoldan yapabilmek için Bilincimizi bedenimizden ayırmamız gerek Sanal dünya yasami vb. Uzun yol ise Varoluşsal Bir Tehditle karşılaşmak olacaktır Bir hastalık,istila veya büyük bir savas gibi. Umarım kisa olanla yaparız. Çünkü bu süreç kaçınılmaz bir gelecek.
Bu nasıl bir toplum, insan milyonların ortasında en derin yalnızlığı yaşıyor; hiç kimse farkına varmadan dayanılmaz kendini öldürme arzusuyla kahrolabiliyor? Bu toplum toplum değildir, Rousseau'nun dediği gibi, vahşi hayvanların yaşadığı bir çöldür.
Bu nasıl bir toplum, insan milyonların ortasında en derin yalnızlığı yaşıyor; hiç kimse farkına varmadan dayanılmaz kendini öldürme arzusuyla kahrolabiliyor? Bu toplum toplum değildir, Rousseau'nun dediği gibi, vahşi hayvanların yaşadığı bir çöldür.
Sayfa 12 - PdfKitabı okudu
Reklam
1,000 öğeden 11 ile 20 arasındakiler gösteriliyor.