Satıra başlamadan önce bile tekrara düşmüştüm. İnsan duyusunun algılayamayacağı o ilahi güç. Aklımla oynayan tonlarca uyaran. Her şey, birbirini çamurda sürüklemeye çalışan karınca sürüsünü hatırlatıyordu. Tepedeki betonları, önce yeşil yapraklı görmüştüm. Parmaklarımı ise dallanıp budaklanan fidanlar. Çiçek açmıyorlar. Sarmaşık gibi uzayan uzuvlara benziyorlardı. Yaşamın anlamsızlığı doğayla bütünleşmeye başladığında mucizevi olduğunu sandığım fidanlarımı, yeşil yapraklara dönüştürmüştüm. Satıra başlamadan önce bile tekrara düşmüştüm. Önce yeşil yaprakları gördüm. Sonrasında, buraya ait olmadığımı. Satırdan önce su içtim, tıpkı yağmura ihtiyacı olan ormanlar gibi. Tekrara düşmeden önce sigara yaktım, tıpkı kendini yenilemek için kendi güneşinde yanan yapraklar gibi. Satırlarımın tekrarı bittiğinde; tanrı tarafından çizilmiş en kudretli resim, tek bir kağıt görseli, bir anı. Peki o an, burada değilse neredeydi?
-Melike Demirci