Akış
Ara
Ne Okusam?
Giriş Yap
Kaydol
Hande’nin temel gereksinimlerinden biri kabul edilme ihtiyacı… Ciddi bir şekilde “kabul görmeme korkusu “ yaşıyor içinde. Kurulan düzen bozulmasın, kimse onun hakkında olumsuz şeyler düşünmesin,” “zor insandır!” demesin, her şey yolunda gitsin, kim ne istiyorsa öyle yapsın, herkes huzurlu olsun… Çünkü çocukluğundan beri düzeni bozmadığı sürece kabul görmüş, sevilmiş, onaylanmış. Annesinin babasının sözünü dinlediği sürece varlığı kabul edilmiş, öğretmenlerinin, otoritelerinin yaptırımlarını uyguladığında onaylanmış, kabul görmüş ve kendini ancak o zaman iyi hissedebilmiş. Tabi bu rahatlığın bedelini de neyle ödemiş? Kendi potansiyelini körelterek…
Bollukta yaşamayı da, yokluğa katlanmayı da bilirim. Kimse beni, benden çok düşünmesin. (…) her durumda, her koşulda yaşamanın sırrını öğrendim.
Sayfa 302 - Alfa - 3. BaskıKitabı okudu
Reklam
Her varlık için en değerli, en yüksek varlık kendininkidir. Başka varlıkların değerlerini kendi varlığını temel alarak ölçer, ona göre yargılar verir. Bu temel ve ölçü olmadıkça hayal gücümüz iş göremez. Başka bir çıkış noktası da yaratamaz. Kendimizin dışına, ötesine gidemeyiz. Bu yüzden insanlar şöyle düşünmüşler: Varlıkların en güzeli insandır. O halde Tanrı onun şeklindedir. Kimse erdemsiz mutlu olamaz, erdem de aklın dışında değildir; akılsa insandan başka varlıkta yoktur. O halde Tanrı insan biçiminde olacak. Ksenophanes bunu pek hoş anlatır; der ki: Eğer hayvanlar da tanrılar icat ediyorsa - ederler a - onları kendilerine benzetip, övünürler. Niçin, mesela, bir kaz şöyle düşünmesin: “ Evrende her şey benim içindir. Toprak, üstünde yürümeye yarar; güneşin işi bana ışık tutmak, yıldızların işi hayatım ve talihim üzerinde etkili olmaktır. Rüzgârlar, sular bana filan rahatlığı sağlar. Bu gökkubbe benim kadar hiç kimseyi kayırmaz. Ben evrenin gözbebeğiyim. İnsanoğlu benim yiyeceğimi içeceğimi arayıp buluyor. Oturacağım yeri yapıyor. Bana hizmet ediyor. Buğdayı benim için ekip biçiyor. Gerçi beni kesip yiyor, ama bu işi kendi eşlerine de yapıyor. Ben de insan oğlunu öldüren, yiyen kurtları yiyorum.”
.. bollukta yaşamayı da, yokluğa katlanmayı da bilirim. Kimse beni, benden çok düşünmesin. *
Sayfa 302 - Alfa 5. BaskıKitabı okudu
Bollukta yaşamayı da, yokluğa katlanmayı da bilirim. Kimse beni, benden çok düşünmesin.
"Her varlık için en değerli, en yüksek varlık kendininkidir. Başka varlıkların değerlerini kendi varlığını temel alarak ölçer, ona göre yargılar verir. Bu temel ve ölçü olmadıkça hayal gücümüz iş göremez. Başka bir çıkış noktası da yaratamaz. Kendimizin dışına, ötesine gidemeyiz. Bu yüzden insanlar şöyle düşünmüşler: Varlıkların en güzeli insandır. O halde Tanrı onun şeklindedir. Kimse erdemsiz mutlu olamaz, erdem de aklın dışında değildir; akılsa insandan başka varlıkta yoktur. O halde Tanrı insan biçiminde olacak. Ksenophon bunu pek hoş anlatır; der ki: Eğer hayvanlar da Tanrılar icat ediyorsa onları kendilerine benzetip, övünürler. Niçin, mesela, bir kaz şöyle düşünmesin: “Evrende her şey benim içindir. Toprak üstünde yürümeye yarar; güneşin işi bana ışık tutmak, yıldızların işi hayatım ve tarihim üzerinde etkili olmaktır. Rüzgârlar, sular bana filan rahatlığı sağlar. Bu gökkubbe benim kadar hiç kimseyi kayırmaz. Ben evrenin gözbebeğiyim. İnsanoğlu benim yiyeceğimi, içeceğimi arayıp buluyor. Oturacağım yeri yapıyor. Bana hizmet ediyor. Buğdayı benim için ekip biçiyor. Gerçi beni kesip yiyor, ama bu işi kendi eşlerine de yapıyor. Ben de insanoğlunu öldüren, yiyen kurtları yiyorum.” Bir kartal aynı şeyi daha büyük bir gururla söyleyebilir; evrenin en güzel, en soylu yeri olan göklerde istediği gibi uçabiliyor."
Sayfa 196Kitabı okudu
Reklam
*** Bollukta yaşamayı da, yokluğa katlanmayı da bilirim. Kimse beni, benden çok düşünmesin. ***
Sayfa 302 - Alfa YayınlarıKitabı okudu
Yüz kez ölecek olsam orada ölmek isterim : Yüz kez doğacak olsam orada doğmak isterim, .. Varsın kimse düşünmesin beni . Bütün yeryüzünü düşünelim, aşkla vuralım masaya. Dönmek istemiyorum bir daha kan bulaşmış ekmeğe, fasulyelere, müziğe: Madenci, kız çocuğu, avukat, denizci ve oyuncak bebek üreticisi bana eşlik etsin istiyorum, sinemaya gidelim, çıkıp şarapların en kırmızısını içelim. Hiçbir şey çözmeye gelmedim. Şarkı söylemeye geldim buraya, sen de benimle söyleyesin diye. .
Sayfa 380 - Can YayınlarıKitabı okudu
_Buda: ( Gerçeğin dikenli yollarında sevinçle yürümek isteyenlere ) _Sizden inanmanız beklenen şeyleri sorgulayın. Aklınla uzlaşmıyorsa hiçbir şeye inanma; onu ben demiş olsam bile. Bir şeye sırf kulaktan duydunuz diye körü körüne inanmayın, birkaç kuşaktan beri itibar görüyorlar diye, geleneklerin de doğru olduğuna inanmayın. Sırf hocalarınızın
38 öğeden 1 ile 10 arasındakiler gösteriliyor.