Birden, Clover'ın kafası bir şeye takıldı. Kimseye bir şey söylemeden Mollie'nin ahırdaki bölmesine girdi, ayağıyla biraz eşeleyince samanların arasına bir avuç kesmeşeker ile çeşitli renklerde kurdeleler gizlenmiş olduğunu gördü.
Sayfa 54 - Mollie.Kitabı okudu
tam olarak aynı cümleleri her yaz mevsimi bitiminde kullanırım
Benim gibi sıcak karşısında "çaya düşmüş kesmeşeker" gibi erim erim eriyen birinin sonbahar serinliğine kavuşması ne güzel.
Sayfa 21
Reklam
''Atom çekirdeği bir yerfıstığı büyüklüğünde olsaydı, atom bir beyzbol sahası büyük- lüğünde olurdu. Atomlarımızın içindeki bütün ölü alanı kaybedersek, hepimiz bir toz parçacığına girerdik, bütün insanlar da, bir kesmeşeker büyüklüğüne sığardı."
Bay Jones'un gözdesi olan Moses, gammazın, dedikoducunun tekiydi, ama ağzı iyi laf yapardı. Gene bir masal uydurmuştu: Sözümona, Balbadem Diyarı denen gizemli bir ülke vardı, bütün hayvanlar öldükleri zaman oraya gidiyorlardı. Moses'a bakılırsa bu ülke gökyüzünde bir yerde, bulutların az ötesindeydi. Balbadem Diyarı'nda her gün pazardı; dört mevsim yonca biter, ağaçlar ve çalılar, kesmeşeker ve keten tohumu küspesinden geçilmezdi. Gerçi hayvanlar, gününü masal anlatmakla geçirdiği ve hiç çalışmadığı için Moses'dan nefret ediyorlardı; ama gene de, Balbadem Diyarı masalına inananlar çıkmadı değil. Domuzlar, onları böyle bir yer olmadığına inandırabilmek için az dil dökmediler.
Güney, 1960-1970 arasında çoğunluğu vurdulu kırdılı olsa da arada ödüller de kazandığı 90'a yakın filmde oynayarak sinemanın aranan isimlerinden oldu. Tarık Dursun K. ile yaptığı bir söyleşide söyle­ diği bir lafsa lakabı olarak kaldı: - Ayhan Işık kesmeşeker gibi muntazam, güzel bir adam. Jön! - O güzelse, ben de çirkinim aga'cım! O güzel kral­ sa, ben de çirkin kralım, olmaz mı yani?
Şekeri de yanlış kullanıyormuşuz
“Normal olarak muayeneye başladım,” diye devam etti meslektaş Pelageya İvanovna, “ama doğum kanalında, elime anlayamadığım bir şey geldi. Böyle ufalanmış mı desem, küçük tanecikli bir şey mi desem... Bir baktım, kesmeşeker çıktı!” “Köylü işte!” dedi Pelageya İvanovna. “Kocakarı ilacı yapan biri öğretmiş. Doğum yapması zor oluyormuş kadının. Bebekleri dünyaya gelmek istemiyormuş. Güya çıksın diye kandırmak gerekiyormuş. Onlar da bebeği kandırmak için tatlı bir şey kullanmışlar!”
Reklam
208 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.