Yeryüzü Aşkın Yüzü Oluncaya Dek
YERYÜZÜ AŞKIN YÜZÜ OLUNCAYA DEK Aşksız ve paramparçaydı yaşam bir inancın yüceliğinde buldum seni bir kavganın güzelliğinde sevdim. bitmedi daha sürüyor o kavga ve sürecek yeryüzü aşkın yüzü oluncaya dek! Aşk demişti yaşamın bütün ustaları aşk ile sevmek bir güzelliği ve dövüşebilmek o güzellik uğruna. işte yüzünde badem çiçekleri
"..Tabiatla haşır neşir, Kırlarda geçen ikindi vakti. Sakin, dinlenmiş, rahat Bir gün daha bitti."
Reklam
Üşüyorum
Bir coşku var içimde bu gün kıpır kıpır Uzak çok uzak bir yerleri özlüyorum Gözlerim parke parke taş duvarlarda Açılıyor hayal pencerelerim Hafif bir rüzgâr gibi süzülüyorum Kekik kokulu koyaklardan aşarak Güvercinler ülkesinde dolaşıyor Bir çeşme başı arıyorum Yarpuzlar arasında kendimi bırakıp Mis gibi nane kokuları arasında Ruhumu dinlemek istiyorum Zikre dalmış her şey Güne gülümserken papatyalar Dualar gibi yükselir ümitlerim Güneşle kol kola kırlarda koşarak Siz peygamber çiçekleri toplarken Ben çeşme başında uzanmak istiyorum Huzur dolu içimde Ben sonsuzluğu düşünüyorum Ey sonsuzluğun sahibi, sana ulaşmak istiyorum Durun kapanmayın pencerelerim Güneşimi kapatmayın Beton çok soğuk, üşüyorum...
Muhsin Yazıcıoğlu
Muhsin Yazıcıoğlu
Ne korkunç bir zaman dilimiydi yaşadığımız. Kırlarda ölüm, dağlarda ölüm, kentlerde ölüm, değişemeyen kafalar yüzünden de, okullarda, kurumlarda manevi ölüm. Siyasi çözüm bulunamadığı için ve karşılıklı inatlaşma sonucu, ne çok genç adam öldü, ne çok ana yüreği yandı, ne çok çocuk babasız, genç kadın kocasız kaldı.
ölü gövdemin güzel görünmesi için gün boyu hazırlık yapıyorum. sanki güzel bir ölü gövdeyle öç almak istediğim insanlar var. karşı çıkmak istediğim evler, koltuklar, halılar, müzikler, öğretmenler var. karşı çıkmak istediğim kurallar var. bir haykırış! küçük dünyanız sizin olsun. bir haykırış! sessizce yatağa dönüyorum. ölümü ve yokluğu uzun süre düşünmeye zaman kalmıyor. şimdi gözümün önündeki görüntüler renkli kırları andırıyor. korkacak bir şey yok. kırlarda koşuyorum. sanki bir deniz kentinde yaşamıyorum. hep kırlar. esintiyle birlikte eğilen otlar arasında bir başımayım. birazdan ölüm beni alacak
Tanrı Zeus kendine oyuncak yaratmak istiyor
Ve günlerden bir gün Zeus müthiş bir neşe, heyecan ve dâhiyane bir fikirle uyandırıyor kırlarda uyuklayan Prometheus'u. "Hayat çok sıkıcı, her şey aynı, her şey düzenli. Ve en tepede yaşamak çok yalnız hissettiriyor beni. Hem de sonsuza dek. Ama aklıma öyle bir fikir geldi ki hayat renklenecek, yeni bir tür yaratacağız seninle birlikte. Bir kafası, iki kolu, iki bacağı olan. İnsan... Bir erkek insan. Akılları olacak ama bizden fazla değil, meraklı olacak ama en fazla bizim kadar, bilinçleri olacak beslenmek, avlanmak, yaşamak için, ama bize muhtaç. Bize şükredecek, bize tapacak, bize hizmet edecek minyatür bir ırk yaratacağız" diyor.
Sayfa 74 - AlfaKitabı okudu
Reklam
1.000 öğeden 21 ile 30 arasındakiler gösteriliyor.