Git, mutlu olduğun yere git. Artık benim canımı yakma…
“Sevmeyeceksen git, canım yeterince yandı bir de sen yakma.” Artık bunu demek zorundayız.
Reklam
Yine Mesnevîden: "Birtakım kötü kişilerin elinden kurtarabilmek için Hızır aleyhisselam gemiyi deldi, sakatladı. Mademki kırık olan, dökülen, perişan olan kurtuluyor; sen de kırıl dökül, perişan ol. Kurtuluş ve selamet yokluktadır. Haydi, sen de benlikten, varlıktan kurtul, yokluğa doğru git. İçindeki madende birazcık altın yahut gümüş bulunan bir dağ, kazma yaraları ile paramparça olur. Kılıç, boynu olan kişinin boynunu keser. Gölge ise yerlere serilmiştir. Boynu ve bedeni olmadığı için onun yaralanması ve kesilmesi de yoktur."
Sayfa 128
Şimdi an gitmek vaktidir. Yalnız ve kimsesiz...
Bu defa yalnızca kendin için git. Olmak istediğin şey için. Pişmanlıkların olacaksa yola çıktığın için olsun. Boğulacaksan güvendiğin, inandığın, sırtını yasladığın insanların yanında değil, tanımadığın, sana yabancı nehrin sularında boğul. Kırılacaksan dostane sofralarda değil, yabancı sokaklarda kırıl. Bana inan, bu bedel daha kolay ödenebilir.
Sayfa 30
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun, Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel.. #erhankeklik
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun, Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel..
Reklam
durumun vehametinden kilometrelerce uzaksın, biliyorum. ama ben senin imtihanına sabr, sarıldığın sadr olmak istemiyorum. yanlışlıkla yere dökülen bir bardak su gibi buharlaşmak istiyorum hayatından. beni artık arama. lütfen karşımdaki sandalyeye oturma, yanımdakine asla. sigaranı dudaklarına götürürken bana hikayeni anlatma. duymak istemiyorum
‘Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım. Şimdi yaran, yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun, Git, bi zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel… Hasılı; yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz, Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor...’
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, Şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun. Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, Şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
Reklam
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor..
aldığın nefes,,,
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel. Hasılı; yanlış kıyılarda çırpınıyor bu yaşlı deniz Bu ağır suyu bu ince kum kaldıramıyor.
Aldığın nefes ciğerlerini acıttığı zaman konuşalım, şimdi yaran yarama denk değil. Senin gönlün bende dursun Git, bir zaman durul da gel. Elbet bir gün yorulursun, Düşürsünler, kırıl da gel.
27 öğeden 1 ile 15 arasındakiler gösteriliyor.