Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
336 syf.
8/10 puan verdi
Leyla'yı Bulmak Gerçeğin bedeli,kendin ile ilgili sahip olduğunu düşündüğün her şeyden vazgeçmektir. - Gerçek hayat hikayelerinden esinlenerek yazılan kitapları hep sevmişimdir. Bu kitap tam da böyle bir kitap. Yazarında dediği gibi bir kişisel gelişim kitabı değil.. Leyla ile Yusuf'un hikayesini okuyacaksınız. Her şey Leyla'nın geçmeyen baş ağrıları için doktora gitmesi ile başladı.. Yıllar önce erkek arkadaşını ameliyat eden Doktor Yusuf karşısına çıkmıştı .. Geçmişte yaşadıkları ile hayatını sorgulamaya başlayan Leyla tanıştığı Lena sayesinde hayatını değiştirebilecek mi? Kitabı okuduğunuzda aslında hayatta tesadüf diye bir şey olmadığını,çocukluğunda yaşadıklarının ,ailesinin insanların hayatında nasıl etkili olduğunu göreceksiniz . Kendi hayatınızı sorgulamaya başlayacaksınız . Ben severek okudum Yusuf ve Leyla ya ne olacağını merak edenler mutlaka okusun .. Bir kaç alıntı bırakıyorum sizlere. - Ne ilginçtir ki kendini kaybettiğini anlamak için,önce bulman gerektiğini fark etmek gerekir. - "Her gün aynı şeyleri yapıp farklı sonuçlar beklemek aptallıktır,diyor Einstein." - 'Hasta olan zihindir,zihni iyileştiren ve yöneten hem bedenini,hem de hayatını yönetir.
Leyla'yı Bulmak
Leyla'yı BulmakSerpil Çoşan · İnkılap Kitabevi · 202329 okunma
304 syf.
·
Puan vermedi
·
Beğendi
·
25 günde okudu
-Dünyaya geldiğin yer kaderin diyor en olumsuz  söylemeyecek  cümle - Gecmiş aktarılmış gibi bir diyer nesle -Ve   ögretiliyor olumsuzluklar  zorluklar,negatifler, arabeskler söyleniliyor. En derin korkumuzun sebebi, yetersiz olduğumuz duygusu değildir, en derin korkumuzun sebebi ölçülemez kudretimizdir. Korktuğumuz şey karanlığımız değil, yaydığımız ışıktır. Kendimize soruyoruz; "Ben kimim ki, parlak, harika, yetenekli ve etkileyici olabiliyorum?" "Sen kimsin ki bu özellikleri reddediyorsun?" Bu kitap kullandığımız olumsuz kelimeleri düşünceleri kaldırıp .Yerine olumlu güzel kelimeler,düşünceleri hayatımıza koymamız gerektıgını belirtiyor. Zormuş gibi görünen hayatın aslına pozitif  düşünceyle herşeyi degişebilecegini söylüyor bu ara bende artık yeraltı edebiyatını okumayı bırakacagım. Halbuki yeni tanışmıştım  Hakan  Gündayla  bı kacamak yaparmıyım diyer kitaplarına ..
Rezonans Kanunu
Rezonans Kanunu
Okuyanlar iyi  günler diliyorum
Rezonans Kanunu
Rezonans KanunuPierre Franckh · Elips Kitap · 20133,900 okunma
Reklam
724 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
71 günde okudu
Turgut bu akşam ne yapalım? Gezelim. Hayır, gezmeyelim başka bir şey yapalım ama. Ne yapalım? Kitap yazalım. Onun yerine şiir yazsak olmaz mı? Olur Turgut. Sağol Selim, iyi ki varsın. Turgut bensem, Selim arkadaşım, geçen hafta konuştuğum Selim, geçen gün ölen Selim, hayalimdeki hayaletiyle hâlâ konuştuğum Selim... Peki Olric söyle bakalım sana
Tutunamayanlar
TutunamayanlarOğuz Atay · İletişim Yayınları · 202061,6bin okunma
104 syf.
7/10 puan verdi
·
3 günde okudu
Thomas Mann
Thomas Mann
’ın dünyasına bu kitapla giriş yapmak istedim fakat iyi mi ettim emin değilim. Hacimli olmayan fakat ağır ve yoğunluklu bir eser. Tabi yazarın hangi kitabı ağır değil ki derseniz anlarım.
Thomas Mann
Thomas Mann
’ın tarzı bu ve onu büyük usta yapan da bu zaten. Kitaba gelelim; yazar Eisenbach yorucu bir çalışmadan sonra uzun bir seyahate çıkma isteği duyuyor ve şu sözlerle ifade ediyor; “Gezi arzusuydu bu, başka bir şey değil; fakat bir nöbet gibi bastırmış, bir tutkuya dönüşmüş, adeta bir sanrı haline gelmişti.” Kitapta geçmiyor ama Almancada “Reisefiber” diye bir kelime vardır. Anlamı “seyahat ateşi” demektir. Bir anda herşeyi yarıda bırakıp uzun yolculuklara çıkma arzusunun kelime karşılığıdır. Tam olarak bunu yaşıyor Eisenbach ve düşüyor yollara tabiri caizse yüreğinin götürdüğü yere gidiyor ve kendini Venedik’te buluyor. Bu aslında Eisenbach’ın kendi içsel yolculuğu daha çok. Kendi içinde olup bitiyor her şey. Tabi aynı anda dışarda da hayat akıyor. Yer yer mitolojiye ve antik yunan felsefesine atıflarda bulunuyor yazar. Bı kısımlar bana biraz
Milan Kundera
Milan Kundera
’nın
Bilmemek
Bilmemek
romanını hatırlattı. Yer yer derin sözler vardı insanı düşündüren. Güzel roman, daha doğrusu uzun öyküymüş türü. İçinde kayboldum aman etkisinden çıkamadım diyemeyeceğim, anlamakta biraz zorlandım ve bitirmek için bitirdim. Çıkardığım sonuç ise Thomas Mann’ın etrafına sarılı o dikenli telleri aşmanın o kadar da kolay olmayacağıydı. Fakat ben yine de bu yolculuğa talibim. Gücümü topladığım bir vakit
Buddenbrooklar
Buddenbrooklar
’ı okumayı planlıyorum. Ve belki de yolum bir gün
Büyülü Dağ
Büyülü Dağ
’a düşer.
Venedik'te Ölüm
Venedik'te ÖlümThomas Mann · Can Yayınları · 20073,602 okunma
640 syf.
10/10 puan verdi
·
13 saatte okudu
"Bazı şeyler unutulamaz ya da affedilemez." "Korkuya sahip olmak zayıflık değildi. Sadece aptallar ve sahtekarlar korku hissetmediklerini iddia ederdi." Ben bu serinin ilk kitabını bir sene beklettikten sonra okumuştum.sonra 2inci kitabı nasıl alayım bir şey yapayım derken, şurada birkaç ay önce aldım ama devamı hâlâ yok. Kim
Ten Ve Ateş Krallığı
Ten Ve Ateş KrallığıJennifer L. Armentrout · Dex Yayınları · 2022601 okunma
152 syf.
6/10 puan verdi
İlk kitap için hiç fena değil, yas tutmaya dair samimi kısa öyküler. Sonraki kitaplarını , yazarın gelişimini takip etmekte fayda var. Çoğu öyküsü kendi tecrübesine dayanıyor gibi ( hangi yazarın değildir ki?) ama sanırım metinleri kendi içinden gelenle daha kurgusal karakterlerle birleştirdiğinde, metinlerindeki yaratım gücü edebiyat severlerin damağını daha iyi dolduracaktır.
Arkada Yaylılar Çalıyor
Arkada Yaylılar ÇalıyorMelikşah Altuntaş · Holden Kitap · 2024239 okunma
Reklam
197 syf.
8/10 puan verdi
ㅤNaoki Urasawa, Osamu Tezuka'nın yaratmış olduğu Astro Boy mangasının içinden bellirlediği bir senaryoyu alıp onu kendince yeniden şekillendirmiştir. Manga kapaklarında zaten bu iki mangakanın ismi yazıyor. MyAnimeList'te Pluto mangasının Story&Art kısmına Urasawa yerine Story kısmına Osamu Tezuka, Art kısmına Urasawa yazılmış.
PLUTO: Naoki Urasawa x Ozamu Tezuka, Band 001
PLUTO: Naoki Urasawa x Ozamu Tezuka, Band 001Naoki Urasawa · Egmont Manga & Anime · 200730 okunma
212 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
·
5 saatte okudu
Köy insanının bir yere kök salmak için verdiği bu takdire şayan çaba. Ve çabasına hayallerine bir ortak araması ama her insanın hayali de, çabası da kendine özgü ve münhasırdir. Bu kendine has özellikleri ve daha fazlasını o kadar içten bir yerden aktarmış ki Mustafa Kutlu bir kez daha hayran olmamak, kalemiyle gururlanmamak elde değil diyebilirim. Her zaman söylüyorum ve söyleyeceğim. Mustafa Kutlu okumak bir ayrıcalık ve farklılıktir.
Beyhude Ömrüm
Beyhude ÖmrümMustafa Kutlu · Dergâh Yayınları · 20198,3bin okunma
112 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
VAHŞETİN ÇAĞRISI Okuduğunuz kitap Jack London'a aitse o kitap efsanedir. Kitap çok akıcı, sürükleyici, yer yer betimlemeler olsa da bu betimlemeler sizi hiç zorlamıyor. Heyecan, aksiyon ve macera bir an olsun durmuyor. Evcil bir köpeğin vahşi bir kurda dönüşmesini, bu süre zarfında yaşadığı zorlukları, ihanetleri, seçimleri anlatıyor. Onun etinden, sütünden, gücünden yararlanarak sanki asgari ücretli bir çalışan gibi bir kutu konserve veriliyor. Jack London kitabında köpeğin yaşadıklarını anlatırken aslında olayın temelinde insan var. İnsan kendi çıkarları, menfaatleri için nasıl başka insanları sosyal hayatta kullanıyorsa burda da köpeğimiz böyle kullanılıyor. Sadece bir köpeğin hayatı değil okuduğumuz, aslında kendi hayatımızı da okuyoruz. Yer yer kendimizi onun yerine koyuyoruz. Çünkü o kadar benzer ki gerçek hayatımız da yaşadıklarımız. İnsanda bütün emeğiyle çalıştığı zaman karşılığını tam olarak alabiliyor mu? Patronu ya da diğer iş arkadaşları tarafından mobinge uğramıyor mu? İnsan da etik olmayan seçimler yapmıyor mu? Bu kitabın bana verdiği en büyük mesaj "özgürlüğün bedeli vardır ve o bedel çok ağırdır." Ben çok severek okudum umarım sizlerde beğenirsiniz.
Vahşetin Çağrısı
Vahşetin ÇağrısıJack London · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202332,1bin okunma
184 syf.
·
Puan vermedi
·
5 günde okudu
vakti zamanı gelince cocuğuma kısa vadede de küçük yeğenime yaz akşamlarında uyurken okumak için aldım ama galiba gece uyurken kendime de tekrar tekrar okuyacağım. zira 12 hikayeden oluşması bir miktar üzücü. İnsan istiyor ki 112 hikayeden oluşsun. Hikayelerden bahsetmeyeceğim ama dikkatimi çeken husus hikayelerin bir çoğunda verilen mücadeleler de kadınlarımız erkeklerin arkasında değil yanında hatta omuz omuza. Bu beni fazlasıyla mutlu etti.
Dede Korkut Hikayeleri
Dede Korkut HikayeleriDede Korkut · Panama Yayıncılık · 202010,3bin okunma
Reklam
712 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
·
11 günde okudu
Geleceğin Dünyasından Geçmişin İzleri
1960’lı yıllarda yazılmış, epik ve modern bir destansılığa sahip olan “Dune” evrenine giriş niteliği taşıyan bu yapıtın henüz ilk sayfalarında şu diyaloglar geçmektedir: "Neden insanları bulmak için sınav yapıyorsunuz?" diye sordu. "Sizi özgürleştirmek için." "Özgürleştirmek mi?" "Bir zamanlar, insanlar
Dune
DuneFrank Herbert · İthaki Yayınları · 202111,5bin okunma
280 syf.
7/10 puan verdi
"ŞİİR SEVERLER SES VERSİN" Yukardaki cümlemin aksine biraz ironik ama şiir okumayı pek seven biri değildim dinlemek tercihim olurdu. Ancak bu kitabı okuduktan sonra fikrim değişti de denebilir. Yeni okuduğum bir kitap değil ancak incelemesini yazıyor olmak bugüne denk geldi. Üstüne çok söz söylenecek bir konu değil bence çünkü şiir hissedilecek, akıl ile değil aksine duygular ile okunacak yazılar. Sadece içinde bulunan bir şiir benim için çok daha ayrı bir öneme sahip o da "desem ki" Şiirlerle aram çok iyi olmamasına rağmen okumasını çok severim ki bu şiiri de benim için önemli kılan buydu. Kalabalık bir insan topluluğunun karşında okuduğum ve okurken zevk aldığım bir şiirdi bu nedenle de icinde geçen sözler veya dizlerin bir yerde geçtiğini gördüğümde benim için çok sey ifade ediyor. Neyse Daha fazla uzatmıyorum. Okuyacaklara keyifli okumalar...
Otuz Beş Yaş
Otuz Beş YaşCahit Sıtkı Tarancı · Can Yayınları · 202011,5bin okunma
556 syf.
·
Puan vermedi
·
22 günde okudu
Bankalar ve tüccarlar tarafından küçük toprak sahiplerinin kandırılarak ellerinden topraklarının aldındığ, zorbalık ve açlık yüzünden milyonlarca insanın yaşadığı acı, açlık, sefalet dolu, umutla çıktıkları yolda beklenmedik bir hayata sürüklenişini Joad ailesine odaklanarak anlatan bir göç hikayesi olan Gazap Üzümleri, toprağa bağlı yaşayan çiftçilerin de insan olduğunu anlatmaya çalışsa da kapitalizmin insanları nasıl etkilediğini vurgulamıştır. Başka bir deyişle Gazap Üzümleri ayakta kalma mücadelesi veren insanların hikayesi. Kitap hakkında eleştiri yapacak olursam eğer, sonunu böyle beklemiyordum biraz ucu açık kalmış gibi geldi bana ve bu kadar çok betimlemeye gerek var mıydı bilemedim. Bir kaç alıntı ile yorumumu tamamlarken okumanızı tavsiye eder iyi akşamlar dilerim. Ancak yeni doğan bir bebek yeni baştan başlayabilir. Sen, ben... biz artık geçmiş zamanız. John, bu kadındaki sevginin büyüklüğü beni korkutuyor. Hem korkuyoru, hem de kendimi kötü biri gibi hissediyorum. Açlığı yalnız kendi midesinde değil, çocuklarının karınlarında da hissedebilen bir insanı nasıl korkutabiliesin? Korkutamazsın... her korkunun ötesinde ki korkuları tanımıştır o adam artık.
Gazap Üzümleri
Gazap ÜzümleriJohn Steinbeck · Sel Yayınları · 202035,2bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.