Bir aile... Anne-baba, üç erkek çocuk, üç gelin. Dışarıdan bakıldığında kalabalık ve mutlu bir aile ama her birinin kendine ait bir hikayesi, kendi mutsuzluğu, yarım kalmışlığı var.
Şermin Yaşar, tüm karakterlere ayrı bir sayfa açmış ve buyur sen anlat demiş. Nesin, aslında kimsin, neyi seversin, neyi saklıyorsun?
Anne-baba olmak çocuk üzerinde her hakka sahip yapar mı insanı? Neler yüklerler çocukların omzuna? Sevgisizlik ya da doğru şekilde verilemeyen sevgi insanı nasıl yaralar?
Öyle güzel yazmış ki Şermin Yaşar okuduktan sonra bir sızı bırakıyor insanın içinde ve görünenin arkasında neler saklı olabileceğini bir kez daha anlamanı sağlıyor.
"İnsan böyle bir şey. Nerede, hangi yaşta olursa olsun, kabuğunu kırıp içine baksan içi cılk yara. Yarasız, dertsiz, sırsız insan yok da, işte kimisi üstünü iyi örtüyor."
"Ulan yaşamak ayrı dert, yaşadığını anlatamamak ayrı dert. Anlatsan, seni anlayacakları bile şüpheli, Sadece bu yetmez mi insana?”
"Bazen suyun berraklaşması için önce bulanması gerekiyor."