…çünkü kertenkele ve sineklerin de, bütün dünyanın özellikle kendi türlerinin yararı için yaratıldığına inandıklarından yüzde yüz eminim. O yüzden bırakalım isteyen istediği gibi düşünsün, çünkü kimsenin görüşünü aklından çekip çıkarmak mümkün değil.
Bir Cücecin ile Bir Cinin Konuşması
Espri yaptı kertenkele, Vur totonu yerden yere. Espri yaptı balkabağı, Ye tabağı koy sabahı.
Reklam
80 syf.
9/10 puan verdi
·
Beğendi
·
1 saatte okudu
"söze dökülmeyen acılarsa kızgın demir olup dağlıyor yüreği, bedeni, ruhu ve derinleştiriyor izi. yıl yıl, gün gün kanatarak derinleştiriyor." (uyku çiçeği) "elmasız kalmış kurt gibiyim beş gündür. bir ucundan girip minik minik tırtıkladığım, içinde kaybolduğum, küçük ısırıklarla içinde yol açıp ilerlediğim. sığındığım. doyduğum. dokuz ay içinde yaşayıp zorla çıkarıldığım lanet günden beri yirmi beş yıldır yine de hep yapışık durduğum. korunduğum." (elma kurdu) "karnım mı boşalmıştı, kalbim mi bilemedim!" (öldü-m) "babalar kızlarını sevmeyince, kızlar da kendini sevemiyor biliyor musun baba? sen beni sevseydin eğer belki başkalarının da beni sevdiğine inanır, hayatıma girmelerine izin verirdim. sen beni sevseydin eğer belki ben de kendimi sevilesi bulur, hem senden hem kendimden nefret etmezdim." (kertenkele)
Uyku Çiçeği
Uyku ÇiçeğiAyşegül Kocabıçak · Hep Kitap · 202349 okunma
Dünyada bırakamayacağım hiçbir şey yok. Ne deniz, ne ağaç, ne şehir, ne ev, ne kadın, ne de ben. Bu kalıbım, bu zarfım, bu kafesimle ben. Onların hepsini bırakabilirim. Fakat şuurumu, bilmek, duymak, var olmak şuurumu bırakamam. Razıyım bir toz parçası olayım. İnsanlar üzerime basarak geçsin. Canım acısın, duyayım. Canımın acıdığını duyayım. Razıyım bir kertenkele olayım. Kızgın yaz günlerinde bir bahçe duvarına tırmanayım. Tırnaklarımı tuğlalara geçireyim. Yeşil ve ıslak sırtımı güneşe vereyim. Fakat güneşle sırtım arasındaki öpüşmeyi duyayım. Tuğlaların incecik zerrelerini sayayım. Kovuklardaki böceklerin, bir boru içinden bakar gibi bana baktıklarını göreyim ve düşüneyim. Razıyım bir nokta olayım. Fakat o noktaya bütün kâinat, bütün mevcudiyle dolsun. Ben yok olamam. Ağlarım, tepinirim, çatlarım, çıldırırım, ölürüm, fakat yok olamam!
Neden Yahuda'yla değil de O'nu sevmeyenlerle birlikte? Yuhanna O'na kertenkele getirdi, ben zehirli yılan getirirdim. Petrus taşları attı, ben O'nun için dağları devirirdim. Ama zehirli yılan nedir ki? Dillerini sök, kolye diye boynuna tak. Dağ dediğin nedir ki, ellerinle kopar, ayaklarınla çiğne! Ben ona Yahuda'yı verirdim, cesur ve muhteşem Yahuda'yı! Ama şimdi ölmek zorunda, Yahuda da O'nunla bilrikte.
V
Yedi güzel adam Biri bir gün bir dağ gördü Gereğini belledi. Ki o dağ Ağaçsız ve yalnız Gökle alıp veriyordu. Rüzgarla ürperir gibi olurdu Beygirin derisi nasıl ürperirse boydan boya Dokununca. Yılanla akreple kertenkele Tavşan keklik kurtla Onlarla Hayvanlarla kımıldanırdı
Sayfa 127
Reklam
"Bir damlacık sudur dünya Ötesi yok budur dünya Metanetsiz karton kale Kâğıttan kutudur dünya. Var gibi görünür dünya Yar gibi bürünür dünya Kalpte sinsi kertenkele Edebi sürünür dünya. Sanki senin baki yurdun El pençe divana durdun Seni avlayacak kurdun Sahibi sayılır dünya. "
Sayfa 294Kitabı okudu
“Güzellik”; evrimsel süreçte beyne yüklenen bir algı formudur. Bir erkek, karşıdan gelen kadının güzel ya da çirkin olduğuna, ona doğru baktığı 0,75 saniye içinde karar verebiliyormuş. Yani bu durum, düşünsel değil, nöronlar yoluyla beyne daha önce yüklenen normların otomatik bir algısı sonucudur. Bir kurbağaya “çirkin” demek sadece insan algısıdır. Erkek bir kurbağa için Monica Belluci güzel olabilir mi?! Ya da bir erkek kertenkele için Amber Heard ne ifade edebilir?..
En iri avcı etçil dinozor türü Tyrannosaurus Rex’ti. Adı Latince “zorba kertenkele kralı” anlamına geliyor.
Sayfa 47 - TÜBİTAK yayınları
Dinozor kelimesi Yunanca kökenli bir kelimedir, “korkunç” ve “kertenkele” anlamına gelen iki sözcüğün birleşmesiyle oluşur.
Sayfa 48 - TÜBİTAK yayınları
Reklam
Biliyor, diye düşündü, kertenkele de biliyor ölümü. Ölümün acısını, boşluğunu biliyor. Her kim ki, hangi canlı ki korkuyorsa, o ölümü biliyor. Otlar da, ağaçlar, kelebekler, böcekler de ölümü biliyor. Yalnız ölümün boşluğunu bilmiyorlar, acısını, acısının ötesinde boşluğunu bilmiyorlar. Mutlular, mutlular, mutlular... İnsanların çoğu da boşluğu, boşluğun boşluğunu bilmemişler. Onlar ki mutlular, onlar ki yaşayanlardır.
Sayfa 224
EKT
Bir tanrı yapıştı saçlarıma köklerinden. Mavi voltlarında cızırdadım bir çöl peygamberi gibi.Kertenkele gözkapağı misali gözden kayboldu geceler: Çıplak beyaz günlerden bir dünya gölgeliksiz göz oyuğunda.Mıhladı beni bu ağaca leşçil can sıkıntısı. Yerimde olsaydı, yaptığımı yapardı.
Büyük bir oda. Bahçeye açılan bir pencere Ortada bir masa Yanda bir kapı Daha birkaç şey: Örneğin bir yunus balığı camdan, bir heykel Sabah. Duvarda gün tanrıları Rezneler, sedef otları, küpe çiçekleri görünür pencereden Görünür ama görünmez Yani hiçbir şey yerinde değil pek. Bugün ne? Salı! O bile yerinde değil Bir bardak, bir sürahi yerinden
Ya uçuyor ya da sürünüyordur insan, ya yükseklerdedir ya da büsbütün aşağılarda. Kitap "insanı kertenkele olmaktan kurtaran" şeydir. Sanatın kanatlandıramadığı hayaller "beli kırılmış bir yılan gibi sürünür."
Sayfa 137 - Metis yayınları Nisan 2020Kitabı okudu
Yasir'in babası Yasir'e:"Zayıflara, kölelere ve özellikle kadınlara acırsan acınacak duruma düşersin!", dedi. Yasir:"Ama onlar da can taşıyorlar. Yerdeki kertenkele, bindiğin at kadar onların canı da değerlidir. Cansız putlara gösterdiğin hürmeti canlılardan niye esirgiyorsun?"
Sayfa 43
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.