Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Gönderi Oluştur
Değerli okurlarım atalarımızın güzel bir sözü vardır. "Söz vardır şakayı kavgaya çevirir, söz vardır kavgayı şakaya çevirir." İşte şu günümüzde söz sanatını iyi kullanamayışımızdandır ki, hem sosyal yaşamda, hem dini yaşamda muhatabımıza göre konuşamadığımızdan haklıyken haksız duruma düşebiliyoruz. Bir konuyu muhatabımıza aktarırken
İnsanlar birbirlerine bir şeyler vermekten ve almaktan zevk duyarlar. Ancak bir insanın diğerine kendi gücünün çok ötesinde bir şeyler vermesi karşısındaki insanda olumsuz duygular yaratabilir, ya da birinden karşılığını veremeyeceği bazı şeyler alması onu tedirgin edebilir. Bu duygular, alınan şeyin kimden geldiğine, verilen şeyin kime verildiğine, verilen ya da alınan şeyin ne ya da nasıl bir davranış olduğuna göre değişebilir. Ancak, bazı insanlar sürekli bir şeyler vererek kendilerini kabul ettirme, ya da tam karşıtı, diğer insanlarla ilişkilerinde asalak bir yaşantı sürdürme eğilimindedirler. Temelde, bu tutumlar arasında bir fark da yoktur. Çünkü sürekli ve ayrım yapmaksızın vermenin gerisinde de kişi, diğer insanları kendisine bağımlı kılarak kendi bağımlılığına doyum sağlar.
Reklam
1. BÖLÜM SAİD NURSÎ, NUR RİSALELERİ VE İLİM 1.1. SAİD NURSÎ’NİN TAHSİL HAYATI Risale-i Nur müellifinin tahsil hayatı üç aydan başka mevcut olmadığı halde (...)10 Evet o zât (Said Nursî) daha hal-i sabavette iken ve hiç tahsil yapmadan zevahiri kurtarmak üzere üç aylık bir tahsil müddeti içinde ulûm-u evvelîn ve âhîrine ve ledünniyat ve
Seyit Kutub’un hezeyanları!
Seyit Kutub’un Hazreti Osman efendimiz hakkındaki akıl almaz iftiraları ile zekât konusundaki İslam’a zıt, sosyalizm benzeri sözlerini iki yazımda kaleme almıştım. Pek çok okuyucum Seyit Kutub’u böyle bilmediklerini ifade ederek başka hatalarının olup olmadığı konusunda sorular sordular. Bu itibarla kendisi hakkında bir yazı daha almaya karar
Kime göre ? Neye göre ?
Herkes zirveye ulaşmak ister değil mi? Oysa zirve denilen yer yükselişin sonu, inişin başlangıcıdır..
Reklam
68 syf.
8/10 puan verdi
·
Beğendi
Kime Göre Akıl Hastası?
Çehovun derin anlamlar içeren kısa öykülerin den biri
Anton Çehov
Anton Çehov
Kitapta bir doktor ve akıl hastasının felsefi tartışması konu ediliyor. ( Kime göre akıl hastası? ) @
Altıncı Koğuş
Altıncı Koğuş
Kitapta sorgulayanlar'ın ve düşünme gücüne sahip olanların toplum içerisinde dışlandığını, sorgulamayıp, düşünme gücüne sahip olmayanların toplum denen sürü ile kolayca anlaşabileceği bariz bir şekilde anlatılıyor. Ama bu düşünemeyen kesimin yaşantısı ise bildiğimiz bir ottan farkı olmuyor. Bu kupkuru yaşam içinde bi o yana bi bu yana sallanıp gidiyorlar. Zaten bu kesim fazla düşünmeye ve kafa yormaya başladığında da kitabın sonunda olan başlarına geliyor. Kitabı okuduktan sonra tekrardan emin oldum ki "Sürü ile hareket edersen sadece kıç görürsün" Sadece bir defa okumakla sınırlı kalmayacağım öykülerden biri. Keşke beyaz perdeye uyarlanmış Türkçe altyazılı bir halini bulup izleyebilsem...
Altıncı Koğuş
Altıncı KoğuşAnton Çehov · Türkiye İş Bankası Kültür Yayınları · 202269,5bin okunma
“Bana deli diyenin aklı kime göre doğru”😎
Hz Allah'ın Rahmet nazarı.
Rivayet edildiğine göre Allah Teala, Hz. Musa'ya ( a.s. ) şöyle vahyetmişti; '' Herkim gücü yettiği halde ( öcünü almaz da ) karşısındakini affederse, her gün ona yetmiş kere rahmet nazarıyla bakarım. Ben her kime bir kere rahmet radarıyla bakmışsam cehennem ateşinde ona azap etmem.'' ( DÜRRETÜL VAİZİN. )
BİR AVUÇ İNANAN İNSANLAR İNSANLIĞA ÖRNEKTİR .
🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲🤲 Uzun Bir Gecenin Ardından Dakyanustan Allah 'u Teâlaya Kaçan Gençler Ashab-ı Kehf Kıssası Ashâb-ı Kehf, putperest bir hükümdar olan Dakyanus devrinde Tarsus’da yaşamış, îman ve tevhîd mücâdelesi vermiş olan sâlih gençlerdir. Zalim kral Dakyanus'un Ashâb-ı Kehf'e karşı sunmuş olduğu puta tapma teklifine karşı
Reklam
360 syf.
9/10 puan verdi
CESUR SORULAR – DOST CAN DENİZ
Bu kitap ile ilgili yorumuma geçmeden önce şu hikayemi anlatmadan edemeyeceğim. Yüksek Lisans derslerimden biri olan Koçluk dersimizde hocamız, Türkiye’ nin ilk Yaşam Koçu olan Dost Can Deniz’ i konuk etmişti. Dersin sonunda kendisine bir soru sormuştum. Önerebileceğiniz, mutlaka okumalısınız dediğiniz bir kitap var mı? diye. Kendisi birkaç kitap ismi verdi sağ olsun. Geçtiğimiz aylarda kitap almak üzere bir kitapçıya gittiğimde, raflarda dolaşırken “Cesur Sorular” kitabı dikkatimi çekti. Yazarına baktığımda ise çok şaşırmıştım. Şaşırmakla beraber yüzümde bir tebessüm de aynı anda gerçekleşti Neden biliyor musunuz? Sanıyorum “Mütevazı” kelimesinin gerçek anlamını o an hissettim. Çünkü derste tamamen farklı kitap isimleri vermişti, kendi kitabından ise bahsetmemişti. Oysa ki tam da yeriydi. Gelelim kitap yorumuma: Kitapta kendinize sormanız için birbirinden zorlu 101 soru var. Bazı sorularda öylece durup düşünüyor ve yanıt bulamıyorsunuz. Gerçekten hayatımızda kendimize sormamız gereken ne çok soru varmış dedirtiyor insana. Keşke hepsine verecek cevabım olsaydı. Cevabını veremedim ama çokça farkındalık oluşturdu bana bu kitap. Hayatı gerçekten kime göre, neye göre, hangi koşullara göre yaşıyoruz? Ne kadar farkındayız olan bitenin? Neye izin veriyor, nelerden vazgeçiyoruz? Dost Can Deniz der ki: “Yanıtlar değildir yaşamı değiştiren. Yaşamı değiştiren sorulardır.” Bence mutlaka okunması gereken kitaplar arasına girmeyi hak ediyor.
Cesur Sorular
Cesur SorularDost Can Deniz · Hayat Yayıncılık · 201677 okunma
İnsan çamuru da sevebilir. Kime göre neye göre temiz olmak.
Ne sebeple olursa olsun hatanızın üzerinde kara kara düşünmeyin. Temizlenmenin yolu çamurda yuvarlanmak değildir.
Seçim sandığını ortaokula yerleştirmişlerdi. Okul, okul olalı öylesine bir dalaşıklığa tanık ol­ mamıştı. Hani kesilecek öküzün yanına bıçağı taşımak yerine öküzü bıçağın yanına taşımak var ya, işte öyle bir şey . . . Gelen delegenin adım listeden bulup oyunu kullandırmak varken, lis­ tedeki sıraya göre dışarıdan adam arıyorlardı; Adı okunan delegenin niteliğini, kime oy vere­ ceğini çoktan bilen aday adayları görmeye de­ ğerdi doğrusu. Özellikle Cafer ve Cemal beyler yargıç listeyi okudukça yerlerinde duramıyor­ lardı. İkisi bir ağızdan, mahkeme mübaşiri gibi okunan adları yüksek sesle kalabalığın üstüne doğru yineliyorlar. Kalabalığı kan-ter içinde yarıp geçen delegenin arasını burasını okşaya­ rak sandık başına uğurluyorlardı.
Sayfa 133 - 1978 yüce yayınlarıKitabı okudu
Z: İyi geceler. Mihrinaz: Kime göre iyi? Z: Bize göre.
·
Puan vermedi
Sevgili Peşkov Horoşeye'nin yalanlarını yakalamasından hoşlanması beni şaşırttı ve dilimde söylenmeyi bekleyen sayısız yalan cümlenin vakti gelince anlaşılacağını bilmek hüzün verdi içime. Muhakkak ki Peşkov gibi çocuk olsaydım yalan söylemek de yakalanmak da hoşuma giderdi çünkü söylenip söylenmemesi hiçbir şeyi değiştirmeyecek yalanların
Çocukluğum
ÇocukluğumMaksim Gorki · İlya Yayınları · 201315,6bin okunma
1.500 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.