Efem, Türk kadını çekicidir...
İşe başlarken besmele çeker.
Kaşa rastık, göze sürme çeker.
Kendini naza çeker.
Altını gümüşü kendine çeker.
Alışverişte başı çeker.
Yüz çifti olsa da vitrindeki o ayakkabıya iç çeker.
Bekârken abisinden çeker.
Evlenir, kaynanadan çeker.
Yapılanları sineye çeker.
Ama aldatılırsa korku filmi çeker.
Kâğıttan
Xəzri qutudan kibrit dənəsi çıxardıb alışdırdı:
-Bilmək olmaz, dünya balacadır, kibrit qutusu kimi, - yanan kibrit dənəsinə baxdı, - ömür də çox deyil, kibrit çöpü kimi..
Mutsuz olduklarını söyleyen insanlara öyle hemencecik inanmayın. Hele önce bir sorun bakalım hâlâ uyuyabiliyorlar mı? Yanıt evetse, her şey yolunda demektir. Bu da yeterlidir.
Ben artık bir daha asla deliksiz bir uyku uyuyamayacaktım. İnsanların arasındayken tümüyle uykuya dalabilmek için gerekli olan o güven duygusu alışkanlığını, hani o
Biliyorsunuz parkların
Sizi çağıran tarafları
İnsanın gizli, karanlık köşeleriyle oranlı
Orada saklanıyor onlar
Çünkü her türlü saklanıyorlar orada
Bir yağmur öncesinin loş sokaklarıyla Mantolarıyla, en belirgin kırmızıları taşıyan Dağınık mavisiyle gözlerinin
Sevgi vermez kadın uçlarıyla
Korkuya, sadece korkuya sığınmış olarak
Eskimiş,
Daracık bir cam düşer payımıza görüntüsü hiç değişmeyen
Gökyüzü bir sisli göldür mavisi bulutların koynunda
Nazlı bir gelin gibi süzülür gün boyu dışarda.
Kibrit kutusu odalarda bunalmış ve yılgın
İmrenerek seyrederiz o kıyışız ülkesini özgürlüğün
Birbirine benzeyen solgun düşlerle içedönük ve yorgun.