DAVETİYE — Hüseyin Nihal ATSIZ
Bu şiiri Kağan Çapar'ın enfes sesinden dinlemenizi tavsiye ederim.
YouTube ve Spotify linklerini bırakıyorum.
Spotify: open.spotify.com/track/4Kp9q4DgN...
YouTube: youtu.be/V0PN06RmYjQ?fea...
DAVETİYE
Ey Benito Mussolini! Ey gayet yüce,
italyanlar başvekili muhterem Duçe!
Duydum
"Biz kimiz ki Tanrının niyetini bilelim."
(Sihirbazın Fili isimli animasyon filmden)
İNSAN NE İÇİN VAR
Konusu büyük olan fizik kanunları sıfat anlamında kullanılan yaşamsal döngüleri kontrol etmektedir. Sıfat; mana açısından bakılan iç yönlü harekât demektir. Fizik kanunları üç şekilde bilinebilmektedir;
1- Kanun koyucu algılar
2- Fiziksel sistem tasarımı yapanlar
3- Karışım modellemeleri
Bu üç şekil kanun çıktılarını içsel tarzlara dönüştüren anlık fizik konularını bizim bildiğimiz ve anlayacağımız şekillere geçişi kolaylaştırmaktadır. Kanun koyucu algılar, zaman ötelerini tek anda görülen kural koyuculara zor anlarda yardımcı olmaktadır. Zor olan kanunlar iç tasarım yaptıracak durumda görülürken, zamansız vakitleri değişken türevlere bağlayan konumsuz zaman-uzay grafiğine angaje edecektir. Angaje olan alan uzay-zaman ve uzay-an grafiklerini tek tanrı inancına bağlayacak olup, uzayın tanrı kavramını üstünkörü görmek istemesinin önünü kapatmış olacaktır. Tanrı tek bilenenken, zamanı Tanrı'nın yarattığı herhalde herkes tarafından anlaşılmıştır. Zaman, Tanrı üstündeki tekliği ortadan kaldıran tutuk fikirleri değiştirmek için vardır. Anlar ve zamanlar Tanrı'nın tek olduğunu göstermek için yaratılmıştır. Evet bilinenler bunlarken ya bilinmeyenler nelerdir? Tanrı tekken ve sıfata sığmayacak kadar büyükken, biz kimiz? Evet ona aitiz ama amaç nedir ki biz varız, evet amaç Tanrı'nın bizi yaratmak istenci soru kısmında belirli değildir? Kur'an-ı Kerim'de geçen '' İnsan neden yaratıldığına bir baksın'' sözü bizlere açık kapı bırakmak için umut vaat etmektedir. Saygılarımla...
Davetiye
Ey Benito Mussolini! Ey gayet yüce,
İtalyanlar başvekili muhterem Duce!
Duydum ki, yelkenleri edip de fora
Gelecekmiş orduların yeşil Bosfora.
Buyursunlar… Bizim için savaş düğündür;
Din arabın, hukuk sizin, harp Türklüğündür.
Açlar nasıl bir istekle koşarsa aşa
Türk eri de öyle gider kanlı savaşa.
Hem karadan, hem denizden ordular
