1 MAYIS
Bahar mı geldi?
Kara kış munis bahar rolünü mü üstlendi yoksa?
Beyaz düşler için yumuşak yumuşak...
Baharların içinde tek yumruk duran;
Mayısın biri vardı değil mi?
...
Bilinen bir şey varsa
Göklerin ağzına kadar iğde kokusuyla doluşudur
Sezilen bir şey varsa
Göklerin kehribar renkli arzularla çatlayan
Kiraz aylarından birine gebe oluşu
Gümüş günlerin gümüş türkülerle sarhoş oluşudur.
Kiraz ayı geliyor!
...
1 MAYIS
Bahar mı geldi?
Kara kış munis bahar rolünü mü üstlendi yoksa?
Beyaz düşler için yumuşak yumuşak...
Baharların içinde tek yumruk duran;
Mayısın biri vardı değil mi?
Şura-lara mı saklamıştık?...
Harşit yöresi kültürel açıdan bilhassa eski Türk örf ve adetlerinin, efsane ve söylencelerinin yaşatılması bakımından önde gelen yerlerden biri olarak bilinmektedir. Yörede kullanılan takvimdeki 12 ay adı ortak kullanımda zamanla şekillenmiş kelimelerden oluşmaktadır:
Ocak - Zemheri Ayı
Şubat - Gücük Ayı
Mart - Mart Ayı
Nisan - Abrul Ayı
Mayıs - Mayıs Ayı
Haziran - Kiraz Ayı
Temmuz - Orak Ayı
Ağustos - Ağustos Ayı
Eylül - İsavrit Ayı
Ekim - Darı Ayı
Kasım - Koç Ayı
Aralık - Karakış Ayı
Bahar mı geldi?
Kara kış munis bahar rolünü mü üstlendi yoksa?
Beyaz düşler için yumuşak yumuşak...
Baharların içinde tek yumruk duran;
Mayısın biri vardı değil mi?
Şura-lara mı saklamıştık?...
(hiç bakmadık ki bulalım.)
"Samsun’a ayak basmış kahraman bugün,
Çayır, çimen yeşermiş zafer yolunda.
Davul zurna sesinde şahlanır düğün,
Gönlüm coşup öter bir bahar dalında.
Ata’nın rüyasına gelincikler sun,
Emek bahçelerinin güzel gülünü.
Bir sonsuz bir sabahtayız… o uyusun,
Sevincimiz coşturur onun gönlünü.
Nasıl çıkmış bir saban Samsun’dan yola
Dağlardan dağlara o zafer türküsü,
Şahlanıp bayrak çekmiş her eski kola,
Taze bir bahar açmış yurdun gözünü.
Al bayrağım Ankara kalesinde hür,
Dalgalanmakta altın bir çağa doğru,
Yeni kahramanlar kol kol, boy boy yürür
Şu karlı dağlardaki bayrağa doğru.
19 Mayıs’ın hür başına çelenk,
Kiraz mevsimi, gençlik ayı, gül ayı.
Bir bahar bahçesinde gönüller renk renk,
Şu sonsuz koşuya bak, sarmış yaylayı."
Şarkı ya da şaka olmayı seçer misin deseler bana saçma bir şekilde
İlk önce sorana bakarım, gözlerine en başta elbette
Kendimi görmek isterim orda parlak dünyaların ortasında
Burun ve dudakların hemen üstü ve kulakların arasında
Puzzle'ı bitirmek için daha çok parça gerek ama
Yanaklar önemli diye duymuştum çok önce değil , bir ara
Niye vakit kaybediyoruz ki bu deli saçmasıyla sevgilim
Şarkı ya da şaka , kiraz ya da karpuz kimin umrunda
Önemli olan sadece bu gece perşembe ya da çarşamba
Ona karar vermek lazım güzelce bitirebilmek için hayatı
Yoksa boşa gidecek onca mazlumun son haykırışı
Çok fazla düşünüyorsun hadi koy artık şu son parçayı
Dudakları koparılmış bir oyuncak ayı misali
Bakıyorum etrafa ağlamaklı ama belirsiz
Dudak bile bükemiyorum sahibime, donmuşum sanki
Evde kimse de kalmamış , belki de biz evsiziz
Sonra bir temas oluyor ve ayının yüzü aydınlanıyor
Demek ki her şey, herkes, her ses senin içinde gizli
Bu kadarmış diyorum sonra - gecenin sonu geldi
Sonra sevişiyoruz
Sonra uyanıyorum
Aptal bir film klişesi gibi.
Son satır eksik sanki- acaba nereye gitti?