Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Keşke erkekler de bol miktarda maydanoz tuketse Kim bilir o zaman belki de görürler bizi söylediklerimizi söylemek istediklerimizi dinleyip duymadıkları sözlerimizi ...
Kim bilir şimdi neredesin? Senindir yine akşamlar; Merdivende ayak sesin Rıhtım taşında gölgen var.
Sayfa 49 - DergahKitabı okuyor
Reklam
Gözüme ilişti bizim kasaba da cilt kremi kim kullanıyor? Reklam panosu asmışlar. Gerçi kasabayı psikiyatri gibi kullanan zenginler var onlar için olabilir.
122 syf.
8/10 puan verdi
Hadi anlaşalım..
Meksika halkının Toltekler soyundan gelen bir aileye mensup
Don Miguel Ruiz
Don Miguel Ruiz
'in kitabı
Dört Anlaşma
Dört Anlaşma
, kişisel gelişim türü kitapları tercih edenlerin severek okuyacağı ancak, bana kalırsa diğer kişisel gelişim kitaplarına benzemeyecek kadar kısa,öz ve sade bir kitap olmasından kaynaklı tür ayırt etmeksizin okunabilecek bir kitap.. Aynı anlama gelen
Dört Anlaşma
Dört AnlaşmaDon Miguel Ruiz · Ötesi Yayıncılık · 202311bin okunma
110 syf.
10/10 puan verdi
Kitap ana karakterimiz Meursault'un annesinin ölümü ile başlıyor. Meursault annesinin öldüğünü öğrendiği gün yola çıkar ve cenaze törenine katılır. Garip olan nokta şu ki Meursault annesinin ölümüne hiç ağlamaz, üzülmez bile, olayı çok soğukkanlılıkla karşılar. Bu durum yakınındakilerin de dikkatini çeker. Kitabın ilerleyen sayfalarında anlıyoruz ki Meursault'un karakteri, mizacı böyledir. Meursault bu dünyada hiçbir şeyin bir anlamı olmadığını savunur. Ona göre annesi ha şimdi ha sonra elbette bir gün ölecekti ve bunun ne zaman olduğunun çok bi önemi yok. Hatta evlendiği kişinin kim olduğunun da bir önemi yoktur için. Çünkü ona göre şimdi iyi tanıdığı bir kişi ile ileride iyi anlaşamayabilir ve boşanma ihtimalleri de var. Bu karakteri okurken çok zevk alarak okudum. Karakteri çok garip bulsam da çoğu yerde aslında ne kadar haklı olduğunu da düşünmeden edemedim. Karakterimiz o kadar hissiz ve duygulardan yoksun ki hiçbir konuda kendini anlatmaya çabalamaz çünkü ne kadar anlatırsa anlatsın insanlar zaten onu anlamayacaktır. Kitabın sonlarına geldiğinizde karakterimiz bir cinayet işlemek zorunda kalır ve bu suçtan dolayı yargılanır. Kitap genel olarak kişinin kendine ve topluma yabancılaşması, toplumun dayattığı kurallara uymak istemeyen bir karakteri anlatıyor.
Yabancı
YabancıAlbert Camus · Can Yayınları · 2021111,2bin okunma
342 syf.
10/10 puan verdi
·
Beğendi
YAŞAR KEMAL'İN BİTKİLERİ Herkese Merhabar... Sizlere harika bir kitap ile geldim. Binbir emek ve özen ile hazırlanmış bir kitap olduğunu söyleyerek başlamak isterim. Yaşar Kemal romanlarında ne çok sever değil mi? betimlemeleri ve onlari hayal ettirmeyi okuyucu ile buluşturmayı olsun. Ben misal İnce Memed okurken o dağlarda gezdim o Çakır dikenleri ayaklarıma battı resmen öyle de hissettim. Ve bildiğimiz halk ağzı diye tabir edilen isimlerini kullanınca da değmeyin keyfimize bir okuma konforu da sağlıyor. Tabi ki her birinin bilimsel bir adı var. Hayatımızda yer alan ve bizimle yaşayan nefes alan bitkiler de birer canlı ve öyle görevleri var ki ama çoğu zaman aman ot işte deyip geçiliyor. Doğa da onlar da var iyi kullanan ve faydalanan insanların ellerinde daha da değerliler. Hani eskiler der ya eskiden ilaç mı varmış şifa doğa da doğadan gelen de gerçekten de öyle. Her bitkinin kendine has faydası,kokusu ,güzelliği ve dokusu vardır. Bu güzel bitkiler de kitaplarında Yaşar Kemal usta yazarımız tarafından fazlaca yer almış bizleri de o ortamlara götürmüştür. Kitap içerisinde sizi bir çok bitki bekliyor ve tabi ki resimleri,bilimsel adı,temel özellikleri ile birlikte. Ve tabi hangi kitapta kim tarafından hangi cümle ile kullanıldığına yer verilip dipnot olarak eklenmesi de ihmal edilmemiş. Ki bu güzel bir ayrıntıydı. Resimlere bayıldım ama siyah beyaz yerine renkli olsa daha bir gözde canlanır olur muydu ? evet kesinlikle olurdu ve bize ayrı bir göz ziyafeti de çekerdi.
Yaşar Kemal'in Bitkileri
Yaşar Kemal'in BitkileriSinan Cömert · Vagon Kitap · 02 okunma
Reklam
"İnsan insanın ilacıdır. Başka bir dünyada, başka bir ülkede, başka bir şehirde, başka bir sokakta, başka bir evde insan insanın ilacıdır. İyi gelir yan yana durmak. Hep bir arada. Hiç yıkılmayacakmış gibi. Hep sonsuzmuş gibi, orada, kadim. Bir arada. Beraber ve mutlu. Kim bilir, kim bilebilir sıradan bir ailede büyümenin verdiği o dünyalara sığmaz güveni. (...) Var olmak böyle bir şey olmalı. Kim bilebilir?"
Sayfa 38 - Sel Yayıncılık
296 syf.
10/10 puan verdi
·
3 saatte okudu
Çok tatlı bir #gençkurgu hikayesi ile geldim. Bu hikayeyi neden daha önce okumadım, bilmem. Tertemiz bir hikaye ve okuru motive edici, heveslendirici bir sekilde kurgulanmış. Ayrıca #kpop idollerinin yaşadığı bazi sorunlara göndermeler de var. Eh nikayetinde hikayedeki esas oğlan bir idol grubunun başsolisti. Jenny, annesiyle birlikte Los Angeles’ta yaşayan Güney Koreli bir genç kızdır. Hayali de iyi bir müzik okulunda okumaktır -Kendisi çello sanatçısı. Jay amcasının karaoke barında gizemli bir müşteriyle tanışıp birazcık atisiyor ve o gece aynı otobüse biniyorlar. Otobüste ortalığı karistip -söylemicim ne yaptilar- geceyi Kore festivalinde eglenerek geçiriyorlar. Unutulmaz bir gece tabii Neyse sonra esas oglan Jaewoo bizim kıza cevap vermiyor, görüldü yapıyor neyse bizim kız da umudu kesiyor tabii -ben olsam engeli basardim- Neyse Jenny ve annesi, anneannenin sağlık sorunu nedeniyle Kore'ye gitmeye karar veriyor ve sonra müzik okuluna yazılıyor. Ee kim var bu okulda? Esas oğlan ama burda bir sorun var çünkü esas oğlan bir idolmüş "Oppaaağğ!" Biraz değil baya ortalık karisiyor benden soylemesi. Çok keyif alarak okudim ve birkaç saat içinde okuyup bitirdim o kadar sarıyor anlayın. Kızın anasına biraz sinir oldum. Kendi anası onu gönderdi diye kendi kızına soğuk davranıyordu. Jenny'nin Kore'deki arkadaşları da çok tatlıydı. Sıcacık bir hikayeydi devamı olsa... Epope, dehşet ve ibretle tavsiye eder
Xoxo
XoxoAxie Oh · Artemis Yayınları · 2022781 okunma
256 syf.
7/10 puan verdi
·
6 günde okudu
ASIL CANAVAR İNSANLAR OLABİLİR Mİ?
SPOİ İÇERİR!! Sayfalar boyunca hatta kitabın neredeyse tamamında canavarın çektirdiği zulümleri görüyoruz. Sırf çektiği acılardan ötürü yaratıcısından intikam almak, ruhunu tatmin etmek uğruna onca masum insanın canına kıyışı... Kitabı özetlemek gerekirse Victor isimli bir gencin yaptığı çalışmalar sonucu parçaları birleştirerek oluşturduğu
Frankenstein
FrankensteinMary Shelley · İthaki Yayınları · 202113,8bin okunma
Kahırla imtihan olunmayan insanda hayır yoktur!" diye düşünüyorum. Mâlûm olduğu üzere şâir: "Afet-i gamdan aceb Dünyâda kim âzâdedir. Herkesin bir derdi var madem ki âdemzâdedir" buyurmuştur.
Sayfa 144Kitabı okudu
Reklam
Burnumun ucu­ nu nazikçe çenesinde gezdirerek, “Oyun bitti,” dedim. “Sence kim kazandı?” diye mırıldandı. Kollarımı etrafına dolayıp onu kendime çektim ve başının üstünü öptüm. “Sormana gerek var mı? Sen kazandın, Küçük Kuzu.” Kendini iyice bedenime yaslayınca sırtını okşadım. Be­ nim kıymetli, tatlı kadınım. “Kazanan daima sensin.”
Sayfa 252Kitabı okudu
Bugün çok garip hissettim bir an. Sanki varlığım asıl benliğimi ortaya çıkaramıyor gibi. Sanki herkese karşı bir oyun içindeymişim gibi. Kendimi tanıyamıyorum. Kimim ben diye soruyorum? Aldığım cevaplar, yaptığım şeyler kalbimle uyuşmuyor. Kendime yalan söylüyorum. Ve o kadar güzel beceriyorum ki bunu bazen ben bile inanıyorum. Soruyorum kendime kim gerçek "beni" tanıyor diye. Cevap alamıyorum. Sanırım daha ben bile tanıyamadım ki kendimi. Ama insanları çok iyi anlamışım, gözlem yeteneğim çok iyi gelişmiş. Bir insan hakkındaki düşüncemde yanılmıyorum. İnsanları hep tanıyormuşum gibi. Ama kendime bir türlü ulaşamıyorum. Sanki gerçek "ben" o kadar iyi gizlenmiş ki onu ben bile bulamıyorum. ~HM~ 03/06/21 Üç yıl öncesinden bir yazı biraz geçmişime bakmak istedim. Bazı şeyler hala tam oturmamış olsa da artık kendimi tanıyorum. Kimim ben? Dediğimde cevabım var. Üç yıl önce bunları yazdığım zamanları düşünüyorum. Ne kadar saf ve temiz duygular beslemişim. Ne kadar saf bir düzene uydurmuşum kendimi. O yazıları paylaşamayacağım ama ne kadar çok şey öğrenmişim gurur duydum kendimle. Ama düşünüyorum da çoğu da acı ile oldu. Olmamalarını da ister miyim diye soruyorum kendime net bir cevap alamıyorum. ~HM~
Sağımda bir başka mezar. Bu güzel bir kameriyeye benziyor. Her tarafı demir çubuklarla örtülü, demir çubuklu bir çatısı da var. Tam üstünde bir ay yıldız. Hani oturup rakı içmek için fevkalade bir yer. Akşam karanlığı basınca kim bilir katırtırnaklarınun kokusu ne ağırdır burada.
Sayfa 93 - Kameriyeli MezarKitabı okudu
Orada, dışarıda, seni yaşama şansının ne olduğunu kim bilir? Sen, sen diyeceğim, eski bir aşk şarkısı gibi. Sen birden fazla demek olabilir. Sen, binlerce demek olabilir. Yakın bir tehlikede değilim, diyeceğim sana. Beni duyabileceğini farz edeceğim. Ne var ki yararsız bu, duyamayacağını biliyorum.
Annemin öğrettiği en güzel şey: Kim ne derse desin.
SERCAN: Türlü türlü hapishane var. Türlü türlü esaret var. Peki el âlem hapishanesi dediğim zaman aklına ne geliyor? OZAN: "El âlem ne der?" diye düşündüren insanların seni attığı o dipsiz çukur geliyor aklıma. Yani orada ne kadar fazla zaman geçirirsen geçir, eğer çıkmak istiyorsan seni o çukura atanlardan uzaklaşman lazım. Bunu giymek istiyorum, acaba komşular ne der? Arkadaşlarımı davet edeceğim, bunlar ne der? Aman biri görürse ne olur? Bu tarz kaygıların içine düştüğün zaman genelde bu insanların senin hayatında söz sahibi olduğu anlarla mücadele etmek zorunda kalıyorsun. Bu zorunluluklardan ne kadar uzaklaşırsan, o hapishanede yatacağın süre o kadar azalır.
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.