"Kalbin gözü var da kulakları yok mu sanıyorsun ? Nasıl duyuyoruz inildeyen ruhları ?"
Reklam
"Bir ruhun diğerine dokunduğu an, hayatın mucizesidir."
Hayır; aşk bir deniz feneridir; dimdik durur yerinde, Fırtınalara karşı koyar, bir an bile sarsılmaz; Kılavuz yıldızıdır rotasından sapmış her tekneye, Yüksekliği ölçülse de, değerini bilen olmaz. Zamanın oyuncağı değildir aşk. Al yanaklarla dudakları Alıp götürebilir ama Zaman, orağını savurduğunda, Aşkı etkilemez aslında, onun kısacık saatleri, haftaları; Sonsuzluğun eşiğine dek dayanır o, Zaman karşısında.
Sayfa 136Kitabı okudu
Her modaya herkesin ulaşabilmesi yüzünden, elbise geleneksel ayrımcı işlevlerini yitirmiştir. Bu, giyim kuşamdaki yeniliklerin "sosyal anlam"ını zamanla değişikliğe uğratmıştır. Bunların çoğu artık kalıcı olarak herhangi bir özel gelir grubuyla ya da sınıfla sınırlı değil; ortaya çıktıktan kısa bir süre sonra, genelde herkesin
Reklam
Fani olan baki olana hürmetle kıymet bulur.
Beton kuşatması altındaki şehirler, insanın Tanrı’ya meydan okuyuşunu düşündürür bana, zira sadece ağacı ve göğü görmekle bile bu dünyaya ait olmadığımızı anlayabiliriz.
Kutsal Kitapta hatalar (ya da zamanın cehaletinin ikrarları) olduğunu kabul ettiğimiz anda Kutsal Kitap artık etik ve ahlak konusunda nasıl yanılmaz bir kılavuz olabilir ki?
Görünen köy kılavuz istemez, doğruya doğru, maalesef
✓ ° Winston, birden, yürekten inanarak, çok sürmez, Syme'ı buharlaştırırlar, diye geçirdi aklından. Çok ZEKİ. Her şeyi çok AÇIK SEÇİK GÖRÜYOR ve SÖZÜNÜ SAKINMIYOR. Parti böylelerinden HOŞLANMAZ. Bir gün ortadan KAYBOLACAK. Görünen köy kılavuz istemez. ° ✓
Delilik, kılavuz teli gibiydi, kendi mantığını izler ve asla sapmazdı.
Reklam
Ben neyim..
Hiçbir kuralı ve yasası olmayan güdülerle, hırslarla, isteklerle, tutkularla dolu dipsiz bir kuyu, ışıksız ya da kılavuz yıldızsız bir kaos! .
Sayfa 200 - Kaos YayınlarıKitabı okudu
Her biriniz "Ben neyim?" diye so­rarsınız. Hiçbir kuralı ve yasası olmayan güdülerle, hırslarla, istek­lerle, tutkularla dolu dipsiz bir kuyu, ışıksız ya da kılavuz yıldızsız bir kaos!
Yazgı insanı elinden tutup götürür, ama insan istediği için gider, istememek onun elindedir. Yazgı insanı götürür, insan yok edici güçlerin aracı haline gelir, ama bunu yaparken kendisi de kazanır, kaybetmez. Bunu bilir, kazanmaya doğru gider; korkunç yazgının ve insanın amaçları farklı, ama yolları aynıdır. Hükmü okuyan, günahsız ve merhametli ilahî yargıç değil, devletin ve toplumun iyiliğini kılavuz edinerek hareket eden yüksek devlet mahkemesi değil, bir aziz, bir mümin değil, faşizmin ezdiği, totaliter devletin korkunç gücünü kendisi de hisseden, kendisi de baş eğen, korkak zavallı, kirli ve günahkâr insandır. Şöyle diyecektir insan: “Bu korkunç dünyada suçlular var! Sen suçlusun!”
Kara
Vapurdan önce indik birbirimizden, kürekçi mahlâsıyla geçsem ne çıkar sevda içinde yüzmediğim denizi? O halat öyle mi atılır, yürek öyle mi bağlanır bir yüreğe? Kara sözler karada bırakılır açılırken denize söz karada hafifse denizde ağır, işte deniz bile batıyor, sözler karşıya vardı, ara sıra adalara bak açılırsın diye suya saldığın anılar bile göğün denizinde battı! Başkasının denizinde batanlar görünmez olmayı bilirler, ya ben kimin denizinde.. Üç yanım kara benim bir yanım ıssız denizsiz, vapursuz, yolcusuz, susuz... Eski denizleri karaya bağlarlar da böyle, eski seferlerden kılıç artığı birkaç hatıra bırakırlar yanlarına, küreğe çarptırılmış gibi, öyle yalnızım karada, ne bir sarhoş gemi, ne martıların tuhaf sesleri, anlaşılmasın diye bu yalnızlık seferinin karada geçtiği, denize sürdüm şiiri, belki kılavuz, belki bir seferî... Boğulayazdım karanın sözleriyle açıldığım şiirde!
Bilimler, insanın sırasıyla bilme, eyleme ve yapma ya da yaratma gibi üç temel etkinliği bulunduğu gerçeğinden hareketle sınırlanırlar. Pratik bilimler, bilgiyi bizatihi kendisi için değil, eylem için bir kılavuz, bir araç olarak ister. Pratik felsefenin kapsamı içine giren disiplinler siyaset felsefesi ve etiktir. Bu iki disiplin, insanın farklı koşullar altında nasıl eylemesi gerektiğiyle ilgili bilimler olup, özellikle iktisat, retorik ve strateji gibi bilimler, siyaset felsefesine tâbi bilimler olarak ortaya çıkar.
Sayfa 11
1,500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.