Keşke benim canım, senden başkasını tanımasaydı;
uyanık olan, manalar bilen canım, senden başka hiç bir şey bilmeseydi!
Ne kimseyi reddetseydim, ne tereddüde düşseydim, ne de tereddütsüz "evet" deseydim; tehlikesiz, tuzaksız, çersiz çöpsüz kendi denizime dalıp gitseydim!
Yüzünden başka ne görürsem, gözümün nuru azalıyor! Ey benim kirpiklerimin perdesi; kimseye yol vermeyin, yabancı bir hayali içeri sokmayın!
Aşkın güzelliklerinden, canım inceldi, pek nazik bir hal aldı!
Ondan başka her şeyden bıktım; ben, can da istemiyorum, gönül de istemiyorum!
Nerede benimki, nerede o?
Bir an bile olsa, benden yüzünü çevirme!
Çevirme de, senin derdinden ateşlerle dolu gönlümün dumanı,
gökyüzünü yakıp yandırmasın, ne var ne yoksa birbirine katmasın!
Sustuğum zamanlar, senin gül bahçenden reyhanlar toplarım;
feryada başlayınca, ah edince de, alem reyhanımın kokusu ile dolar!
Sana karşı ben kim oluyorum? Adını koyduğun değersiz bir kölen!
Fakat, sen benim neyimsin? Sen, benim sultanımsın, padişahımsın!
Ey feryadımdan da, efganımdan da canıma daha yakın olan sevgili;
feryadım da senden geliyor! Belki de, benim feryadım sensin!
{ Mevlana Celaleddin-i Rumi (ks) }