Ben birinin kalbini kırdım mi diye kırk gün düşünürken insanların bu kadar birbirinin kalbini kırabilmesi üzücü kim bilir kim kimin kalbini kırdığı için uyku tutmuyor .
"...kimsenin Charlie Gordon bi zamanlar dahiymiş ve şimdi bi kitap bile okuyamıyo ve iyi yazamıyo demiyceği biyere gidiyorum."
Not: lütfen eğer vaktiniz olursa Algernonun arka bahçedeki mezarına birkaç çiçek koyun olurmu.
"Beni kendi içine çekecek o birini arayarak yüzüyorum. Yeniden başlayabileyim diye ..."
Bu kitabın
Okuduğum yorumlarda da kitabın özetini en iyi yapan okuryazar #destek diyelim.
Sergen
Bundan önce okuduğum kitap Veda Kim Young-Ha olduğunu düşünürsek ve orada geçen bir alıntıyı buraya eklemek isterim.
"Yani söylemek istediğim, *ben* dediğimiz şey aslında olmayabilir, değil mi? Çünkü beynime kadar her şeyim birileri tarafından manipüle edildiğinde artık *ben* eski *ben* olmuyorum. Doğru anladım değil mi?" Syf. 173
Her şeyi iyi yönünden görmeyi kim öğretti bize? Diye soruyor ya şair... Bana kimse öğretmemiş anlaşılan. 94 mevsimdir yaşıyorum şu dünyada ama ben dünyadan ne gördüm dünya beni ne kadar gördü tartışılır. Kendini iyi aldatabilen herkesten daha neşeli yaşarmış ya hani, işte ben kendimi aldatmayı başaramadım. Dünyanın beni aldatmak gibi bir kaygısı olduğuna da hiç inanmadım.
¶¶
-Neresi güzel ben de bilmem. Renk desen yok, kaş desen düşük, boy desem meydan süpürgesi...
-Böyledir de niçin bu kadar ayıla bayıla aldı?
-(Baş parmağıyla para sayar gibi işaret ederek) Bu var bu! Şimdi güzelliği kim arıyor?
¶¶
Kim Young-Ha
Distopya dünyasında benim gibi yeniyseniz ve bu yıl kendinize farklı tür okuma sözü verdiyseniz bu kitap doğru seçim diyorum. Hem tür hem de kültür farklılığı!
Karavandaki Adam (youtube) tavsiyesi sayesinde okudum.
Reklam mı bilmiyorum ama #reklam ve destek diyelim.
Kim Young-Ha'nın bir katilin güncesi'nden sonra geçen 9 yıl !
(Hayal edebileceğiniz en uç geleceği düşünün. Jetgiller geleceğinin de ötesine... Aynen Sonsuzluk ve ötesine! Buzz Lightyear is that you?)
Güney Kore Teknoloji sektöründe bizden önde olduğu herkes tarafından bilinen bir gerçek. Bir de "sipariş üzerine" yazılması kitabı daha da ilgi çekici hale getirmiş. (Son sayfa da sipariş kelimesini neden kullandığımı anlayacaksınız.)
İlk 100 sayfa da hem bir tereddüt hem de bir inkar aşamasındayız. Özellikle ilk sayfalarda ki ipuçlarına dikkat edin. (Easter eggs desem o hissi daha iyi veririm gibi geldi.) Kalan sayfalarda ise neden-sonuç ilişkisine bakıyoruz. Son sahnelerde ise bunca yolculuğun sonu bu muydu? Ne uğruna diye sorgularken buldum kendimi.
Yoruma "Veda" ederken ben de şunu eklemek isterim:
İnsanı, insan yapan gerçek duygularıdır.