FRİEDRİCH ENGELS (1895)
V.İ.U. LENİN FRİEDRİCH ENGELS (1895) Nasıl bir zekâ meşalesi söndü Nasıl bir yürek durdu! 5 Ağustos 1895’te Friedrich Engels Londra’da öldü. Dostu (1883’te ölen) Karl Marx’tan sonra, Engels, bütün uygar dünyanın modern proletaryasının en yetkin bilim adamı ve öğretmeniydi. Kaderin Karl Marx ve Friedrich Engels’i bir araya getirdiği
Kimlik farklılıklarının en önemlisi, gerçek ya da uydurma olsun, dini ayrılıklardı. En büyük ayrışma ise Hindular ile Müslümanlar arasındaydı. Böl ve yönet tarzının en önemli aracı dindi. Din üze­rine araştırmalar yürüten Peter Gottschalk'ın çalışmaları, Hindular ile Müslümanlar arasındaki ayrışmanın İngilizlerin kasti bir projesi olduğunu
Reklam
👉 birigli: Rızk veren, bağışlayan, lutfeden. Harezm Türkçesi satır arası Kur’an tercümesinde “birmek” fiilinden -gen sıfat-fiil ekiyle türetilen bir- gen sözcüğü Vehhȃb (Lütfeden, bağışlayan, veren) karşılığında kullanılır (Yüksekkaya, 2005: 185). KB’de ise aynı fiilden -gli sıfat-fiil ekiyle türe- tilen birigli şekli Allah’ın güzel isimlerinden
136 syf.
7/10 puan verdi
Şair, Edebiyatımızın kıymetlisi Sezai Karakoç'u vefatının sene-i devriyesinde rahmetle anıyorum... Üstad bu eserinde yine sanattan ve sanatçıdan bahsediyor. Necip Fazıldan tutun, batı yazarlarına kadar... -Kimi özgürlüğe, kimi araştırmaya, kimi maddi imkâna ihtiyaç duyabilir. Ya da dö­nem dönem şuna ve buna. -Kendi ana dilini korumak, insanın en tabiî hakkı­dır. -Bazı şiirleri de güneşin öğleyin olduğu gibi yakıcı ve sıcaktır; bazıları ikindi güneşi gibi serin ve ok­şayıcı, bazıları da güneşin batış melankolisinden ve geceden parçalar... -Medeniyet, bir topluluğun maddî ve mânevi alan­larına, edebiyat, güzel sanatlar, fikir ve felsefe, müsbet bilgiler, teknik ve ahlâk alanlarına, aynı yönü, aynı neşeyi, aynı hüznü, aynı hızı, aynı ölülüğü ve diriliği, aynı motifleriaynı dozlarla veren ruhî güçtür. -Yunus Emre âdeta havada gezen duygu ve dü­şünceleri o büyük ortak duyarlığın etkisiyle dile getirmiş, âdeta gelmekte olan uygarlık hamlesinin şiirsel anıtını dikmiştir.
Edebiyat Yazıları 2
Edebiyat Yazıları 2Sezai Karakoç · Diriliş · 2007175 okunma
Hellen Monarşisi
Bu ismi taşıyan, iki yüz sayfalık bir kitap kadar uzun olan ve 1806 yılında İtalya’da yayımlanıp Yunanistan’da da dağıtılan risalenin dile getirdikleri, demokratik yada cumhuriyetçi görüşün tipik bir örneği sayılabilir. Yazarı belli değildir; “anonim bir Hellen” diye tanıtır yazar kendini. “Nomarşi” sözcüğü yazar tarafından türetilmiştir: “nomos”,
Anadolu'dan gelen yoldaşların ve Anadolu Gruplarının görüşleri
Anadolu'da Bolşevizm maskesi altında, onunla hiç de uyuşmayan propaganda yapılıyor. Anadolu'daki komünistler ve Komünist gruplar gibi, görev yerlerinden geri dönen yoldaşlarımız da, şu görüşleri savunuyor: Rusya Sovyet Cumhuriyeti ve Üçüncü Enternasyonal, "Türkiye'ye destek vermekten başka, Turkiye Komünist Partisi'nin programını, Türkiye'deki tek gerçek komünist program olarak kabul edip onaylamalı ve başka programları kabul edenlerin hiç birisinin Bolşevik olmadığını ilan etmelidir. Böylece, sahte Bolşevizm ve zarar verici propaganda, gücünü ve etkisini kaybedecek. Emperyalist işgalin kargaşa ve dehşeti sebebiyle Anadolu, çaresizlik içindedir. Kimi teşkilatlar terörist niteliktedir. Anadolu'nun emekçi halkı Bolşevizmi kendisi için kurtarıcı güç olarak görüyor; ona inandığından, bu gücü Anadolu'ya getirenler, onun için değerli olacaktır. Bu sebepten dolayı, Türkiye'ye para, silah, askeri teçhizat olarak ve başka şekillerde yapılan maddi yardım, Türkiye Komünist Partisi'nin elinden geçmeli ya da öyle görülmelidir. Bu husus partimizin halk arasında, milliyetçi, Kemalist ve diğer güçler arasındaki durumunu güçlendirebilir. Türkiye'ye maddi yardım davasında aracı olarak partimiz, silahların er ya da geç komünistlerin çetin mücadele etmek zorunda kalacağı gerici güçlerin eline geçmesini engelleyecek, silahların ikinci derece teşkilatların eline geçmesine son verecek ve emekçi halkın maddi ve manevi gücünü arttıracaktır
Sayfa 114Kitabı okudu
Reklam
Yaptığımız İbadetlerden Neden Zevk Alamıyoruz?
Yaptığımız ibadetlerden farkında olmadan muhakkak lezzet alıyoruz. Fakat bu lezzeti layıkıyla neden hissedemiyoruz? Öncelikle bilinmesi gereken; insan yaratılış gayesi olan ibadeti zevk almak için değil sadece Allah’ü Teâlâ Celle Celâlüh rızası için yapmalıdır. İbadetten zevk alınmaması ibadetin terki için geçerli bir sebep olamaz. İbadet
509 öğeden 331 ile 340 arasındakiler gösteriliyor.