"Ama önümüzdeki yıl duygularının ne olacağını bilebilir miydi şimdi? Kim bilebilirdi? Nasıl 'evet' derdi insan? Birçok yıllar için? O bir solukta ağzından çıkıveren küçücük 'evet!' Neden kelebek gibi uçuveren bir sözcüğün kıskacında kıvransın insan? Bir gün başını alıp uçuverecekti bu sözcük tabii, ardından başka 'evet'ler, başka 'hayır'lar gelecekti! Kelebeklerin başıboş uçuşu gibi.. "
Küçük düşeceğim. Bu dünyada bir hiç olarak kalacak tarzındaki endişeler seni meyus etmesin. Küçük düşmek, hakir ve sefil olmak fenalık değildir. Zira başkalarının eliyle felâkete uğratılamazsm. Dolayısıyla kötü durumlara da düşürülemezsin. Yüksek mevkilere geçmek veya bir eğlenceye davet edilmek senin elinde midir? Kuşkusuz hayır! Öyleyse nasıl
Reklam
Toplumumuzun bu tür bir yok etme için örgütlenmiş olduğuna dikkat etmediniz mi? Brezilya ırmaklarındaki o küçücük balıklardan söz edildiğini herhalde işitmişsinizdir, hani binlercesi ihtiyatsız yüzücüye saldıran, birkaç saniyede onu küçük lokmalarla yiyip bitiriveren ve ortada tertemiz bir iskeletten başka bir şey bırakmayan balıklardan? İşte böyledir onların örgütlenmesi. "Temiz bir yaşama razı mısınız? Herkes gibi?" Evet diyorsunuz doğal olarak. Nasıl hayır diyebilir insan? "Tamam. Sizi temizlerler. Bir iş, bir aile, örgütlenmiş boş zaman işte budur." Ve küçük dişler tene saldırır, kemiklere kadar yer. Ama yanlış söyledim. Onların örgütü dememeli. Bizim örgütümüz bu, eninde sonunda: Kim kimi temizleyecek!
... sana hayatta olup olmadığını sorarlar ve sen, elbette hayattayım, diye yanıt verirsin ama bedenin buna itiraz eder, seni yalancı çıkartır, çenenin titremesi, hayır, der, senin ölü olduğunu söyler, yani bedeninin haklı olup olmadığını kim bilebilir, belki seni öldüreceklerini senden daha önce o anlamıştır.
Can YayınlarıKitabı okudu
Uzun Uzadıya Yanıtlamak mı? Eğer Rita oda arkadaşının geri adım atmayacağını ve hemen “Hayır, olamaz! Bir kere olsun etrafı topladığını hatırlamıyorum, kaldı ki...’’diyerek saldırıyı devam ettireceğini öngörmüş olsaydı, yapabileceği en iyi şey, karşı kanıtlar öne sürmeye çalışmak yerine, suçlamanın çevresinden dolaşmak olurdu. Uzun uzadıya yanıtlamaya çalışmak, açıklamalar getirmek yerine, bilinçli olarak görmezden ya da duymazdan gelmek çok daha bilgecedir. Rita, oda arkadaşının ithamına karşı çıkmak yerine (“Sen kim oluyorsun da bana tembel diyorsun?”), çevresinden dolaşırdı. Sandor Minab, “Nasıl bir insan olduğumuzu, görmezden gelmeyi tercih ettiğimiz şeyler kadar çok belirleyen başka bir şey yoktur” diyor. Rita, hakaret içeren tembel sözcüğünü duymazdan gelmeyi tercih ederek konuşmayı somut çözümlere yöneltebilir. Şöyle diyebilir: “Dairemizi nasıl temiz tutabileceğimizi tartışmak istiyorsan, bunu seve seve konuşmaya hazırım.”
Kim bilir, kim bilebilir ne güzel bir histir tam olmak? Sıradan bir ailede dünyaya gelme kaderiyle taçlanmak. Orada güvende büyümek; sancısız, acısız, korkusuz. Sahi korkmamak nasıl bir histir kim bilir, kim bilebilir? Sobanın yanında hep birlikte yenen akşam yemekleri Subat sonlarında. Bahara çok yakin. Oracıkta, anne, baba, çocuklar ve sicak yemekler hep bir arada. Odevlerini tamamlamış bir çocukluk neşesiyle. Şakalar ve bilmeceler eşliğinde. Önce dört ayakı, sonra iki, sonra üç ayaklı olan kimdir? Kimdir? Kimdir? Ben cevap vereceğim. Hayır ben. Insan. Insandır. Insan insanın ilacidır. Başka bir dünyada, başka bir ülkede, başka bir şehirde, başka bir sokakta, başka bir evde insan insanın ilacıdır. Iyi gelir yan yana durmak. Hep bir arada. Hiç yıkılmayacakmış gibi. Hep sonsuzmuş gibi, orada, kadim. Bir arada. Beraber ve mutlu. Kim bilir, kim bilebilir siradan bir ailede büyümenin verdiği o dünyalara sığmaz güveni. Kim bilebilir... annenin asla delirmeyeceğini, babanın her akşam eve döneceğini ve kardeşinin hiç terk etmeyeceğini bu kabuğu? Oyle sarsilmaz bir inanç. Öyle keskin bir bilgi. Ve genç kız olmak o kabukta, yeryüzünün tek ele geçirilmez kabuğu, duvarları beş metre kalhn, çatlamaz, kırılmaz. Dışarıdan ve içeriden ve hatta derinde hiçbir düşmanın yıkamayacaği o iç dünyada büjyümek, ağaçlar hep ayni yerde, duvarlar hep aynı kalınlıkta, bahçe desen bahçe, uyku desen uyku. Var olmak böyle bir şey olmalh. Kim bilebilir?
Sayfa 44
Reklam
238 öğeden 171 ile 180 arasındakiler gösteriliyor.