Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Ömür Hanımla Güz Konuşmaları
Yağmur yağıyor Ömür hanım... Gökten değil, yüreğimin boşluğundan ömrümün ıssız toprağına... Ve ben sonsuz bir düzlükte bir küçücük, bir silik nokta gibi eriyip gidiyorum. Seslensem kim duyar sesimi yalnızlıklar katından?
Şükrü Erbaş
Şükrü Erbaş
"Seni kim israf ediyor, ben zerrene muhtaçken...”
Nejat İşler
Nejat İşler
Reklam
Bu kaçış neyin nesi? Peki ya bu muhafazakarlık? Peki ya bu merhamet? Peki ya bu iyilik? Peki ya bu dürüstlük? Peki ya bu yeniden, yeniden ve yeniden ayağa kalkmalar? Peki ya bu ölüp ölüp dirilmeler? Çünkü biz ahirete iman ederiz, Müslümanız ve biliriz ki hayat bu dünya ile sınırlı değil. Ölümü öldüremiyor, kabir kapısını da kapatamıyoruz. Öyleyse
"Efendim falan bakan, falan bakanlık şarap fabrikası yaptırmış, o bakan oraya nerden geldi? Seçildi geldi! Hainle değil , seçimle geliyor. Bu adamı kim seçti? Bu adam seçilmiş adam geldi ne iş yaptı?
Garsonun Ünlü Edebiyatçılarla imtihanı
Garsonun Ünlü Edebiyatçılarla İmtihanı "GARSON: Efendim, sizleri burada görmek büyük mutluluk! CEMAL SÜREYA: Kim istemez ki mutlu olmayı? Ama mutsuzluğa da var mısın? GARSON: Anlamadım efendim? CAN YÜCEL: Geldiğin kadar değil, göründüğün kadar mutlusun ve sakın unutma; gittiğin kadar değil, hak ettiğin kadar unutulursun. GARSON:
Bir gün yaşlı bir hekim bana şiddetli depresyonu yüzünden başvurdu. Her şeyden çok sevdiği karısının iki yıl önceki ölümünü atlatmamıştı. Şimdi ben ona nasıl yardımcı olabilirdim? Ona ne demeliydim? Aslında ona herhangi bir şey söylemek yerine karşısına şu soruyu çıkardım: "Siz önce ölseydiniz ve eşiniz sizin ardınızdan hayatta kalmak zorunda olsaydı ne olurdu doktor?" "Onun için korkunç olurdu, kim bilir ne kadar acı çekerdi!" diye yanıtladı. Ardından ben de "Görüyorsunuz ya doktor, o bu acıdan kurtuldu ve onu bundan kurtaran sizsiniz. Elbette hayatta kalanın siz olması ve onun ardından yas tutmanız pahasına." Tek kelime etmeden elimi sıktı ve muayenehanemden sakin bir şekilde ayrıldı. Bazen ıstırap bir anlam, örneğin özveri gibi bir anlam bulduğu anda ıstırap olmaktan çıkar.
Reklam
"Seni kim israf ediyor, ben zerrene muhtaçken"
İblis, Firavun'a gelmiş demiş sen ilahsın ben de senin peygamberin olayım. Tamam demişler. Kim bize tabi olacak demiş Firavun. İblis, koca bir çuval getirip önüne boşaltmış Firavunun önüne. İçinden yılanlar, çıyanlar, akrepler dökülmüş yere. Firavun demiş bu ne? İblis demiş ki; senden ilah benden peygamber olursa, ümmette bunlardan olur.
Dışlananlar ( Sayfa-4)
_ Madem geceyi kütüphanede geçireceğiz bana kitap okur musun lütfen Mary? _tabi beyefendi hangi kitabı okumamı istersiniz? :) _ Adam Fawer- Olasılıksız:) ilk rafta en üstte olacak... _ hemen :) benim de sevdiğim bir roman bu...alayım ... _ hadi... _ eveet getirdim ve en sevdiğim bölümden okuyorum... _ “ Hiçbir şey imkansız değildir," Ama belirli şeyler olasılık dışıdır ya da olasılıksızdır.... Hiçbir yere boşuna gitmezsin , değil mi? Gittiğin yer ya fiziksel ya da psikolojik etkenlerin sonucudur....Diyelim ki hem senin aklından geçenleri ve beynini , hem de arkadaşınkileri okuyabilen bir bilgisayar olsun. Karşılaşmanız sans eseri olmaz.. _ Mary telefon çalıyor sanırım ? _ çok geç oldu bu saatte kütüphaneyi kim arayabilir? _ bilmiyorum ben bir bakayım....
Hanife Çıta
Hanife Çıta
- Nisan
iniyorum maktul minarelerden taraçadan, bahçeden ilk tanıyı bulanların indikleri her yerden ilk tanıyı bulandıran bir vaşakla birlikte
Reklam
Şunu söylemeliyim ki ben bu kadar değildim; henüz bitmedim ama, eksildim. Yakında yalnızca suyum kala­ cak, ve bu yüzden bana kızılacak. - Allah, Allah, yahni bitmiş - kim yedi bunu? İşte o an, başa dönebilsem; yahniden önceki tarihime - birden bir keçi, bir sığır, bir domuz olarak, ayaklarım tabaktaki suyuma ve ekmek artıklarına batarken, yük­
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.